Başlıkta “gayri resmi taşıt” diye ifade etsek de aslında bisiklet, şimdilerde Konya’da resmi taşıt kimliğini de kazanmış bir ulaşım aracı. Büyükşehir Belediyesi’yle bir anlaşma yapan uluslararası bir şirket, şehrin çeşitli yerlerine kurduğu bisiklet otomatlarıyla kiralama hizmeti veriyor. Böylece çok ucuza, 24 saat bisiklet sürme imkanı buluyor Konya halkı. Öte yandan, Japon ve İtalyanların ünlü bisiklet markaları sadece Konyalı bisikletçilere özel modeller üretiyor.
Peki, ülkenin diğer şehirlerinde kullanımı çok daha kısıtlı sayıda olmasına rağmen, Konya’da uluslararası bir şirketin sistem kurup, işletmecilik yapmasını teşvik edecek kadar bisiklet kullanılmasının arkasındaki neden ne olabilir?
Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en başarılı bisikletçi Erol Küçükbakırcı da Konyalı ve ona göre Konya’nın bisiklete bu denli tutkulu olmasının arkasında derin bir kültür var. Küçükbakırcı, “Konya, daha otomobili tanımadan önce bisikletle tanışmıştı” diyor. Bu tanışmanın arkasında şehrin düz bir coğrafyada kurulmuş olmasının ne kadar etkisi var bilmiyoruz, ama bugün geldiğimiz noktada Konya, tam bir bisiklet cenneti olarak bu kültürünü sürdürüyor.
Neredeyse her evde en az bir bisiklet mevcut ve belki de en gözde ticarethanelerden biri bisiklet mağazası işletmeciliği. Bisiklet, Konya’da daha çocukken sahip olunan bir eşya, hatta çocuklar yürümeyi öğrenmelerinin hemen ardından bisiklet sürmeyi öğreniyorlar desek abartılı olmaz. Sokaklara bakılırsa da ona en çok emekli amcalar biniyor.
Şehrin hemen her müsait noktasında belediye geniş bisiklet parkları oluşturmuş. Kullanıcılar bu parklardaki özel düzeneğe bisikletlerini bağlayıp, işlerine ya da alışverişlerine gidiyorlar. Hatta kimi yerlerde bu parklar yetersiz kaldığı için altgeçit üstündeki korkuluklara, cami bahçelerinin demir çeperlerine bağlanıyor bisikletler. Diğer yandan, neredeyse tüm ana yollara paralel olarak bisiklet yolları düzenlemiş anakent belediyesi. Bisiklet kültürü bu kadar geliştiği için tamir servisleri ve yedek parça tedarikçiliği de önemli bir meslek kolu haline gelmiş.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta