Kozanın Vedâsı Şiiri - Gürsel Çopur

Kozanın Vedâsı

ömrüne sırtımı dayadığım kalemim

sen de mi nöbettesin?

fayans fayans dizilmiş insanlar

belki anlamazlar içindeki matem korunu

bir kehribar oldun ki yanma aşkında

muhabbetime cemre muştusu geldi,

ruhuna serum verilmezdi istemezdin

ummanın bir bardak dolusu değil

iltihap olmuş canların dahili vechesi

bir fenomen değil bu,asırlık haykırış

…….

şikayetim var karlı bulutlara

gözü yaşlı,yaşlı gözlerle

heybeme koyduğum kesif kaldırımlar

dertleşmez oldu gecelerimde

yırtık karanlık elbise var dışarıda

gecenin düğmelerinde bin hece..

tecelli eder bahtına pervane kelebeğiyle

sabah rüyası hatırlanırsa

bir kaşık dille anlatılır

bir heyuladır sokakta gezdirdiğim..

elimde tanımadığım bir el

beni çeker mavera kokusundan

ilham, ruhumu saran bir sarmaşık bestesi

ağlamak susamaktır bu gibi çöllerde

ifadesi canıma tıklanan bir tokmak

bir Beyrut mürekkebi var, belki dost

sersebil hayratında kahramanlığı canlandıran

ülkemdir benim kalemim

sıla tüter çayımda tefekkürümden ayrılmazken..

dün gece hiciv memleketindeydim,henüz

zaman ne kadar dar,kuşatılamıyor

kombine olmuş kalabalıklarda

kalabalık düşünceler sağanak sağanak

içimi nemlendiren şemsiyesiz gecelerin

ebabil hızındaki çırpınışları..

imbat diliminde bir serin nazar,

veciz dalgaların köpürmesinde saklı.

kuşatılan her şey arızi

insan neyi kuşatabilir,kuşanmış elbisesiyle

elbisede ayrılık nümâyan

leblerinde veda mülâkatı,

derdest edilen bir ruh hatırına

kalem gider ebediyet koridorunda..

Gürsel ÇOPUR

Gürsel Çopur
Kayıt Tarihi : 8.4.2010 23:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Gürsel Çopur