Yüzlerce soruyla dolup taşan bu şehir,
Sokaklar suskun, dillerde bir yudum hüzün;
Kör düğüm olmuş kalpler,
İçten içe çatırdıyor hüzün.
Politika bir tiyatro, sahneler yapmacık,
Her aktör kendini kurtarma derdinde;
Sözler havada uçuşuyor,
Gerçeklik bir kenara itilmiş,
Korkular parodi, gülüşler sahte.
Ağaçlar bile söğüt,
Bükülmüş gövdesiyle eğri,
Kökleri derin, ama sesleri yankı,
Kime, neye yaslanmalı,
İçten içe soruyor herkes.
Rüzgar, dertlerimize bir melodik hüzün,
Eski günlerin özlemi,
Geçmişin derin yarası,
Her köşe başında, bir anı saklı,
Kiminin aklı karışık, kiminin boş.
Kimi hâlâ gülümsüyor,
Hayatla dans edercesine,
Oysa dansın notası,
Unutulmuş bir şarkı;
İnsanlar, akı karışık bir resim,
Ellerindeki fırça kırık,
Ve biz, fırtınanın ortasında,
Kör düğümde, sessiz.
Düşleriyle dolup taşan,
Sözleriyle yıkılan bu dünya,
Kendine gülmek,
Yüreği serin tutan bir gülüş.
Rüstem Badıllı 3
Kayıt Tarihi : 19.10.2024 01:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!