İsmin şimdi bir tren düdüğü gibi boğazımda.
Ceplerimde bir çanta dolusu eski akşam üstü.
Çöplere atılmış oyuncak gibi anılarımız.
Simit kırıntılarında yürüyen martılar kadar kısa mutluluklar.
Kahkahaların bile ürkekti, ben duymaya çalıştım.
Ama gülüşün;
Sanki kaybolmaya buz tutmuş bir tren.
Biliyor musun?
Ben o kayboluşunu ve onu çıkmaz sokaklarda aramamı sevdim.
Sen de benden kaçmayı.
Yedi ayrı masada anımsadım seni.
Birinde çay, birinde rakı yanında fotoğrafın.
Birinde de benden korkuların.
Ben konuştukça; duvarlar bir gramafon gibi soyuluyordu.
Biliyormusun?
Kalemim ve içinde onlarca sayfa sen olan defterim,
Bana düşman.
Ama ben hala yazıyorum.
Yazdıkça seni yavaş yavaş siliyorum.
Kayıt Tarihi : 11.9.2025 22:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!