Leylakları sevmiyordu artık. Kibar, narin ağaççıkların kollarından uzanan, buket buket çiçeklerin, kokularını, her bir dalda ya da ağaçta farklı renge bürünmüş tonlarını, rüzgarın nefesine yapışarak derin bir iç çekişle ciğerlere doluveren havasını… sevmiyor artık…sevemiyor Leyla … leylakların kokusunu, renklerini, nazlı nazlı salınışını…
Biliyor ki leylaklar baharı getirir sürükleyip ardından.. her bahar yeni yazlara taşır zamanın sessiz dalgalarını, derinden, çağıldayarak, sürükleyerek alıp getirir. Ve her yaz ıhlamur çiçekleri açar uzun boylu ağaçların sık yapraklı gövdelerinde. Ihlamur çiçekleri, korktukları bir şeyden kaçar gibi, ya da saklambaç oynamak ister gibi sık yapraklı vücutların içlerine gizlenir, görünmek istemezler aslında.. ama leylaklardan sonra ıhlamur çiçeklerinin açtığını bilir Leyla.. ve korkuları saklar yüreğine kimseler görmesin diye.. tıpkı ıhlamur çiçeklerinin sık yapraklı ağaç dallarının arasına saklanışı gibi. Bu yüzdendir işte leylakların açınca hiç solmamasını, bir gün daha bir gün daha narin ağaççıklarının kollarında uyuyunca ertesi sabah güneşle birlikte uyanmasını istemesi.. hatta tomurcuklarının patlamamış olmasını istemesi işte bu yüzdendir.
Bilir ki leylaklardan sonra ıhlamur çiçekleri açacaktır. Ne kadar saklansalar da görünmez kuytulara, bir ateş düşecektir cemrenin düştüğü gibi yeryüzüne…ve kokularını gizlemeye muktedir olamayacaklardır bütün gizlenme çabalarına karşın. Yol kenarlarında sıra sıra dizilip, gelen geçene bahşedeceklerdir doyumsuz kokularını, arıları,böcekleri davet edeceklerdir verdikleri ziyafete katılıp meyvelerinin tadına baksınlar diye… çocuklar, kadınlar yaklaşıp toplayacaklardır çiçeklerini, kimi kırmadan incitmeden, kimi hoyratça acımadan gözyaşına bakmadan…ve…
Uzun bir yol alıp gidecektir ıhlamur çiçeklerini bu beldeden… geride kalan yere dökülmüş birkaç kırık dal, yolunmuş bir yığın yaprak… ve çocukların üstünden atlayarak eğlendikleri baharın başlangıcı hıdırellez ateşi… bu yüzden sevmez… sevemez leylakları Leyla…
İsmi ile leylakların arasındaki fark olan (k) harfinde gizlidir bütün sır. (k) harfi karanlık,korku, kırgınlık, kıskançlık, kızgınlık, kaçış…. İsminden bir harf ötesi bu kabus dolu çıkmaz vadiye açılır da… bu yüzden sevmez leylakları Leyla..
..
1982’de başladı ‘Harekâtçılar’ efsanesi
‘Mücadele et, ancak ölme! ’dir felsefesi
Teröre darbe üzerine darbe indirdiler
Özel Harekâtçılar, insanüstü polisler
Terör eylemlerinde, baskınlarda
Soygunlarda ve rehine kurtarmada
..
Korkma sakın...
Çünkü korku korkuyu yaratır.
Yaşamayı bileceksin, hayatın güzelliklerinden,
Payına düşeni alacaksın.
Korkmayacaksın...
Çünkü hayat;
..
MABET
Diyordu ki Allah’ın elçisi sözlerinde
Birbirinizi sevmedikçe iman edemezsiniz
Önce Allah’a baba dedi dini bütünler
Sonrada “Allah baba çarpar” ı öğrettiler
Peş peşe geldi korku ve yasaklar
Herkes kendi hesabına ekti tohumunu
..
Kaçın, kaçın çadıra doğru kaçın.
Bir çadır yetmez yenileri açın.
Çevrenize panikle korku saçın.
Terör işi ihtimale bırakmaz.
Güvenliğe, sıkı önleme bakmaz.
Teröristin olur mu dini, ırkı?
..
üşütmeye başladı eylül
on ikiye kaç var daha
kış moruyla patlıcan moru
arasında dudağında kalınlık
nice çukurlar açıldı kapandı
kim bilir cenderesinden geçeni
..
gölge,
oyun oynardı
İNSAN'A...
bilhassa
gece karanlığında...
içine korku salar
aklınsa
..
Ben..
Korkunun..
Korku..,
Benim içimde..
O kalır içimde..
Ben ise..,
Yürür giderim..
..
korkak
korkar
korkmayanlar da korkar aslından
korkunun tadını tadınca korkak
her şeye korka korka yaklaşır
sonra
korku siner damarlarına
..
HAL
Ne olur,sevabımdan çok olmasın günahım,
Bizler de OL HAL İLE HALLENDİK TE...ALLAH'IM.
VAR MI ONUN GİBİSİ
..
Bizim işimiz korku ile değil,
Hak sevgisi kulu sevmekle başlar.
Sakın ola şiddete etme meyil,
Hak sevgisi kulu sevmekle başlar.
Seven insan sevdiğiyle takışmaz,
İnsan olan insanlarla kakışmaz.
..
Korkuyorken insan; eğriye eğri,
Söyler olsa korku farkınca mı der?
Doğruya da doğru diyemeyin ce
Korku ortalardan kalkınca mı der?
Birde her devirde suskunlar vardır
Bilinmez neye dost nelere yardır?
..
Bu bir zaman tüneli.
Dünü bu günü yarını anlatır.
Çocukluk gözyaşı yokluk özlem.
Bugün aşk ızdırap, keder, dert.
Yarın hasret hicran ve yalan.
Ölüm kurtuluş çilenin sonu.
..
Kim aldanıyor ve kim aldatıyor
Güneş nerde, nasıl batıyor
Kadeh mi büyülü el mi bilmiyorum
Gül dudaklarla artık gülmüyorum
Bu çağ nasıl bir çağ, nasıl bir insan
..
Beyin Kontrolü
Kontrol, bilgi ile olur!
Otomatik cihazlar, her aşamayı algılayıp ona göre yeni durum oluşturacak alıcılarla donatılır! Eski tabirle müşir (yağ müşiri) cihazın o bölgesinden kumanda bölgesine durumu bildirir! Şimdi tamamen bilgisayarlı donanıma sahip neredeyse tam otomatik çalışan makineler var!
Evrende metafizik anafor var. Bütün insanların korkusu, hayali, üzüntüsü, zulmü, güzelliği evrende fırtınalar halinde, bazen de hortumlar halinde dolaşıyor! Buna düşünce enerjisi diyenler de olur, metafizik enerji etkisi diyenler de; hatta “Cin” de diyenler var! “Cin” demekten korkanlar da “Üç harfli” der! Üç harfliyi ne maksatla söylediğini anlayacak akla sahip olmayan bir varlıktan ne demeye korkar bu şekilde söyleyen o da ayrı bir durum!
..
Bir çaresizlik akşamında
Esintinle aralandım
Gözlerinin ışıltısıyla aydınlandı
Yüreğimin unutulmuş kuytuları
Kanım deliliğini anımsadı
Büyüne çağladı
Kokun damarlarıma karıştı
..
AĞANIN MAL VARLIĞI
Terör bitmiş, dolandırıcı şebekeleri baltayı taşa vurmuştu. Deşifre olmuştu ‘’ Savcı, Emniyet Müdürü’’ söylemleri. Deşifre olmuştu ya da kimse yutmuyordu oltayı.
Yeni söylem, yeni mecra ‘’ Özel Hayatınızın’’ görüntüleri. Özel hayat, en hassas en yufka damar. Kimin özel hayatı yoktu ki…
Özel hayat… Akan dereler durur karşısında, kuru dereler coşar karşısında.
Plân taslak, plân kroki, hedef makro, hedef mikro her türlü tatbikat yapıldı. Etüt tamam. Plân aşama aşama sürüldü devreye.
..
Umutlarım savunmasız çırılçıplak arzulardı
Elleri yok ellerine el verilip tutulmazdı
Umutlarım yapayalnız korunmasız tutkulardı
Dilleri yok dillerinden aman sesi duyulmazdı
Emelleri hamle yapmak gerçeklerle buluşmaktı
Yeni yeni umutlara kucak açmak kavuşmaktı
..
Caddeler insan seli
Yürür üstüne üstüne
Caddeler insan seli
Selde sürüklenir
Boğulur girdabında
birdamla
..
Senin de onu sevdiğini
Anlamadığını mı sandın
Bildiğin gibi senin de
Kuşkulu bir korku içinde
Bakmamış mıydı gözlerine
Görmedi mi çakmak çakmak yandığını
..