KÖTÜLÜK ŞİİRLERİ

KÖTÜLÜK ŞİİRLERİ

Cahit Karaç

Yüzün temizse,
Bak aynaya,
Gör kendini.
Kalbin temizse,
Bak karşındakinin yüzüne,
Gör kendi yüzünü.
Gönlün temizse,
..

Devamını Oku
Adnan Deniz

İnsanları birbirine düşüren ve toplum hayatını karıştıran en kötü huylardan biriside yalandır. Yalan, gerçek olanın veya doğru bildiğinin aksini söylemektir. İslam dini yalanı şiddetle yasaklamış ve haram kılmıştır. Yalanla münafıklık öz kardeş gibidirler. Peygamber efendimiz münafık olan kişileri sayarken”yalan söyleyenler, verdiği sözü tutmayanlar ve emanete hıyanet edenleri”münafık olarak tanımlar. Dil ile şahadet kelimesini veya kelime-i tevhidi söylediği hâlde, kalbi söylediğini tasdik etmeyen ve inanmayan kimseye münafık denir. İnsanların inkâr bakımından en tehlikelisi münafıklardır. Onlar yalancıdırlar, imanları sözlerindedir, kalplerinde değil. Dünyaya ait bir menfaatlerinden veya benzeri başka maksatlardan dolayı Müslüman gözükürler. Hiç bir Müslüman da yalancılık özelliği beklenmez. Çünkü Müslüman insan bilirki; yapacağı hatalardan dolayı Allah’a hesap verecektir. Peygamber efendimiz “Yalan söylemeyi ve yalan yere şahitlik yapmayı en büyük günahlardan sayar”
Yalan söyleyen kişi ilk önce kendi kişiliğini tahrip eder. Bu kişilerin çevrelerinde saygınlığı kalmaz. Yalancılar, insanlar arasında kavgalara ve huzursuzluklara yol açarlar. Toplum ve kişiler arasında huzurun ve asayişin bozulmasına neden olurlar. Yani münafıklık ederek ortalığı karıştırırlar. Eğer yalan söz başkaları hakkında ise onların günahlarını da alırlar. Yalan söyleyen kişiler bir yalanı örtebilmek için peş peşine yalanları söylemeden hiç çekinmezler.
Yalan söyleyen kişilerde mutlaka bir kişilik bozukluğu vardır. Çünkü yalan söyleyenler hem kendisine hem de karşıdakilere saygı göstermezler. Yalan söyleyen kişilerde aşağılık kompleksi mutlaka vardır. Bu aşağılık kompleksini yalan ve dolanlarla örtmeye çalışırlar. Ama bir atasözümüzde”Yalancının mumu yatsıya kadar yanar”der. Yine “yalancının evi yanmış kimse inanmamış” Atasözümüzde yalan olayının sonuçlarını çok güzel bir şekilde ortaya koyar. Yalan söyleyen kişilerden her türlü kötülük beklenir, kesinlikle yalan söyleyen insanlardan uzak durmamız gerekmektedir. Yine “Yılandan korkmam yalandan korktuğum kadar” Atasözü de toplumumuzun yalana bakışının bir göstergesidir. Ama günümüzde insanlar yalan konusunda o kadar profesyonel oldular ki gerçekle yalanı birbirinden ayıramaz duruma geldik. Öyle ki bazı insanlar söyledikler yalanlara kendileri bile inanmaya başlamışlardır. Bazı insanların yalanla yaşamak bir hayat tarzı haline gelmiştir. Yalanı doğuran en önemli etkenlerden birsi aşağılık kompleksi diğeri de inançlardaki zayıflamalardır. Yalan söyleyen insanlar kendilerini kandırırlar ama çevrelerinde tahrip edip giderler.
Onun için çocuklarımızla iyi diyoloğlar kurup, ısrarcı bir şekilde sorular yöneltmeyerek çocukları yalana sürüklenmekten alıkoyabiliriz. Anne babalar kesinlikle çocuklarının yanında yalana başvurmamalı, onları yalana alıştırmamalıdır. üç konuda yalan söylenebilir: Kişinin rızasını sağlamak için eşine yalanı; harpte söylenecek yalan; İki Müslüman'ı barıştırmak niyetiyle söylenen yalan.'dışında kesinlikle yalana hayatımızda yer vermemeliyiz.
Çocuklarımızı haramdan korur, onlara yalan söylenecek örneklerden sakınırsak, Çevre, toplum, aile ve çocuğun fıtratının da desteği ile çocuklarımızı yalandan uzaklaştırabiliriz. Yalan hastalığının ve benzeri hastalıkların tedavisi, nefsi terbiyede, onu kirleten küfür, cehalet, kötü duygular, yanlış inançlar, fena huylar gibi kötü şeylerden temizleyip, iman, ilim, irfan, iyiliksever duygular, güzel ilâhi ahlâk, takva özellikleriyle donatarak, ilâhi tecellilere açık hale getirmede yatar.
Kendimizle barışık, bu dünyada ve gelecek dünyada huzurlu yaşamak istiyorsak, insanları birbirine düşüren fitne ve münafık olmak istemiyorsak, toplum içinde belli bir yerimizin olmasını istiyorsak yalandan mutlaka uzak kalmalıyız. Gerçek bir inanır olmak insanlardaki yalan hastalığının sonu olacaktır sanıyorum.
..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Dünyanın en büyük gerçeklerinden biri ölüm. Yüce Allah'ın da adaletinin tecelli ettiği en güzel alanlardan birisi kanımca. Yüz yıl da yaşasan bin yıl da sonun da onun buyurduğu üzere ''Bütün nefisler ölümü tadacaktır, sonra bize döndürüleceksiniz.'' Ankebut/57 ayetinin neticesinde, canımızı o mübarek meleğe yani Azrail as.'a teslim edeceğiz.



Hepinizin bildiği gibi dünyanın çeşitli coğrafyalarında her dakika her saat kan ve gözyaşı dökülüyor. Tabi ki Yüce Rabbim ve melekler olup bitenlerin hepsini saniyesi saniyesine kayıt altına alıyor. Orta Doğu asırlardan beri kaynayan kazan zaten. Orada epeydir sükunet ve barış olmadığı bilinen bir gerçek. Başta petrol olmak üzere diğer doğal zenginlikleri ile de emperyalizmin baş hedefi konumunda. ABD'nin güdümünde ki İsrail ve diğer Arap ülkeleri her an birbirlerini boğazlamak için fırsat kolluyorlar. Yerle bir olmuş ve sadece adı olan bir Filistin Devleti, yanı başında İsrail ve Hamas gibi, Hizbullah gibi, bilumum küçük ve orta çaplı oluşumlar. Kimisinin terör örgütü dediği, kimisinin de bağımsızlık savaşçısı olarak adlandırdığı marjinal gruplar. Bu coğrafyada çocuklar, bebekler de dahil çoğu kimse eceli ile ölmeye hasret artık. Ya bir şarapnel parçası ile, ya kimyasal bir silah ile ya da uçaktan atılan bir füze ile ruhunu Rahman'a teslim ediyor...


..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

Sen kanun çıkarmışsın sen sınırlar koymuşsun,
Senin cezaların var sen kitap yazıyorsun…

Kötülük dinsin diye nefis engellenmeli,
Rab’den yardım alınıp niyet yok edilmeli…

İcadı bulunursa ruhlar temizlenmeli,
..

Devamını Oku
Korkmaz Bıçkın

Yüzyıl sonra dokunsalar yaramıza sızımız dinmez
Yine de şiir okuyarak büyüyen insan kötülük nedir bilmez...

Sana en büyük bedduam
Bir gün evlatların yatsın cennet bahçesi dizlerine,
saçlarını okşarken
mutluluktan gözlerin dolsun...
..

Devamını Oku
Turan Yükseloğlu

Gözün neden dikende-çölde? Deve değilsin,
Ayağındaki dikeni çıkar yoksa yürüyemezsin.
Seni kandıran topluluk sonra; işte şeytan der,
Bir bilen; “kötülük için gelir insana şeytan” der
İnsan değilsen şeytan, görünce korkar kaça gider.

Aferin ve övülmek yüzünden nefis firavunlaşır,
..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Kara Kediler sizi gidi zibidiler, sizi gidi fırlatmalar, hırbolar, eğribodikler... Hep aramıza giriyorsunuz, aramızı bozmaya çalışıyorsunuz diğer insanlar ile... Bakın size siyah kedi demiyorum, yine kara kedi diyorum. Artık bunu iltifat olarak mı alırsınız yoksa başka bir şey olarak mı alırsınız bilemem? Hayır, besliyorum da siz kedileri, hem de o beyaz kedi imiş, şu sarı kedi imiş, bu kara kedi imiş demeden, ayırım yapmadan. Niye böyle yamuk yapıyorsunuz biz insanlara?



Kara Kediler, size sesleniyorum, size! İsteseniz de ailem ile aramı bozamayacaksınız, zaten onun için hiç uğraşmayın, oğluma, kızıma, eşime, anneme, babama, kardeşime küsmem için, ne kadar çaba harcasanız da çabalarınız boş. Sokaklarda dolaşın, dolaşmayın demiyorum. Hatta bir sağa bir sola hapishane voltası dahi atabilirsiniz iki üç kedi bir araya gelip, arabalardan fırsat bulur da ezilmez iseniz eğer... Çöpleri karıştırın, tabi ki karıştıracaksınız, çoğu zaman karnınız açtır, bulduğunuz fareleri yakalayın, acımayın, ensesine çökün, çökeceksiniz tabi ki ama benim ile sevdiklerimin arasına sakın gireyim demeyin. Girseniz de ben ve sevdiklerim hiç iplemiyoruz sizi bilesiniz...


..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Mübarek Recep ayını bitirdik, Şaban ayının da sonları yaklaşıyor, üç ayların sultanı Ramazan Ayına çok az kaldı. Daha ilk günden uhrevi bir hava yerleşiyor tüm memlekete ve İslam Alemine ya da en azından ben öyle gözlemliyorum, başkasına nasıl gelir bilemem... Şimdi beylik laflar ile size orucunuzu tutun, namazını kılın, zekatınızı verin diye nasihat etmeyeceğim, bunların bilincinde olan insanlar zaten yapıyor, yapmayanlarda umulur ki Allah'ın hidayet etmesi ile bir şekilde ibadetlerin bir ucundan tutarlar. ''Rahmetim gazabımı kat kat geçmiştir.'' diyen bir yüce yaratıcının Cenabı Allah'ın huzurundayız hepimiz...



Ne büyük mutluluk bizler için hem Müslüman hem de Türk olarak doğmuşuz. Bizlerden başka başka ülkelerde de sayısız Müslüman da Ramazanı karşılamaya hazırlanıyor. Savaşlar içinde olan, fakirlik ve açlık ile boğuşan bir dolu İslam Ülkesi var. Bizler burada rahat yataklarımızda uyurken, yatıp kalkarken o dindaşlarımız ağır bir imtihandan geçiyorlar, tabi aynı zamanda bizler de onlar ilgilenip ilgilenmemek konusunda imtihandan geçiyoruz. Allah yardım etsin bizlere de onlara da... Onlar sabırla, biz de yaptığımız ve yapacağımız iyilikler ile bu sınavları alnımızın akıyla verelim...


..

Devamını Oku
Mahmut Özkoca

Bir varmış bir yokmuş, yeni zamanlarda evrenin bir gezegeninde, gezegenin bir yerinde bir orman varmış. Bu ormanın kralı ise kargaymış. Ormanın kralı karga olur mu demeyin. Bu gezegende ormanların kralları hep kargaymış. Karga kral bir gün yanındakilere ormanın kralı nasıl olduğunu anlatmaya başlamış;

Bundan uzun yıllar önce bizim ormanın da kralı başka gezegenlerde olduğu gibi aslandı. Aslan ormandaki ahaliyi çok iyi idare eder ve onların haklarını birbirlerine yedirmezdi. Nerde bir adaletsizlik varsa kral o adaletsizliği yapanı cezalandırır ve haksızlığa uğrayanlara kol kanat gererdi. Benim büyük büyük büyük büyük karga dedem de tam o vakitlerde aslan kralın yanında baş danışmanlığa kadar yükselmişmiş. Dedemin ise tek hayali kral olmak ve herkese emirler yağdırmakmış bu düşünce ile karga dedem aslan krala bir demiş ki (yüce kralım siz ki büyük bir savaşçısınız, siz ki bütün hayvan kardeşlerimize hoşgörülü davranır, başka ormanların kralları ve ahalisine karsı ise diyalog ile kardeşliğin olmasını sağlamaya çalışırsınız. Siz ki gezegende ve başka gezegenlerde yardıma muhtaç olan hayvan kardeşlerimize kesenizden bile verirsiniz. Gelin siz bana krallığı verin, sadece bir gün ben kral olayım da gözüm açık gitmesin. Aslan kral bu sözleri dinlerken gözyaşları içerisinde kalmış ve koca aklı başında aslan kral bir anlık gafletle gaza ve “tamam bre karga seni bir günlüğüne kral ilan ediyorum” demiş. Karga dedem hemen demiş ki; “ama kralım her dediğimi yapacaklar demi? ” aslan kral da en güvendiği adamlarına demiş ki (bir gün boyunca kral kargadır, o ne derse o olacaktır) karga, kral olduğunu denemek için bir emir vermiş ve hemen yapılmış. Sonra aslan kralın derhal öldürülmesini ve onun soyundan gelenlerin de hemen tutuklanmasını istemiş ki şaşkınlığı geçmeden öldürülmüş. Soyundan gelenler de tutuklanmış ve o maden ocaklarında köle olarak çalıştırılmaya başlanmış ve hani şu insan denilen yaratıkların bir sözü var ya (buna kargalar bile güler.) dedem tarafından gerçekleştirilmiş. Bitmedi bir de o görüntüleri insana benzeyen yaratıklar bu olaya bir şey daha diyor. (besle kargayı oysun gözünü.)

İşte karga kardeşlerim bizim krallığımız böyle başlamış, o salak aslan orman devletinin nasıl idare edilmesi gerektiğini iyi bilirmiş bilirmiş ama bir anlık gafletin bedelini o koca orman ahalisi ödemiş.

İşte kardeşlerim biz kargalar daha çok, ahmakların ya da makam mevki sahiplerinin bir anlık gafletlerinden yararlanarak bugünlere geldik. Bundan sonra yapacağımız nedir? Aslan kralın yaptığı her şeyi yapmamak. Yaşasın kötülük…
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Bunun içinde zanaatkârlar ve tüccarlarda vardı. Sasani’lerde Ruhban din adamları dini hizmetlerin yanı sıra, hattatlık, kâtiplik gibi bürokratik işlerde yaparlardı. Yine bu alanda çalışacak elemanları eğitme işini de bu ruhbanlar üslenmişlerdi.

Acemin eski köleci ilişkileri ve geleneksel kabile ittifakları geçerliliği yavaştan ve derinden değişmeye başlamıştı bile. Çöken kabile ilişkileri yapısı içindeki Sasani devletine en büyük destek, Zerdüşti rahip ve din adamlarından geliyordu. Yani Sasani’lerin mevcut dinsel ideolojileri, köleciliğe sırt dönmüştü. Ve mevcut Sasani dini ideolojisi feodalizmi destekliyordu. İslam ideolojisi bunu tam başaramamıştı. Zerdüştilik de, eski Mazdeki dininin Zend Aveta adlı din kitabının, yeni tarz bir yorumlanış biçimi idi.

Göçebe toplumlarla, yerleşik toplumların arasındaki çatışma ve çelişmeleri; eş deyişle eski kölecilikle yeni serf olan köle ve feodal toprak beyi arasındaki çatışmaları, yeni dinsel ideolojisel anlayış bu yorumlarla tanımlanıp, ifade ediyorlardı.

Bu ateş gede anlayış, Mazdeki yapının, iyilik kötülük ikili çatışması felsefesi üzerine oturur. İlk kurucusu bir çoban peygamber olmasına rağmen, zaman değmişti. Şimdi çoban gruplar kötülüğü, çiftçi gruplar iyiliği temsil eder bir dinsel yorumlanmalarla tarif edilir hale gelmişti. Yani toprak sahibi feodaller iyi insanlardı ve iyiliğin temsilcisi idiler. İyi bir müminde iyilikten yana, yani toprak sahibi feodal beylerden yana olmalıydı.
..

Devamını Oku
Gülçin Şahin

Bu dünya sana gıptaya durmalı
Atın öyle bir şahlanmalı ki
Ezmeli,geçmeli kötülük düşünenleri
Rahat uyu atam sendin bu dünyanın kurtarıcısı sendin cumhuriyetin sesi
Gözlerden yaşlar akıyor
Mezarından çık gel aydınlığa götür bizi can atam
Dualarım sana gözyaşlarım yoluna
..

Devamını Oku
Kamil Çağlar

kötülük bozgunculuğu veya bataklığı
nasıl işlenirse ömür, nasıl süslenirse
edepsiz kin yuvası beter beslenmiş
kullanma tarihi bitmiş ürünler deryası

neşe yaylası iyilikler güzellikler ovası
sol yana yüz vermeyen akıllar melekesi
..

Devamını Oku
Mehmet Bozdoğan

Aramak kolay bulmak zor
Kaybolmak kolay çıkmak zor
Arkadaşlık kolay dostluk zor
Sevgi kolayda saygı zor

Doğmak kolay büyümek zor
Adamlık kolay insanlık zor
..

Devamını Oku
Yüksel Önaçan

Ana-baba- eşine, kapıbir komşusuna güveni olmayan kişilerin bir parti, bir spor kulübü lider ve başkanına kayıtsız-şartsız güvenmeleri, her sözlerini doğru kabul etmeleri akılcı düşünceden mahrum olduklarını gösterir.

Konu siyaset ya da futbol oldu mu, ‘aşkın olduğu yerde mantık olmaz’ anlayışıyla “ACABA? ”ya beyinlerinden çıkarmış kişiler, tek bir sinyal aldıklarında aşını-işini-eşini terk edip meydanlara, sokaklara dökülürler.

Bu şartlanmış beyinlerde doğru ve yanlış, parti liderinin, spor kulübü başkanının doğru ve yanlışlarıyla anında örtüşür. Böyleleri, bu iki kuruluşun liderlerinin yanlışlarını onların liderlik koltuğunu bir başkasına kaptırdıktan sonra görürler. “Kılıç kimdeyse Süleyman odur” mantığı öne çıkarılır ve dün alkışladığını bugün yuhalar. “Acaba? ”dan yoksun beyinlerin hükmettiği vücutlar, siyasetten ya da spor kulübünden nemalananların organizasyonlarında figüran olduklarının farkına varmadan yerlerini almışlardır, alacaklardır.

Bugüne kadar arkadaşlarını satmayacağını söyleyerek bir muhalif parti liderine taş atmayı da ihmal etmeyen, yemin krizini yaratan parti liderine alkış tutanlar, yarın gurubuyla yemin ettiklerinde yine alkış tutacaklardır.
..

Devamını Oku
Onur Bilge

Onur BİLGE

Zerrin Hanım, gerçekten ilginç bir insan. Tanıdığım en enteresan kadın. Anlattıklarına inanmak istiyorum, çünkü hiç yalan söylemediğinden eminim ama bazen öyle olaylar anlatıyor ki inanılacak gibi değil! Akılla mantıkla izahı mümkün olmayan birçok şey anlatıyor. Bazen masal dinler gibi dinliyorum, inanmak istemiyorum ama çoğu zaman gerçek olabilir düşüncesine kapılıyorum, günlerce aklımı kurcalayıp duruyor. Neler neler anlatıyor! Hatırladıkça bazılarını aktarayım ki unutmayayım.

Tatlı bir göçmen şivesiyle başlar konuşmaya. H harflerine hiç yüz vermez. Kamber’e benzetirim konuşmasını ama onlardan değil, Arnavut asıllı oldukları söyleniyor. Rumelili aksanıyla konuşuyor. Bursa halkının çoğunluğu öyle konuşuyor. Her neyse… Ben onun söylediklerini bu defa, olduğu gibi, duyduğum gibi yazayım.

Bir akşam yine bize gelmişti. Çocukların gürültüsünden canına yettiği zamanlarda böyle bunalmış bir halde gelir, yarım saat bir saat oturur giderdi. Yine öyle kaçamak bir gelişti. Çocukları evde bırakmış, birbirlerine emanet etmişti:
..

Devamını Oku
Mehmet Ak

Karanlık karanlık üstüne
Ekleniyor acı zulümler..
Katledilmiş umutlarımız
Sıradan kötülük,ölümler..

Yazık,ayrıldık zihinlerde
Nerede kardeşçe yaşamak?
..

Devamını Oku
Ozan Rari

Onlara baktıkça ürperiyorum,
Sanki gizli bir sihir var gözlerinde,
Parlaklığı ve canlılığı zaten herşeyi yansıtıyor
Ne kötülük ne de bir kin var
Sadece seni anlatıyor,
Ruhunun güzelliğini, temizliğini...
Gözlerine baktıkça ne hüzün kalıyor ne de üzüntü,
..

Devamını Oku
Hüseyin Benli

Ey nefsim,
Doymayan,
Durmadan kulağıma kötülük fısıldayan nefsim,
Ey benim pis nefsim
Bir gün, bir gün,
Sırtına bineceğim.
Bir gün, Rabbime,
..

Devamını Oku
Niyazi Sakar

Niye yaşıyoruz bilmem şu yalan Dünyada
İyilik yapmaya sevabını almaya
Ya da kötülük yapıp günahını çekmeye
Allah için gel bir tek kulunu sevmeyi dene
Zannetmeki yalnızsın sığmasada malın mülkün bu dünyaya bu sene
İlk doğduğun gibi gidersin yoksa öbür Dünyaya belkide gel sene...

..

Devamını Oku
Alev Yavuz

itmeyecek mi iblisin barutu
kan, büyük küçük herkezi boğdu.
Yaşanacak sevgi kalmamış gibi
barut kokan eller sevgiyi soldurdu.
Bu kadar kin nereye kadar
söyle ZALİM!
satılacak daha çok silahın mı var?
..

Devamını Oku