KÖTÜLÜK ŞİİRLERİ

Sevgi o kadar uzakta kalır ki senin için
Benliğini elinden kaçırırsın.
Tüm iyilikler, lavoboya dökülen yarım bardak su gibi
akar gider.
Artık yalnız yüreğin bir kötülük çatalına dönüşmüştür.

Önüne gelen her lokmayı yutarsın bununla.
..

Gene gitmeler vurdu başıma...Tam buldum evet şimdi oldu oturdu bu dostluk derken,gene geldi gitme vakti..''Güleç kız'' sana gitme demeyi o kadar çok isterdim ki lakin zamanı ve şartları yok saymak saçmalık olurdu elbet. Ey gönlü güzel yüzü güzel canım dostum! ''sevinebilirmyim gerçekten'' gitmene,yanıbaşımızda olup burda mutlu olduğunu görmek varken! Yürek, yarasını belli etmiyor artık benliğimde,bazen severken öldürüyor bazende duruyor, korkuyor! Sonra korktukları başına geliyor,isyanlar başlıyor... Etmiyorum isyan gidişine! İsyanım senin üzülmene.. Dostluklar nasılsa uzaktada yaşar be güzelim yeter ki sürekli ayrılık olmasın,kalbimiz acımasın derinden,bir daha görüşemeyecek duygusuyla şiirler yazmayalım adımıza...
Gene gitmeler vurdu başıma..
Ama bu sefer ki başka.. Mutlu günlere adım atacağının umudu var içimde sevincim ondandır..! !
İçim buruk, İçim mutlu, içim hoş, içim mahoş,duygular garip anlamı yok,biraz arabesk biraz pop,biraz da sen kop :)
Mücadele yolunda yanındayım her zaman,biliyorum ki ağlayacaksın Birkaç zaman..Ona, buna, ota,boka dokunana, dokunmayana.. ama dirençlisin evelallah üstesinden geleceksin,birde bizim gibi arkanda duran dostların oldukça merak etme çabuk gececek zor zaman..
Bir de bakmışsın mutlulukla huzur gelmişler kapını çalıyorlar,kimo demeden açacaksın! ! zaten uzun zamandır bekliyordun..ama bu sefer yatıya gelmişler,sürekli sizle yaşayacaklar.. 75 metrekare evde oldunuzmu kalabalık! ! akın,sen,yiğit,mutluluk ve huzur.Ondan sonra gelse de kötülük, mutsuzluk ''yerimiz yok diyeceksin'' şöyle bir dinlenip giderler büyük ihtimal,ee onlarda olacak hayattaki tadı olsun yaşamımızın değilmi ümmüşüm? ?
Giriş gelişme sonuç beynim gene en uç.. Sevinirken gitmene, üzülüyorum gitmene! Bu ne yaman çelişki böyle.. gene hayatın üstüne atalım suçu ve bi depar atalım umuda doğru! ! 'güleç kız', 'canım dostum', 'arkadaşım', 'sırdaşım' Yüreğimdesin yaşadıkça,yüreğindeyim yaşadıkça.. Sen hep mutlu ol emi! Seni çok çok çok seviyorum..Yolun açık olsun.
..

sahtekar olmadım
kimseyi kırmadım
yanlışlık yapmadım...
kader neden beni ağlatırsın

ben zalim değilim
her insanı severim
..

Yüzler sahte
Sohbetler sahte
Bir oyun oynarmışcasına hayat
Herkese rolünü oynattırıyor

Bin iyilik söylenmez
Bir kötülük söylenir
..

Yarım metrelik ranzadan atlarken odanda, aşağı;
Hiç titreme gelir mi, korkuyla karışık?
Ürperme gelebilir mi gözleriyle konuşurken sen, kuşların;
Camı açıp onlara verirken, suya batırılmış ekmeği?
Ne demeli ki? Hem onlar aynı kuş, verirsin de ekmeği;
Kalbin buruk, besbelli, var bir acı. Sonra onları izlersin:
Şaşkınca bakışlar, kaçacakmış gibi kanat çırpmalar..
..

Ben hergüne adınla başlayacağım.
İçime seni çekeceğim.
Senle yaşayıp seninle gömeceğim bu yüreğimi.
Nasıl bir iç yakarış bu bilmiyorum
İlk defa bir insanın yokluğu içimi böylesine acıtıyor.
Aslında bir bilsen seni ne kadar çok sevdiğimi.
İçimde hiç bir kötülük hiç bir art niyet olmadan sevdim.
..

Çıkart.

Dök ortaya gülüşünde sakladıklarını.Saç önüme tüm yalanlarını,anlat.

Kim demiş ki kıştır kötü olan?

Kim demiş bu yağmurlar gibidir karanlık?
..

İyilik istemiyorum artık hiçbirinizden
Vazgeçtim umutlanmaktan
Yarına bir ışıkta ben yakmaktan
Beklemekten, gülümseyin diye birbirinize

İyilik istemiyorum artık hiçbirinizden
İyiliğinizin içindeki kötülükler
..

ÇOK ÖZLEDİM KÖYÜMÜ
öyle iki satırla anlatılmaz öyle bir çırpıda tanıyamazsın köyümün güzelliklerini,
başlayacaksın köprü çenesinden bakacaksın doya doya babasımın deresine.gözlerini alamayacaksın bir tarih olmuş hani o eskiden korkarak baktığımız harkında balık tuttuğumuz,hani o şimdi düş gibi gelen yaşanmamış gibi gelen,su değirmenini varya hatırlarmısınız analarımızın babalarımızın,sabahlara kadar sıra beklediği körüğün değirmeni boynuğun değirmeni.hani hatırlarmısınız bilmiyorum ben şimdi gibi hala hatırlıyorum hemde gözlerim yaşararak,
anama derdimki annem acıktım oracıkta kimin olursa olsun farketmiyordu açıyorlardı koca çuvalın ağzını alırlardı unu o pamuk elleriyle yuğurupta hep birlik olur şakalaşarak yerdik yavan çöreği.o zamanlar ne şimdikigibi elektirik vardı nede araba.gazlambasının insanların yüzüne vurduğu loş ışık içlerini karartamamıştı o zamanlarda ne kötülük vardı içlerinde nede birine kin güderlerdi,heleki ahh o kağnılara unu yükleyipte çıkınca yola,öyle bir ses verirdiki kağnılar o zamanlarda biz çocuktuk bilmezdik ninniyi değirmende yeni üğütülmüş un çuvalının sıcaklığında uyur öyle güzel olurduki ana kucağı gibi gelirdi. işte o zamanlar kağnıların mazılarından çıkan ninnilerle büyüdük.
işte yaklaşıyorum yavaş yavaş köyüme kale yolundan geçerken dalıyorum yine asırlık söğüt ağaçlarına yaşlanmışlar hepisi birer birer anlatır olmuş üstündeki çatlaklarla yahyalımı.
şimdi gözlerim yaşlı ağlıyorum babamla yonca biçerken yarıştığımız kim daha çabuk biçiyor diye şakalaştığımız aşağı bahçemizdeyim şöyle bir içimi çekerek geçiyorum ilerliyorum köyümün tozlu yollarında,kurban olam tozunada toprağınada tozu bi başka güzel toprağı ise yağmur yağdığında anne sütü gibi kokardı o zamanlar ne kanal geçerdi köyümden nede lağım kanalları vardı hele bir güzel kokardıkı o hayvanların tezek kokusu onu bile özledim.köyün meydanındayım koskoca bir pınar öyle nakış nakış işlenmiş oyulmuş desenlenmiş taşpınarım.eğiliyorum bir yudum su içmek için ama bozulmuş eskiden bam başka akardı suyu buz gibi bal tadında idi ama köhneleşmiş bozulmuş yıkılmış,eski güzelliğini vermiyor hergün başında bir sürü olan köylülerimiz uğramaz olmuş taş pınara artık gelişiyoruzya almışızya evlerimize sularımızı,unutur olmuşuz yüz yıllarca taşpınarın bizi yaşatmak uğruna taa söbelenlerden getirdiği yaşam kaynağını,heleki hani kızlar sevdiklerini görmek için konuşmak için su götürme bahanesiyle
gelirlerdiya taşpınarın başına hani bizimle çoğu yazdıkları mektuplarını yollardı sevdalısına. şimdi artık yoklar telefon almış artık o eski güzel günlerin yerini. çocuklar kağnı sesinden ninniler dinleyemez olmuş süslü süslü arabaların korna sesleri almış o ninnilerin yerini.zirahattepesine çıkıpta şöyle bi bakayım diyorum yahyalıma,anamın babamın beni dünyaya getiripte adımı koydukları o canım yahyalıma,gözlerim yaşarıyor bakınca,eskiden toprak bacalarda çocukluk arkadaşlarımla oyuklar oluşturupta misket oynadığımız.geceleri güdül oyunu oynadığımız,çelik çomak oynadığımız o köyümden yahyalımdan eser kalmamış hertarafı kiremitten saçtan evler olmuş ne oyuk oluşturupta misket oynaya bilirsin bacalarda nede birtane çocuk kalmış oyun oynaya bileceğin. okulları bile kapanmış bir zamanlar şöyle 4 sıra oluşturupta bir yanımız okul bahçesinde bir yanımızda gölderesinin köprüdeolurduk say say bitmezdik.ahh köyüm seni çok özledim ben köyümü özledim gelişmeyi değil sadece köyümü yahyalımı özledim ben geri istiyorum şimdi güdül yolunda bal oluğun orda kızak kayarken öğretmenin beni yakalamasını dayak atmasını istiyorum ben alime gilin derede eskisi gibi yine soğuk suyundan kana kana içipte eski hızarda analarımızın yine hani o bitane çubuğa çendik atıpta ödünç süt verdiği elleriyle sütün içinden koyunların o kokusu güzel dışkılarının kokusunu istiyorum köyümü çok özledim ben köyümü geri istiyorum geri istiyorummm
..

O küçücük bir melekti.
Arsız bir kara ormana düştü yolu.
İnce de değildi zırhı oysa.
Savaşmaktan korktu.
Çünkü doğasında yoktu kötülük.
Bilemedi dik durmayı.
Direnemedi.
..

18/
3 kötülük yaptı
utancını herkes duydu.
sözleriyle tartışma çıkardı;
dayak yediği zaman şaştı.

4 doğruluğu ihmal etmedi
..

Biz,anadolu çocuğuyuz.
Gözü pek anlı ak.
Bizden sorulur yiğitlik.
Destanlar yazarız yüreğimizde.

Bilmeyiz kötülük nedir.
Şanımızla geldik.
..

Ömür kısa zaman uzun
Her candaki inişin yokuşun
İnsana kısa gelen
Kısa sürdümü mutluluklar
Uzun süren felaketler
Hepsin de aynı zaman
Aynı ayar da saatler
..

Yar alnindan aya tum al
anlama birak gonule cozum al

kotuluk tatli sozunu anlamayacak
buneden onun ustunde hucum al

yolu dogru basi elde destekle
..

biriken ürperti koyulaştı
çalkala incelsin salkım salkım
saydam fikir dünyaya ulaştı

ayakbağı olma değişime
zaten istesen de durdurulmaz
uslan çıkma karşı sevişime
..

Eski çağlarda yaşamışlar
Devlerden de büyük korkunç dinozorlar...
Bugünümüzde yaşasalardı
On katlı bir yapının tam onuncu katından
Bizimle rahatça konuşurlardı.

Arada bir onları düşünürüm durmadan.
..

İlimdir her şeyin başı
Okuyalım öğrenelim
Okut cahil vatandaşı
Okuyalım öğrenelim.

Okuyalım bütün millet
Cehalette vardır zillet
..

Dokunurum hayata
Her türlü güzelliği bilmek için
Hissetmem acıyı
Bilmem kötülüğü
Çünkü ben daha çocuğum
Bir gün olur bana da uğrarsa kötülük
Kırılıp dökülürüm bir vazo gibi
..

bana iyilik yaramaz
kötülük yüreğime iner
aşk?
hiç hazzetmem
sevgi?
nedir bilmem
yokmu şöyle bişeyler
..

özlemim vuslata erdiği zaman yokum
yokluğum sonsuzluğa karışır
kanmadan bir testi su içilmez
gurbet akşamında sıla hasreti sardı

özlemim vuslata erdiği zaman varımsın
belki en yakın şah damarımdan yakınsın
..