Bekliyorken Tarık dede
Ayı Ayhan teklemede
Sincap Salih bu senede
Fare Fahri tenekede
Güdük Galip, dağım diyor
Zübük Zafer bağım, diyor
Serçe Sabri çağım diyor
Çolak Çetin gir küvete
Haylaz Hayri Çamur Çelik
Şeker Şerif Durmuş delik
Ciğersiz Cemil gündelik
Karşılık Emin efede
Zebil Zeynel havalarda
Sebil Sabit ovalarda
Mecnûn Mehmed kovalarda
Yorulur Yaşar gitsede
Gül Gülperi Ellâh diyor
Has Haceri su istiyor
İSLÂMİ kevser veriyor
İsmâîl’i ünlesede
Odun Orhan elde nacak
Fil Fahrettin kırık bacak
Batık Bahri kucak, kucak
Kozalak arar meşede
Ömür tüketendir dehr’i
Zilli Zühre verir zehri
Kör Kâzîm çekiyor kahri
Masûm Mûsâ göz düvede
Tavşan Temel Rezil Remzi
Kaçak Kâmil Fersiz Fevzi
Zanni Zâkir bekler mevzi
Haklı Halil İskelede
Hatçe Hatun allı Âyşe
Başımız tacı dört köşe
Sabır Sabri’deki şişe
Kaypak Kadir iskemlede
Durgun Durmuş Kalas Kerim
Mor Muzaffer nerde derim
İSLÂMİ incele derim
Korkak Kahraman siperde
Nursuz Nuri Hancı Hasan
Hasır Hüsmen Mantar Mustan
Donsuz Dündar Onsuz Osman
İspiyon İsmet göklerde
Meyli Hakîkâte hamil
Geliş Abdullâhtandır bil
Akınlarda Koca Memil
Madum Murat serhatlerde
Cansız Cafer Hızlı Harun
Tomruk Tahsin Sadık sorun
Mağrur Mülayimde görün
Balta Bekir köşelerde
Bel Bünyamin Balcı Battal
Sünepe Seyfi de yat kal
Onu okur şıllık Zühâl
Ödlek Ömer bilmesede
Âişe Anamız var ki;
Gözbebeğim göklerdeki
Cibril, İSLÂMİ’ye der ki;
Kerâmeti müyesserde
Fıstık Fikret uyanmıyor
Zırpırt Zühtü dayanmıyor
Mskin Mahir boyanmıyor
Hissiz Hüsniye nerede
Höt Halûkun gözü özde
A’mâ Yırtık Yunus gözde
Yanık Yusûf’un göz düzde
İpsiz İrfan çantepede
Durgadın duymuyor sesi?
Güllü güldürür herkesi
Leylâk Lâtif bilmecesi
İn İbrahim çözmesede
Mimli Muharrem şâh Şâbân
Rençber Recep sır Ramedân
Tekgöz Tanju başsız Boran
Misli Mevlût vermesede
Açmaz Asiye başını
Saf Sare çattı kaşını
HACER'i ESVED taşını
Kırar; çünki sap keserde
Sessiz Sait Has Hediye
Süslü Sümbül hoş Hayriye
Kemter Kerem nar Nuriye
Mir Muharrem girmesede
Fil Feyyaz’la Elsiz Enver
Adsız Arifleymiş meğer
Sultan Süleymandan haber
Nazlı Nâki vermesede
Ak Abdurrahman zor Zeki
O şükürsüz Şükrü’deki
Afâtı Asûman neki?
Zârif Züleyha neşede
Yazmakla bitmez ki bunlar
Çok; lâta, kalâs, odunlar
Yorakta birikir unlar
Değirmenci vermesede
Şâhidim ELLÂH, İSLÂMİ
Ehlinde değil Dümeni
Çok sular alır bu Gemi
Esrâr, Hikmet hendesede
Mehmet İslami
Kayıt Tarihi : 2.3.2024 22:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!