herkesi alt edebilen bir söylemin var
upuzun sunakların
hiç uzağa gidemeden
omzumda açtı gelincik tarlası
düş aklıma
yüzün kırılmayacak artık
koşarak geçiyor gün ışığı penceremden
gözün değdiği
her yerden çıkıyor
atomla çekirdek
bir varmışız bir de yok
hiçbir şeyi işitmemişti
okyanustaki denizaltı
aldırmadın o mavallara
güverteden
çekilen ufuk çizgisine
suspus bekliyorsun
hala kalbini
atışını akıtıyorsun bileğine
sesinden uzakta
çiçekler dönüyor toprağa
kediler kanepelerine
madem yağacaktın
yıldızları örtmen lazım değil miydi
yıldızları da göreceksem sağanağında
yıldız yağmalı değil miydi
biliyorum o koşarak geçerken
uçmak için kolları olacak
yanakları hep dolunay
aklına
tütsüler bal mumları
değil mi ki ölmeyi kendinden öğrenir bir insan
rahat bırak rüzgarı gezinsin
dök ellerinin tuzunu buruştur
sırrını örtemedin ey dost
ne yerden var oldun ne de gökten
dört meydanın var gölgeler için güneş saati
elementini ay ışığına kaptıranın
yansımasındasın
seyret kendini
bir hışımla kopuyor fırtına
sen söyle ruhunun kefaretini neyle ödeyeceksin
nereden koşacaksın bir daha bu hevesle
Kayıt Tarihi : 12.8.2016 18:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!