— Sen hiç renkli balonlar yapıp uçurdun mu gökyüzüne?
— Hayırdı... Şaşkın bakışlarının gölgesindeki ilk cevap.
Avuçlarımda sabun, gözlerimde geçmiş.
İlk üfleyişimde annemin sesi döküldü yere,
kilimler ıslaktı, haylaz gülüşlerim altında.
Köpükler yükseldikçe anılar çöktü üstüme,
ince belli bir bardağın içinde.
Bir özlem kabardı eksi günlerin mayasından,
bir yaz öğleden sonrası geri geldi sanki.
Çocuğun meraklı bakışlarıyla uçtu ilk balon.
Her yeni baloncukta neşesi büyüdü.
Ne güzeldi şeffaf balonlarla göğe uçmak,
renk cümbüşünde dans etmek,
ne güzeldi babanın sert bakışlarında oynamak.
Ağır gelen balonu parmağınla patlatmak,
uçurmaktan daha keyifliydi bence.
Kardeşin mızmız seslerine aldırmadan.
Sonra o güldü, ben sustum.
O üfledi, ben bir yaş daha küçüldüm.
O oynadı, ben geçmişte yaşadım.
Sonra bir baloncuk daha patladı.
Anneler köpükle yıkadı suskunluğu.
Babaların sesi, sabunlu bir bardakta kayboldu.
Kargıdan yapılmış borular, yalnızlığın sarı tanığıydı.
Ve musluk, babanın ağzıyla konuştu:
“Bırakın suyla oynamayı!”
Ellerimiz sabunluydu hâlâ,
ama hiçbir şey temiz değildi eskisi kadar.
Hayat, patlayan bir baloncuk gibi:
parlıyor, uçuyor, sonra yok oluyor.
19/09/2025
01:09 #wahran
@demlenmisSiirler
(570)
Demlenmiş Şiirler 2
Kayıt Tarihi : 9.10.2025 20:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!