KORKU ŞİİRLERİ

KORKU ŞİİRLERİ

Hatice Kuş

Ani bir korku düştü içime,
Seni kaybetmek gibi
Küçücük yüreğime düştü bu korku
Eritip bitirecekmiş gibi
Ve herşeyden vazgeçtim aniden
Sanki dünyada yokmuşum gibi
Kendimi tanıyamadım birden
..

Devamını Oku
Oktay Avcu

Yaşamaya başlasak mı yeniden
korkuyorum
kararsızım
Yine öldürürler mi bizi
yine üzerlermi sevdiklerimizi
Asarlar mı dersin sorgusuz sualsiz
Tadını unuttuk
..

Devamını Oku
Derya Akgün 2

Korku-yorum
İnsan, insandan korkar mı?
Ben korkuyorum!

Belki beni yemezler
İşkence de etmezler cismime belki
Ama kırarlar kalbimi
..

Devamını Oku
Bayram Kaya

Aydınlığı,
Karanlığın içinden süzmeli.

Başlangıç, karanlığı bile
Birden bire aydınlatmazken
Kâbus çökerdi.

..

Devamını Oku
Geceye Dair

Yanlızlığımla koyun koyuna bir gece...
sıcak ve görkemli;
ıslak bir bakış değiyor çıplak tenime
bir korku sarıyor bedenimi,
sıcak bir nefes...

Sıcak bir beden,bir dokunuş uyandırıyor beni
..

Devamını Oku
Ahmet Yozgat

1/:
'Bir varmış...' diye başlayan
Bolluk bereket dolu masallar
Neden bir yokmuş diye biter ki sanki
Önce bir şey varsa masalın başlangıcında
Sonra bin olsa o nesne her ne ise
Yetse yeryüzündeki herkese
..

Devamını Oku
Hadi Önal

Ah Bir Doğrulabilsek!


Kaderimiz hasretimizi büyüttü. Çırpınıp durdukça çaresizliğimize korkaklaştık. Ürker olduk sevdamızdan. Hakk’ın gazabına çarpılıp da rahmetinden mahrum kalanlarda sık sık rastlanan iç paniklerle yaşar olduk. İnançlarımızın zayıflığından mıdır yoksa imanımızın noksanlığından mı bilinmez ama fâsit bir korku deryasının azgın sularına kapılmış gidiyoruz.
Fikren, zihnen, ruhen öylesine bir çöküntü içerisine girdik ki gittikçe belâgatte anlayışsızlaşıyor, düşüncede fakirleşiyoruz. Hâlimizi, mazimizle mukâyeseden dahî korkar olduk. Kendi vehmimizin cinnetini yaşıyor, gölge hayaletlerinin yaktıkları çıralarla yolumuzu görmeye çalışıyoruz. Yaşadığımız ard arda gelen çirkinliklere dur demenin gücünü çoktan kaybettik. Simsiyah bir buluta yüklediğimiz umutlarımızın ardında amansız müzmin sıkıntılarla cebelleşen güçsüz bedenlerimizi sürükleyip duruyoruz. Nereye? ..
Geçmişin imbiğinden süzülüp billurlaşan ne varsa hepsini bir bir terk ettik, ediyoruz. Önümüzde açılan açıldıkça nelerle karşılaşacağımızı bilemediğimiz bir sürü kapıyı zorlayıp duruyoruz. Doğduğumuz, serpilip boy attığımız topraklarda gurbeti yaşar olduk. Yakın kabul ettiklerimiz mi vefâsız yoksa uzak olanlar mı vefâlı ikilemini dahî düşünecek hâlimiz kalmamış. Hâfızası dumûra uğramış, düşünce yoksulu, his yoksulu bu hâlimizle sürekli irtifa kaybediyor, alçaldıkça alçaklıkları göremiyoruz. Yere çakılacağımızı bile bile gözlerimizi kapatmakla yetiniyoruz. Birbirimize karşı duyduğumuz güvenin yerine katmerli vefâsızlıkları; sevginin yerine kinleri, nefretleri; güzelliklerin yerine çirkinlikleri bina etmekte ustalaşıyor(!) ustalaştıkça da birbirimizden kopuyor, yalnızlaşıyoruz. Kendi ürettiğimiz musibetlerden yakamızı bir türlü kurtaramıyor çırpındıkça batıyoruz. Kendi ellerimizle yıktığımız binanın enkazının altında çaresizliğimizi ve suskunluğumuzu yaşıyoruz. İçte ve dışta ihânet şebekelerinin kurtuluş adına sundukları reçetelerin zehirli ilâçları ile bünyemiz tahrip edilirken biz hâlâ mânâ köklerimizi yok etmeye çalışan insafsız avcılardan medet ummak gibi bir garabetin peşine düşmüşüz. Yeis, ümitlerimizi sarıp sarmalamış. Düşüncelerimiz darmadağın, gözlerimiz ufukta ışık ararken önümüzdeki çukuru göremez olmuşuz. Aklımız boyalı fantezilerin kurbanı olurken yüreklerimiz korku dağlarında, gırtlak ve mide avına çıkmış. Ritmi bozulmuş kalbimizle tekleyen nabızlarımıza daha ne kadar kan pompalayabiliriz ki? ..
Millî ve dinî hayatımızın kâidelerinin bir bir yıkılması karşısındaki suskunluğumuzun bize ne büyük felaketler getireceğinden habersiz hata üzerine hata işliyoruz. Kendi özünü inkâr etme gafleti bizi affedilmesi mümkün olmayan günahlara sürüklüyor. Girilen çetrefilli, her dönemeci mayınlı bu yolda akl-ı selîmi tekrar bulabilmenin ne denli zor olduğunu bilenlerimizin uyarılarına da kulak tıkıyoruz. Nefsimizin emrinde, tenimizin kölesi olarak yaşamak; görememek, sezememek, değerlendirememek… Nereye kadar?
..

Devamını Oku
Mahmut Nazik

HADİ GÖK KUŞAĞINI ÇAĞIR GERİYE

belki karanlık
belki bir halk
belki mezhep
belki aşk
herkesin korkusu başka
..

Devamını Oku
Ayşe Tural

ıslak sokaklar
ıpıslak...
bir adım
bir adım daha atıyor
ayak sesleri karışıyor geceye
kimlik yok
gecenin rengi adam
..

Devamını Oku
Kerem Yüce

Yokluğunu kabullenemeyişimle bitiyordu hayatım; seni gördüğüm songün bu bitişin ilk günüydü,bense bitişle başlangıçların aynı güne sığdığını ilk defa seninle öğrenmiştim.Konuşmam için yalvaranlara inatla susuyordu dilim.Sıkıştırılırken kolu kırılan ve bir daha açılamayan mengeneden farksız çenem,öyle kenetlenmiş öyle kaynamıştı ki birbirine kimi açlık grevinde kimiyse dilini yuttu diyordu ve bir akşam açılmıştı odamın kapısı,doktor olduğunu söyleyen adam nazikçe yaklaştı yanıma.Konuşmaya,senin daldığın bir daha çıkamadığın derinlere dalmak istedi,izin vermedi yüreğim.Kapıdan çıkarken söylediği cümle 'Aşırı anksiyete bozukluğu'.Yanılmıştı; mühür vurduğun dudaklarımı bir senin sesin açabilecekken tıp bile senin karşında anlamsız kalmıştı.Uzamış saçım,sakalımla birbirine karışmışken bir resim vardı saklayıp gizli gizli bağrıma bastığım.Hatırlamıyordum kaç gündüz kaç gece sana koştuğumu rüyalarımda.Odama giren herkes sen oluyordu; yüzümde beliren tebessümle kendime geldiğimi sananların sesini duyunca bozuluyordu tüm büyü,o acı tekrardan esir alıyordu yüzümü.Bir sabah kalkamadım yatağımdan,elim uzanamadı fotoğrafına ve karşımda yine aynı doktor.Kısa süre önce aşırı anksiyete bozukluğu diyen doktor bu sefer paranoid şizofren diyordu.Dalıp gittiğin derinlerde vurgun üstüne vurgun yiyen tıp yine yanılıyordu senin karşında.Sen kadar yakınken hayat sen kadar uzaktı yarınlara.İnsanların korku ve acı dolu bakışları arasında bir hastane odasına götürülmüşlüğüm.Kolumda serum,etrafımda hüzünle ağlayanlar.Bende ağlıyordum,resmin yatağımda kalmış alamamıştım.Sen kadar yakın sen kadar uzak olan hayat resminden ayrı düşmüşlüğümle daha da uzaklaşıyordu benden.Etrafımda çırpınıp dört dönen insanlar bir seni getirebilseler değişecekti herşey,kendi kendime kalkacaktım o yataktan,yürüyerek çıkacaktım eter kokulu o binadan,herkesi sevinçle kucaklayacak ve hatırlayacaktım unuttuğum isimlerini.Sana yetişemeyeceğini anladığım o yatakta durmuştu zaman.Yanıbaşımdaki sandalyede hiç konuşmadan oturmuş yüzüme bakıyordun,dudaklarımda bir kolonya kokusu ellerin saçlarımda.'Haydi gidiyoruz diyen o ses; yine bozulmuştu o büyü.Bu sefer gerçekten bitmişti zaman,yanıbaşımdaki sandalyede oturup gözlerime bakan azraildi ve gitme vaktimiz geldiğini söylüyordu.Gidiyordum ama sana elveda diyememenin burukluğuyla.Seni bulabileceğime,sarılıp göğsüme basabileceğime inandığım son yere doğru başlıyordu yolculuğum.Yokluğunu kabullenemeyişimle bitmişti hayatım,artık son bir umutla,tekrar görebileceğim hevesiyle direnmişliğimin anlamı kalmamıştı uzatmalarını oynadığım hayatın.Azrailin yanıbaşımdaki sandalyeye oturup gözlerime sen gibi bakmasıyla kaybolup gidiyordum seni kaybettiğim derinlerde.Ve aslında sen giderken yokluğunu kabullenemeyişim,ben giderken inatla konuşmayan resmin duruyordu yastığımın altında...
..

Devamını Oku
Temmuz Gezer

Gece, şarap gibi dudaklarımda, acımtırak,
Ve içimde gizli bir korku, yaşamak.
Umut yenik düştü,
Umut yalnız düştü sevdama....
..

Devamını Oku
Ali Veli

Karartı,korkuların kaynağı karanlık
Bilinmeyen korku verir bizlere
Yaşam endişesi gelecek korkusu
En zor olanı insanın kendisini tanımaması
Benliğiyle dost olamaması
Endişelerimizi oluşturan karamsarlığımız
Bizim korku kaynağımız
..

Devamını Oku
Yaşar Karaman

Yaşamak bunca güzelken
Nereden çıktın ölüm
Çocuk yüreklerde büyüyen korku
İhtiyarlara zulüm.
..

Devamını Oku
Zall Barlin

Korku kokan bedeninin yüzeysel, yavan ve eğreti coğrafyasında aziz valentine'i selamlarken, hiç bir sufi eylemim olmadı..!
Koruk bir özlemin nar suyunu içerek özünde yorulduğum yüreğinden çıkarken, bir an bile kanım kaynamadı..!

Kapat gözlerini; gözlerinden gözlerimi azat etmek istiyorum..!
..

Devamını Oku
Atahan Çakır Abantlı

Sakın ola;
Korku ile eylemeyin kimseyi melek
Güzel davranmakla belli olur
Kim şeytan, kim melek.
..

Devamını Oku
Hasan Ulusoy

Ben bu gece uyumam, yatak diken döşeli
Yangınların içinde, bir yaralı çocuğum.
Bir yanımda yaralı anam döver bağrını
Dudakları su bilmez oğlu şehit düşeli
Açtığım kapıların her birinden kan akar
Huzuruma küskünüm, uykularım can yakar.

..

Devamını Oku
Muhammed Asım Yayla

Tekbirlerle başlar her yeni gün Gazze'de,
Getirir devamını siyonistin silah sesi.
Allahuekber! Filistinli gençlerin kalbinde,
Allahuekber! Siyonistin korku dolu nefesi.

Yitiririz analarımızı bacılarımızı,
Dindirir Kur'an sesi acılarımızı.
..

Devamını Oku
Feyzi Kanra

Ahiden korkunuz ilahiden korkunuz
cahilden korkunuz alimden korkunuz
Korku saltanatınız yıkılacak diye
olmasın sakın korkunuz,
Olmasın içiniz başka dışınız
...sahi nedendir? açık ve net söyleyin ki
dağılsın gitsin korkunuz.
..

Devamını Oku
Ramazan Şenkal

Ben Allahtan korkmuyorum!
Çünkü; o zalim ve zulmedici değildir.
Temelim sevgi, ben onu seviyorum.
Çünkü; o adaletsiz ve merhametsiz değildir.

Hep korku vererek, yanlış yapıldı yıllarca
Gazabını önce söylediler hep gençliğimize
..

Devamını Oku
Bahattin Çakılkaya

Temeli sevgi
Çatısı korku
Temel gömülür
Çatı görünür.
..

Devamını Oku