KÖTÜLÜK ŞİİRLERİ

KÖTÜLÜK ŞİİRLERİ

Csevde

Bir bardak su istiyorum yatağımızın üstünde.
Yudumlarken, nefes nefese.
Anlatıyorum kabusumu.
Gülüyosun kaz ayaklı gözlerinle.
Gülüyosun; her şeyi unutturur gibi,
Hayatta hiç kötülük yokmuş gibi...
..

Devamını Oku
İlhan Keskinöz

diyalog XIV.
19 kendisinin mükemmel olduğunu düşünenlerin de, toplumdaki diğerlerinin kendisine mükemmel davranmasını bekleyenlerinin de hata ve kötülük yaptıklarına tanık oldum.

en kötü şey kendi kötülüklerinden pişmanlık duy[a]mamaktır…

20 aklınla övünme; ahmaklar da kendilerini akıllı sanırlar. aklını başkaları övsün, böylesi daha güzel; ama sen asla kendini insan övgülerine kaptırma.

..

Devamını Oku
Menekşe Gülay

--Çocukluğumdan beri Avşa Adasına giden biriyim. Oranın doğası, denizi ve kumu...Aşık olduğum üç şeyi. O ortamda kendimi, huzurlu ve bütün kötü düşüncelerden arınmış hissederdim.
--Bazen adanın ıssız bir köşesine gidip saatlerce ağlarım. Bazende diskosonda saatlerce dans ederim. Astrolojiye aşırı ilgi duyan biriyim. Bir yaz günüydü. Yine adadaydım.Gece olduğunda kardeşimle, gece yarılarına kadar balkonda oturur, yıldızları seyrederdik. Üç gündür değişik bir fırtına çıkmıştı. Ağaçlar sanki toprağı öpüyordu. Bir anlam verememiştik. Yine bir gece yıldızları seyrederken, değişik üç şeyin hareket ettiğini farkettik. Muzip yanım çoktur. Beni tanıyanlar iyi bilir.Kardeşime ufolarla iletişim kuracağımı söyledim. Ve düşüncelerimle onları çağırdım. O an balkonda çay içiyorduk. Çay bardaklarımız, biryerden biryere hareket etti. Şaşırmıştık. Bir anlam verememiştik. Geç vakit olmuştu yattık. Birtürlü uyku tutmuyordu beni. Sağa sola dönüp duruyordum. Yattığım yerden salon görünüyordu. Birden bir karaltı gördüm. Gözlerimi karaltıdan ayıramıyordum. Aynı çizimlerdeki gibi..
Karşımda bir uzaylı duruyordu. Çok korktum. Kardeşimi uyandırmayı düşündüm. Ama bizlere kötülük yapmasından korktum. Arkamı dönüp yattım.Sabah olmuştu. Gece yaşadığım olayı, kardeşime anlattım. Neden onu uyandırmadığımı sordu. Ben de kaçırılmaktan korktuğumu söyledim.
Uzaylıları anlatan yazılarda, insanları kaçırdıklarını okumuştum.
--O gün gazetelerde uzaylıların Bandırma'da görüldüğünü okudum. Acaba gördüklerim doğrumuydu.
..

Devamını Oku
Aydın Çetinkaya

İyilik yukarı taş atma gibi,
Dönüşü felaket, siperde sır ol.
Kötülük yukardan taş gelme gibi,
Vuruşu felaket,cana siper ol.
Sevap olan taşa göğüs germektir,
Cennet isterisen her gün esir ol.
..

Devamını Oku
Kemal Kabcık

Paylaşım; Yaralara Merhem Olan İlacımızdır Bize! .

Hayırlı olanı öğrenebilmek adına harca zamanını! .
Bir kötülük gördüysen, ört üzerini insanlığınla! .
Bir amacın olsun senin de; mananı kazanabilmeye! .
Varlığın manası nedir ve mana nasıl korunur bil! .

..

Devamını Oku
Ayşegül Avcı

Yokedecekse bir düşmanlık
Tendeki canı,
Al,tek nefes hep senin olsun!
Bir kötülük yok edecekse
Gözümdeki yaşı,
Bırak çağlasın,beni de boğsun! ...
..

Devamını Oku
Anıl Erkmen

Kötülük alışkanlık yapar,
iyilik unutkanlık..
Sevmekse...
en büyük yüzsüzlüktür
Bu yüzdendir ki;
yüzsüzlükle unutuyorum seni...
..

Devamını Oku
Mert Satılmış

Dostluklar… Hani bir söz vardır ya “Dostlarım bana Tanrının kardeş olarak göndermeyi unuttuğu kişilerdir.” İşte sizin hiç böyle bir dostunuz oldu mu? Olmuştur mutlaka, ailenizin size gösterdiği ilginin eksikliğini başkaları ile doldurmak isterdiniz. Özellikle 15-20 yaşları arasında daha çok samimileşir dostlarınızla kurduğunuz samimiyet. Sabah kahvaltısından, akşam yemeğine kadar geçen zamanı birlikte geçirirsiniz ve hatta haftanın 2-3 günü birlikte geceyi sabah edersiniz. Aynı zamanlar da aşık olur, aynı zamanlar da efkarlanırsınız. Başınızı, dostunuzun omzuna yaslayıp güven duygusunun ne demek olduğunu hissedersiniz. O an sorgulamazsınız hayatın acımasızlığını, dostunuz yanınızdaysa önemi yoktur parasızlığın hatta geçirdiğiniz ciddi bir rahatsızlığın… Yani iyi bir dost, her şeyin ilacıdır aynı zamanda. Çok geceyi birlikte sabah ettiğiniz, birlikte alkol komalarına girecek kadar içtiğiniz, aynı anda aşık olduğunuz ve birlikte aynı ekmeği bölüştüğünüz dostunuz sizi herkesin ortasında, ya da kendi yalnızlığınızla baş başa bıraktıysa? Ondan sonra nasıl güvenebilirsiniz bir insana? Ya da nasıl inanabilirsiniz masum bir gülümseyişe? Dedim ya iyi bir dost her şeyin ilacı olabilir ama size kötülük yapan “kardeşiniz” hayata olan sevginizi, insanlara olan güveninizi de kaybetmenize neden olabilir. Siz o zamanında kardeşim dediğiniz insanı, güvenip arkanızı emanet ettiğiniz insanı bir gün elinde hançerle, tam sırtınıza saplamak üzereyken yakalarsanız, anlarsınız hayatın ne kadar acımasız, güven duygusunun ne kadar kolay yıkılabilen bir şey olduğunu. İşte eğer öyle bir kazık yememişseniz henüz, o çok sevdiğiniz dostunuzu mutlu etmek için, kendi hayatınızın en verimli zamanlarını boşuna harcamayın. En sevdiğiniz dostunuz ile daha çok vakit geçirmek için ailenizin sıcacık, samimi ortamında yemek yemek yerine, bir tost ile karnınızı doyuruyorsanız, ya da sırf dostunuz ile vakit geçirebilmek için kısıtlı maddi imkânlarla size okula gitmeniz için harçlık veren babanızın verdiği para ile okulu astığınız zamanlar parayı kolayca çar-çur edebiliyorsanız, hata yaptığınız farkına varmalısınız çok geç olmadan. Çünkü düşünmek istemesek de bir gün o mutlu aile tablonuzdan birileri eksilecek ve siz onunla geçirmediğiniz her an için kendinize ağız dolusu küfürler edecek, kafanızı taşlara vuracaksınız. Siz şuan o sıcacık aile ortamını pek önemsemiyor ya da o aile ortamının kısa bir süre sonra bozulabileceğini düşünmüyorsunuz. Ben maalesef bu acı tecrübeyi edinmiş biri olarak sizin farkında olmanızı sağlamak istiyorum. Çünkü o aile sıcaklığının bittiği zaman ve ailenizi hiçe sayarak gününüzü gün ettiğiniz dostunuzdan, sırtınıza sağlam bir ihanet saplandığı zaman hissedeceğiniz tek duygu “Pişmanlık” söyleyeceğiniz tek kelime “Keşke…” olacak. Yapmacık, yalan mutlulukları değil, kalıcı gülümseyişleri seçmenizi sağlamak için doldurdum bu hafta bu köşeyi, umarım “Farkındalık” yaratabilmişimdir.
Haftaya gene bu ufak köşede görüşmek ümidiyle…
..

Devamını Oku
Latif Batı

İşte Alparslan,
İşte Fatih Sultan Mehmet Han.
Bize barbar diyen insan,
Utan, utan, utan!

Alparslan yendiği halde Romen Diyojen'i affetti; ama kendi milleti onun gözlerine kızartılmış mil çekerek gözlerini kör etti. Fatih de İstanbul'u aldığı halde bütün Bizans halkını affetti. Onlara hiç bir kötülük yapmadı. Mallarında, canlarında serbest olduklarını bildirdi; tıpkı Peygamberimizin Mekke'yi fethedince kendisine en büyük kötülükleri yapan müşrikleri affettiği gibi. Bizim tarihimiz bu gibi şanlı olaylarla doludur. Tarihte bu gibi olaylara bizden başka diğer milletlerde rastlamak mümkün değildir. Bunlar açıkça ortada dururken bizi kötülemek için bize barbar dediler. Biz nasıl barbar olabiliriz?
..

Devamını Oku
Sedat Hünker

Ademle havadan kardeşiz derdik
Evvelce bu alem böyle değildi
Ne hak nede haram denilen yerdik
Evvelce bu alem böyle değildi

Kulun kula sevgi saygısı çoktu
Bu kadar kötülük dünyada yoktu
..

Devamını Oku
Sinan Karakaş

Şimdi ne olacak diye bana sormayın, bırakmışım suyu kendi mecrasında akıyor,

Suyu kendi mecrasından çıkaracaklarını zannedenler, beni uyuyorum sanıyor,

Bu su yanlız benim değil artık, milletin malıdır, bilin ki uyuyanlar da uyanıyor,

Ey kötülüklerin efendisi iblis, çekil git yolumuzdan artık, herkes seni tanıyor,
..

Devamını Oku
Eyüp Cüce

Bir bakışla kalbime ateş salan o gözler,
Artık bana ne umut,ne heyecan veriyor.
Ya sen gel,ya da bana Hızır Acili gönder.
İçimde SEVGİ adlı bir çocuk can veriyor.

NEİL ARMSTRONG'a

..

Devamını Oku
Önder Karaçay

Hayatta ne gördüysek,
Ne gösterildiyse hepsi gösterişti.

Hukuksuzluğa örülmüştü duvarlar,
Şişmiş ezikliğin egoya dönüşmüş hali
Dökülüyordu duvarda sıvalar

..

Devamını Oku
İnayet Koçak

çık çık dolaşma beynimde
kötülük meleği gibi
aç bi ilaç
yer kalmadı sana bu yovarlakta
bilesin...i.koçak
..

Devamını Oku
Seyyid Ali Özçelik

Yeşil gözlü olmak… ister miydim bilmiyorum yeşil gözlerimin olmasını. Bilmem nedir –bilir miyim ya da- nedeni ve yakıştı mı rüyaya. Ben çok severim rüya görmeyi, belki sık görmeyişimden, belki de görüp de hatırlamayışımdan. Sanırım hayal kurmalarımdır, rüyalarıma engel. Uzun uzun hayal kurmalarım. Kavgalarım, dövüşlerim, sevişlerim, ölüşlerim… uyumadan önce kendi kendime oynadığım kısa metrajlı filmlerim benim. Hiç birincisini seçmedim hayallerimin, Oskar’ını veremem en iyi oyuncu seçip ne kendimi ne de esas kadını.

Her gün yenisini kurgulasam da genelde hayata en uyarlanabilir olan kurgu üzerinde iyileştirmeler geniş yer kaplar bunlarda. Ama elbette o günün gündemi farklılaştırır her birini. Tabii bazen bu hayallerim yüzünden sıkıntı çektiğim oldu kendimce, gerçek hayatta. Bazen oluveriyor ki hayallerim gerçeğin içinde, diyorum işte böyle, evet bunu istemiştim ben de… ama insan hep kendini kayırır değil mi? Kötülük kendini bulsun istemez, yakıştıramaz olumsuzluklarını hayatın, giydiği statükocu düşüncelerine. Hal böyle olunca insan kavgalı hissediyor kendini hayatla. “Bak her şey yolundayken nasıl taş koydu hayat yine düz yoluma? ”. İstiyor ki insan, hayat hayallerindeki gibi olsun. Sevdikleri yanında, sevgi daim olsun. Gözler yeşil olmasa da gönüller ışıl ışıl olsun. Ve şairin dediği gibi, “Olursa bir şikayet ölümden olsun” hayal memleketimin körpe dimağında.

31 Ekim 2006 Salı 01:23
..

Devamını Oku
Ahmet Yazıcıoğlu

İniş bizi iteler, biraz da toprak çeker,
Balçık adası İNSAN, ziyayı yaprak çeker.

__Her dem ekin yetişir, kökler suyu çekince,
__Harman gelir yakalar, verir korku-çekince.

Şahit olur uzuvlar, sesi duyulur yerin,
..

Devamını Oku
Mehmet Tevfik Temiztürk

İyiler sustuğunda, kötülükler konuşur,
Kötülükler susarsa, iyilikler konuşur…

İyiler konuşmalı, iyilik yayılmalı,
İyiler sayesinde, kötülük kalmamalı…

İnsan, hayvan, bitki, taş, adalet incinmesin,
..

Devamını Oku
Nisa Öykü Avaroğlu

sabah uyandığında her şey simsiyahtı.bilinç altına yerleşmiş saçma olaylardan ibaret siyah bir rüyadan uyanmıştı çünkü.neden bu kadar yalnızdı? dışarıda masumiyetle karışık öfke yağıyordu.pencereyi açtı.yüzü artık su damlacıklarının hakimiyetindeydi.çocukluğunu hatırlatan pembe domuzcuklarının arasında simsiyah oturdu köşeye.saçları ıslanmıştı.pencerede birbirinin üzerine düşüp gittikçe büyüyen damlalar gibi olmak istiyordu.küçük kutularının içinde sakladığı kırmızı ojelerini sürmek,iyi hissetmek istiyordu.bembeyaz duvarları vardı onun.çünkü eğer boyarsa masumiyeti hırçın bir kaplana dönüşecekti.dışarısı sonbahardı.neden içinde karlar yağıyordu? sokak kenarlarında biriken ağaçlar gibi çatırdıyordu sanki.neden bu kadar çelimsizdi?

sokaklara dökülmüş insanların enerjileri nereden geliyodu? sanki yağmur güçlerine güç katıyordu.

kimsesizlikten üşümüş ayaklarını serbest bıraktı.çıplak ayakları ve kalbinin masum atışlarıyla dokundu soğuğa.içine hiç bir kötülük giremezdi.artık bir arkadaşı vardı.üşümüş ayaklarını kimsesiz yağmur damlalarıyla birleştirip canının istediği yere gitti.özgürdü.

kaybedecek neyi vardı?
..

Devamını Oku
Mehmet Şerif Yüce

Seni unutunca… Hatırlanacak bir sen olmayacak düşlerimde, Karabasana dönüşmeyecek rüyalarım. Yarım yamalak dudağım da asılı duran kafiyesiz şiirler yazmayacağım,... Akıtmayacağım kaleminin mürekkebini... Seni unutunca... Saçları sarıya çalan her kadının peşinden gidip, sen misin diye bakmayacağım ve sen olmadığını görünce hayal kırıklığına uğramayacağım... Seni unutunca... Ardın sıra küfürler etmeyeceğim, kırmayacağım kalbimi, Hakaretler yağdırmayacağım kendi kendime... Seni unutunca… Uykusuz gecelerim olmayacak, Her dakika biraz daha eriyeceğim, Ağlamayacağım olur olmaz, Hani senin dediğin gibi ağlamak boşuna diye İşte yapmayacağım düşmeyeceğim o boşluğa.. Seni unutunca… Alkolü sevmeyeceğim sırf sen seviyorsun diye, Sarhoş olmayacağım her gece Ve vurmayacağım kafamı o duvardan, bu duvara... Seni unutunca… 10 kasımda yada 14şubat ta armağan ısmarlamayacağım kimseye, Oysa şubatın 14 ünde seni tanıdığım için ne kadar şanslı hissetmiştim kendimi, İki hediye almak yerine, biri ile idare edecektim, hem sevgililer günü hem de tanışma yıl dönümü, 10 kasım da iyi ki doğdun demeyeceğim kimse ye... Seni unutunca… Pizza yemeyeceğim bir daha, Sen gittikten sonra alışkanlık yaptı bende, Ekmek arası tuz yapıp yemeyeceğim bir daha hatta yemekleri bile tuzsuz yiyeceğim, yapabilirsem… Seni unutunca… Bana yaptığın haksızlıkları bir iyilikmiş gibi görmeyeceğim,.her ışte bir hayır var deyip kendimi kandırmayacağım, Senden gelecek hayır Allah’tan gelsin diyeceğim, Senin kendine hayrın olmadığını kabul edeceğim... Seni unutunca… Seninle gittiğimiz yerleri yasaklamayacağım kendime, önce odamın kapılarını açacağım ve ısrarla gideceğim o gittiğimiz cafeye... Seni unutunca… Kimseyle kavgaya durmayacağım, Sana kötülük yapanın karşıma çıkmasından korkmayacağım ve çıktığında kafa atmayacağım kimseye, Kan akıtmayacağım, karakollara düşmeyeceğim... Seni unutunca... Senden bahsedenlere o çok iyi bir insan deyip aldatmayacağım, kötüde demeyeceğim korkma. Seni unutunca… Aşka dair şarkılar yazmayacağım, Kırmayacağım notaların belini, Sıra sıra dizmeyeceğim onları... Seni unutunca… İstanbul’u sevmeyeceğim, Taksime gitmeyeceğim, Sefaköy‘ü didik didik etmeyeceğim ve Beşiktaş i tutmayacağım doğuştan Fenerli’yim diyeceğim, Sarı lacivert bayraklarla şampiyonluk turları atacağım Saraçoğlu’nda... Seni unutunca… Haksızlık etmeyeceğim doğan güneşe, Yağan yağmura, üşüyen çocuğa, Sırf seni anımsatıyor diye kar yağsın istemeyeceğim, Dışarıda yatanlar için, karın hiçte duygusal yağmadığını anımsayacağım... Seni unutunca… Muhtaç olmayacağım adi en sıradan köpeğe, Seni sormayacağım esen yele uçan kuşa.. Seni unutunca… Her gün gitmeyeceğim dolmuş durağına ve her gece geçmeyeceğin o iki gece kaldığın odanın camından, sensizliğe serenat okumayacağım... VE SENİ UNUTUNCA… İnsan olduğumu hatırlayacağım, kendimi hatırlayacağım, kendimi hatırlayıp ta bulduğum da seni bir daha hatırlamayacağım…
..

Devamını Oku
Cahit Aybar

Ellerin dert görmesin,
Satıysan beni sattın,
Yinede ellerin dert görmesin.

Kötülük borcunu iyilikle öderim.
Şiarın kötülük üretmekse,
İyilik üretmekte şiarım.
..

Devamını Oku