Korkakların El Kitabı, Sahife İki..

Hasan Tan 2
19

ŞİİR


28

TAKİPÇİ

Korkakların El Kitabı, Sahife İki..

demiştik ki üç vakte kadar çıkar fallar
ve bir de keramet var daha
sana sessiz çığrıltılar göndermeye geldim
benden arda kalan yılgılar olsun
ki saçlarımda beyza bir yangın başladı Taha..

Allah ne demişti Yahya'ya sakın unutma
unutma ve sen de tüm gücünle sarıl kitaba
'doğduğun gün, güldüğün gün, ağladığın gün
ve seni öldürdüğümüz gün selam olsun sana.. '

rahimden yoksun yanakların ki öpülmedi hiç
yüzümüzü kızartacak ellerin ki ısınmamıştır hiç;
şimdi yüreğini üzerimize silkele nolur
üzerimize devşirilmiş taze umutlar dökülsün
Meryem gibi susmak'lar adadım ben de Allah'a
hiç bir sevgiliyle konuşmayacağım
ve sadece seni işaret edeceğim muşir bir İsa gibi
sen susma, sessizliğimden sonsuzluğu iç..

daha yıldırımlar ve buseler düşmedi hamağına
daha fahişeler uzanmadı saçlarına
olsun, bu kitap senin, bu umut sana büyütülür
gaflet içinde kelimeler Taha, nolur harf harf uyar
ve bir esenlik ol bâkirelerin doğum sancılarına..

bir gün sana küllenecek sana yakılan ağıtlar Taha
ve sana döndürülecek dökülen bütün kanlar
ve senin için yazılacak destanlar ve şiirler
ve hep aynı huzmeyle aydınlanacak zulmet
ve hep son bulacak sözlerimiz bir elif fâsılasıyla..

işitmeyen görmeyen hissetmeyen
hatta yiyip içmeyen putlar mı edindin Taha
ki biz sana Allah'ın rahmetinden lütuflar diledik
ve hep destanların sağ yanından seslendik sana
sana özel sofralar kurduk, sohbetler tertipledik
İsmail'i düşün Taha ya da Calut'un sapanını
gayrısının yeri belli, kitabına andolsun ki belli
kuyu ertesi bir yangındır, bir vaveyla; bir gayyâ..

Hasan Tan 2
Kayıt Tarihi : 11.1.2010 12:35:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Yine selam olsun Sezai Karakoç'a..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Ünver
    Mustafa Ünver

    korkakların el kitabı o kadar çok ki... hangisini yazacaksın sevgili tan...

    birey gücü kendi içindedir. bunu bilmeyen, ya yasaya ya kasaya ya da kitaba koşar... kitap yazıdır, söyler... aslolan onu anlamaya uğraş edinen insandadır direnç ve umut. umudun yoksa.. neydi taHa mı işte o... musadan artan bize klandır, bu gün ibrahimin soyuna boyun eğen... her karede karasal acılar büyüten bir yumaktır. korkaklar cesur olur tan,

    şiirin yine çok şey sindirmiş içine.. isyanmı dua mı anlayan kendine dönsün diye...

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara

    korkakların el kitabına, bir küçük risalesiyle, bir küçük broşürüyle Lale müldür ün ''çağdaş kaside i bürde'' si yoldaşlık etse hoş olur dedim

    Umarım hoş olur
    .)

    kriz zamanında naat
    .......................
    ...............................
    Sat bir kalp kırılıyor
    Senin sözün için
    Gece kuğuyla yolculuk eden O na
    O nunla vakit geçiren O na
    Bir kedi kırılıyor ağzında
    Senin yakut mührün
    arketipik ahmet
    'Mim siz Ahmed sin sen'

    Swahili dilinde kırılıyorum
    Arkalarını döner dönmez
    Satıyorlar beni
    Lahor da kırık bir sitar gibi

    Hastayım, hırkanı at üzerime
    Ya Muhammed

    Lale Müldür

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    1-9- Tâ, Hâ harfleri, -en iyisini Allah bilir benzerleri gibi heca harfleridir, Esmâ-i Hüsnâ'dan (Allah'ın güzel isimlerinden) kasem (yemin) olduğu da söylenmiştir. Bazı lugatlarda 'ya recül (behey adam!)' demek olduğu da rivayet edilmiştir. Bir de ; den emr-i hazır; 'hâ' zamir olarak 'bas onu, yahut çiğne onu' diye Hz. Peygamber'e hitab olduğu şeklinde de açıklanmıştır. Çünkü Allah'ın resulü teheccüd namazlarında (yorulup bitkin düştüğünden, ayaklarına nöbetleşe istirahat vermek için, bir ayak üzerinde durduğunda) iki ayağını da yere basması, yani her iki ayağı üzerinde rahatlıkla durabilecek, çok fazla yorulup bitkin düşmeyecek şekilde ibadet etmesi emrolunmuştur. Buna göre zamir ya ayak, ya da yere aittir. Bu yoruma göre ayağını bas, yahut yeri çiğne demek te olabilir. Bu mânâ mühimdir. Şu kadar var ki, buna göre 'Tâhâ' şeklinde yazılması gerekirdi. (İstiva meselesi için 'Ârâf Sûresi, 7/54. âyetin tefsirine bkz.) 'Sır', içinden kendine söylediğin 'ahfâ' ise, olacak fakat henüz olmamış bulunandır. Yahut sır, başkasına gizli söylediğin; ahfâ, kendi içinde gizlediğindir. Bir de 'ahfâ' fiil-i mazi (geçmiş zaman kipi) olmak üzere mânâ verilmiştir. Yani (Allah) kulların sırrını bilir, kendi sırrını ise gizlemiştir. Bir hadis-i şerifte (Allah'ın güzel isimleri) doksan dokuz (tane) sayılmış ve bunları sayan, cennete girer buyurulmuştur.

    Cevap Yaz
  • Handan Kalsın
    Handan Kalsın

    Ruhunuzu sevdim sizin :)

    Cevap Yaz
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay

    sen bir de beni düşün Ta(n)ha!..
    yaylamdaki çiğdemi düşün
    ölümdeki yılanı, solucanı
    üstümdeki taşları,yazılan ağıtı(mı) düşün...
    oku ki, ağzı açılsın bütün harflerin...

    :))))))))

    hadi ben gittim...bu güzel şiir üstüne bırakıp dudaklarımı...:))) eyvallah oğul...

    kutluyorum sevgiyle....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)

Hasan Tan 2