Kendimle baş başa kaldığımda kader ile keder arasında cenge duruyorum.Bak bu gün de çırılçıplak çıktım savaş meydanına. Çattım önüme gelen her duyuya, çattıkça battım balçık deryasına. Umut umut, diye fırladım yatağımdan, beden fırtınalarına ninni söyleyen rüyalarımdan. Sen yakındın aslında bana; maskemin altına gizlediğim, gözümün kuyusunda beklettiğim, yüreğimin zarına sarıp sarmaladığım sendin. Devrik fincanlarda aradığım, kayan yıldızlarla dilediğim sendin.
Seninle büyürken beynim, yüreğim;
O bendim hasretinle delirdiğim.
Bir dolu başaktım ben rüzgarınla devirdiğin.
Ah beklenen; yem oldum kurda kuşa, şimdi karanlıklardayım. Geçerken uğrayan kuşun kursağında nafaka, bir dilenci torbasında sadaka oldum. Rızıktım bir kurdun diş kavuğunda… Acının gümrah memeleriyle emzirip eteğinin altında büyüttüğü çocuk acı kadar filhakika. Bir taraftan akıtıyordun gözyaşlarımı, bir tarafta güldürüyordun rüyalarımda. O sendin sen hem güldüren, hem de ağlatan…
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
harikaydı dost kalem emeğine sağlık
'Sabrı Eyüp kadar' güçlü, sevdası büyük mü büyük bir elden çıktığı belli denemenin...
Bir kez daha kutluyorum Nimet Hanım..
Değerli Hanımefendi Arkadaşım;Bizi derinden etkileyen bir yazıydı. Her parağrafta başlıkla bütünlük hakimdi ve adeta aynı fırtınaya biz de kapıldık. Kutluyor ve sizi selamlıyorum.
aşkın kollarında eğilip bükülen zamanlar toplamıydı sanki.. bir ömrü bir aşka, bir aşkı bir ömre sığdırmaya çalışan mısralar çokluğuydu......kutlarım nimet hanım.. çok güzel bir deneme olmuş.. saygılar sunuyorum..
hüzün dolu yüreğine sağlık can
Yazı da gösteriyor ki, herkesin kıyameti farklı...... Her acının yarası aynı yara değil, aynı merhem sarılmıyor, dindirmiyor acıyı...
Kadere kulp olmuş kederler... Oysa insanın insana yaşattığına keder denir de, denmez kader... İçine çekildiğimiz kör kuyular gözümüze çekilen mil ise, celladına sevdalananın ahı daha bir yakar, sabrı çatlatan karabasanlara döner hayat...
Artık bundan sonrasının tercihi çok bilinmeyenli denklemdir... Veri diye alınamaz geçmiş... Fırtınaların devirdiği ömrün sadakası olur ancak...
Yaşanan 'zorunlu sessizliğin' taşkınını anlatıyor kanımca yazı... Sabrın yetmediği, beklenenin bir türlü gelmediği anların...
Oldukça etkileyici, okuyanı çarpan bir yazı... Kutluyor, paylaşıma teşekkür ediyorum Nimet Hanım...
öncelikle içtenlikli bir anlatım olmuş. sevgi özümlenmiş yürekte hasrette kavurmuş yanlız tavasında ve nefis bir hikaye şiirle süslenmiş. emeğine sağlık. Hikaye yazmak düşünmekten daha zor gelir bana. Onun için kutluyorum sabrını.
aşk, acı, sevgi ne varsa burda bulabilirsiniz. okudukça sizi zamanın içinde yok olmuş hayallerinizi yeniden canlandırıyor. uzun ama acılı bir zaman yokluğu içindeki hayaller sizi yeniden eskiye döndürüyor. hayalle acı, aşk ve sevgi dolu yüreğinize sağlık.
harika ne denilebilirki:)
Nimet Hanım, acıyı, aşkı, öyle ince ve etkili kaleme alıyorsunuz ki, okuyan adeta sizinle beraber kanıyor...Sevgili şaire, yüreğinize dikkat edin lütfen o bize lazım, o bize lazım...tek kelimeyle muhteşem...
Hayatta herşey zaten o incelikte saklı değil mi? Teşekkürler
Bu şiir ile ilgili 13 tane yorum bulunmakta