Marşıma bir kulak ver, korkma diyen edemdir
Korku nedir bilmem ben Korkut benim dedemdir
..
Hayali dünya, karanlık her şeyi yutar gibi,
Bu girdaba dalıp içinde sen olmasan ne olur?
Etrafını dolaşan uzun bir nehir misali,
Yanı civarında sen dolaşmasan ne olur?
Bu dünyada bağa, bahçeye uğramasan,
Gözlerin es geçse de yolunu hiç bulamasan,
..
Olursan ki eğer sen ölümü haktan bilen,
Aklına bile gelmez korku ölüm denilen...
..
Ve çaresizlik, saatlerce yare yazdığım mektupta gizliydi yarin haberi yokken.Gözlerinde hafif bir korku,ağlamaya meyilli bünyeler, güneşin doğuşu, yağmur sonrası umutların renk renk olduğu gök kuşağı her enlemde bir umut her boylamda bir göz yaşıydı yare olan bu yolculuğun adı...
..
Ama ben,ama yine,buralarda mutsuzum
Ama sen,sen yine uzaklardasın
Sen ben,ben senim artık,bir bütünüz
Kolumdan ayrı gibiyim,uzaklardasın
Korku benim,korku sensin,biziz
Ne zaman kavuşacak gözlerimiz
..
rüzgar,
bir şeyler söyler
gece kulak verip dinlerdi...
gece,
bir şeyler söyler
korku durup dinlerdi...
korku,
..
Bir gün öleceğiz,kimi doğru kimi yanlış.
Korku yok; bizde gemilerin alayı yanmış!
..
hep bu korku içimi hep bu korku sarıyor
etrafımda pusu kurmuş çakallar uluyor
sesim sesinde ürkek nefesine karışır
bilmemki vuslat için kim kiminle yarışır
kalksın perde perde gözlerinden karanlıklar
..
sarhoştum,yoktum kendimde...kayıptım bir kızın zifir saçlarında...bir anlık bir uyku ama yüzyıllık bir yorgunlukla gezindim bu koca şehrin içinde...koynumda geceden arta kalan yaşamsallar,arzular...ondandır anca burnumun ucuna dokunabilen soğuğa karşı erkeçe duruşum...pukelekalar bile değmeye cesaret edemedi suratıma ben yükselirken karanlık gökyüzüne...en tavana kadar çıkıpta öyle baktım yer dediğiniz yüze...ellerimi birleştirip bir avuç dolusu yaptım topunuzu,boşlukta asılı dururken...ben gülümserken,gözlerinizde korku,çığlık çığlığa zırladınız bana bakarak...merhamet dediğiniz sizde kalmamıştı bende de yoktu zaten...bir kafa darbesi yetti darmadağın olmanıza,her bir parçanız güzelim karanlık boşluğu kirletirken,sonsuz yalnızlığa baktı gözlerim...artık herşey sadece bir hüzün yolu...biliyorum adına kıyamet diyorsunuz bunun...yeni bir büyük patlama yapabilirim belki birgün...uslu durusanız...
..
her sabah aynı dünyadayım aynı durakta aynı insanlar farklı hayatlar acının gözleri insanlarda bazısında kibir çogunda sefalet hiç olamyan adalet ve sonunda yokluk.ekmek peşinde bazısı, sıcacık bir güneş gibi,yanmış yürekleri bir ateş gibi bazısı.isyan eder kabul etmez hayatı sonunda bulmuştur sevdayı..ben der bazısı görmez hayatı..korku içinde kar görmüş üşümüş ürpermiş bir gül gibi yagmurda saklanır kimisi ateş gibi taş bir bir kömür kiminin vicdanı ürpermez acıyı bilmez hiç aglamamış kimsesini kaybetmemiş insanlar birde nereye gittigin bilmedigimiz hayat ama her şeyimizi verdigimiz hayat işte..
..
* Fesefe - Doktrin *
- İnsanlar Yaşlanınca onların en yakın dostları sadece korku olur...
..
İkna
İnsanları bir araya toplayan en güçlü şey karşılıklı maddi ve manevi menfaattir. Medeniyetin de oluşmasının sebebi budur zaten. Bu da ikna ile olur, ikna ise kutsal ve insancıl gayelerin üzerinden daha sorunsuz yapılır.
Toplumda önder olmak isteyen kişiler o toplumu bir şekilde ikna ederler. Bunu bazı kılıçla bazı da tatlı dille yaparlar. İnsanları ikna için iki ana kural var; ödül ve ceza…
Diktatörler ön planda ceza, korku ile itaati sağlar; yandaşlarına ödül ikinci sırada yer alır. Firavunlar her iki yola da baş vurmuş. Kendilerini “İlah” ilan edip hem kutsaldan yararlanmışlar hem de korku ve ceza ile bu itaati sağlamışlar. Peygamberler ise kutsalı tatlı bir dille veriyorlar ama ilahi bir korkuyu da inceden içlere aktarıyorlar. “Tatlı dil yılanı bile deliğinden çıkarır.” İstekler genelde üç aşamada sonuçlandırılıyor. Birinci aşamada istenenin kimseye zararı olmadığı işleniyor. Bu kabul gördükten sonra ikinci aşama gelir; ikinci aşamada yasaklanmak isteniyorsa zararları, kabul ettirilmek isteniyorsa faydaları sayılır. Üçüncü aşama; emir aşamasıdır. İtaat eden sevap alır, etmeyen günah… Yasak veya öneri bir şekilde kabul ettirilir.
..
Korku ne müthiş duygu, konuşanlar suspustur
Korkusuna kul olan dünyalarda mahpustur.
..
TOPLUMA BEKARET KEMERİ LAZIM
Cinselliği doğal bir işlev olarak göremez olduk. Korku ile doldu bedenlerimiz. Ya tecavüze uğrarsak. Çocuklarımızın başına gelirse, yalnız yaşayan 94 yaşındaki nine de, beşikte uyuyan bebek de, kapıda bekleyen köpeğimiz de tehlikede. Dişi olmak, erkek olmak birşey değiştirmiyor hepimiz bu korku ile yaşar hale geldik.
..
Bir bakıştı benimkisi içten gelen. Anlamıyla büyüleyen. Namus ve sadakatle birleşen. Umutlar arasında filizlenen. Korku nedir bilmeyen. Uğrunda herşeyinden vazgeçen. Bir tutam sevgi için bu hayatın kahrını çeken. Aşkı sevdayı bir yürekte birkeştirip seni seven. Teklif ediyorum sana gel beraber yürüyelim sen ve ben...
..
Bilim insanları
Korkunun kaynağı nerde
Bulun bilim insanları
Hangi gende hangi yerde
Bulun bilim insanları
..
Bilmediğim yollar uzadıkca; Gideceğim yerler, heyecanlandırır beni; hemde korkutur.. Her kilometrede yüreğim kozasına sığmayan kelebek gibi.. Biraz hüzün o coşkuyu bastırsa da.. Arkamda bıraktıklarım; Onlarsız, Hani uzaklaşmak istedikce yüreğin daha çok sever ya, o zamanda kendinle bir mücadeleye girersin..Ben mekan, zaman değişikliği istedim..İstedim de neden sen benimlesin onu anlıyamadım oysa yıldızlara, aya gider gibi bir daha dönüşü olmayan yollar gibiyim..Her sapakta, her virajda azrail gibi dikiliyorsun karşıma..Korkuyorum görüş mesafemi kesiyorsun..Direksiyonu kıracağım uçurumlara sonum olacaksın..Ay ışığının şavkı vurdukca ormana her çalı dağ oluyor korkuyorum, buz kesiyor bedenim..Ölüm gelsin korkmam derdim oysa korku; Ölüm korkusunuda aşmış..Nerdeyse şafak sökecek ama bugün geçmi doğacak güneş..Yarasalar uçuyor arada önümden; Neden bülbüller ötmüyor ki? Hani herşeyin zamanı vardır ya Şimdi eylül göçmüş olmalı kuşlar.. Oysa ben hazan mevsiminide seviyorum..ölüm gelmezse yeniden doğacağım, ilkbaharda uyanan tomurcuklar gibi, tüm kasvetli duygulardan arınıp..Merhaba diyeceğim yaşama..ece..
..
NE..güzel biten hayalleri gerçeğe dönüştürüp yeniden sevebilmek,giden sevgilinin arkasından gözyaşı dökmeden yeniden umutlara sarılabilmek,içimdeki korku tünellerinden çıkıp tekrar güneşi görebilmek.gidene eyvallah etmeden gelene hoş geldin diyebilmek,solan gönül bahçemde yeniden sevginle yeşerttiğin çiçeklerin açtığını görebilmek,kalbimin acısını senin sevginle hafifletebilmek.NE..güzel yüreğimdeki aşk ateşi sönmeden aşkı senin gönlünde yaşayabilmek...
..
Feryat edince avaz avaz, çığlık çığlığa, irkileceksin
Feri kesilecek dizlerinin olduğun yere çökeceksin.
Ellerinin içi terleyecek kış ortası, alnından süzülecek terin
En sonunda o da düşecek bedenin gibi, tam da ortasına yerin.
Ruhuna ince bir sızı girecek, sonra kalbine ve sırtına,
..