Komünist değil
Milli olan neyse, karşıdır kavat
Desem ki kominist, kominist değil
Arkasından şak şak, çalan şu zevat
Desem ki bizdendir, Vallahi değil
Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Devamını Oku
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Ne gariptir ki bir açık oturumda müsiad başkanı, sizin gibi düşünenleri koministlikle suçlamıştı.
Biryönüyle haklıydı da.
Çünki burjuvazi soygunda, sömürüde din iman, milliyet vb hiçbir sınır tanımıyor, bu kavramları yerine göre, işine geldiği gibi kullanıyordu ve ırakta, Somali de, Libya’da gördükki hala da kullanıyor. Artı buna türkiyede bir cemaati koruyup kollayıp yardım ederek güçlendirerek bir de cemaat kardeşliği, daha doğrusu cemaat nifakı soktu..
1- Türkiye Sünni Müslüman cemaatini ikiye böldü
2- Bir kısmını kendine bağlayarak kendi Müslüman katliamına karşı kayırsız kıldı. Hatta ortakçısı işbirlikçisi etti.
Yani bir taşla iki kuş..
Ve bu gün Türkiye Müslümanları Iraktaki Müslümanların katliamına, libyadaki müslümanın müslümanı kırmasına gıkı çıkmıyorsa bu cemat liderinin telkiniyledir. Yaani islamiyetin anti kafir yönünü kendi liderlerini kullanarak sünnet etmiştir.
Burjuvazi,Yerine göre iki milletin halklarını veya iki dinin, meshebin kardeşliğini; İslam kardeşliğini, haçlı kardeşliğiyle karşı karşıya getiriyor insanlarını birbirine, kırdırıyordu, ve hala da kışkırtıyor
bu tuzağın bir tek çaresi vardı, , herkesin ademden havvadan gelen kardeşliğiydi. Yani insan kardeşliği, tüm dünyada soyulan sömürülen insanların kardeşliği. İ
. karşı kominizm , inanç, ırk, milliyet, meshep kardeşliğini; burjuvazi, çalışanları, emekçileri parçalama aracı olarak kulklandığı için reddetmiş; islamiyetin islm kardeşliği gibi, tüm dünya emekçilerinin kardeşliğini öneriyordu.
Buna karşı yine sermaye yine dini kullandı.
Kominizm dinsizliktir deyip, bununda okulda, basında, hertürlü aracını kullanarak en acımasız riyalarla, dinle ayetlerle çerçeveleyerek inandırdı. ezilen bütün halkları kendi davasına soğuttu.
Oysaki kominizm kimsenin dililiği veya dinsizliğiyle bir işi olamazdı. O dinin de milliyetinde kendi saf mecrasından çıkarılıp uyuşturucu aracı olmasına karşı savaş veriyordu.
Bu gün dinci kapitalistlerin de yaptığı savurganlığa, müsrifliğe , İslam dışı şaşalı yaşantısına karşı sade, dürüst Müslümanların önerdiği paylaşım İslam kardeşliğine karşı “ kominist” demesi; kendi çarkının, soygunun , o şaşalı hayatının devamı için dini kullanmak değil de nedir. Bir amacı var soyulan halkı böyle bir karaçalmayla bunlardan soğutmak, iktidar olmalarını önlemek..
Özel mülkiyetin ortadan kaldırılmasıyla tüm faaliyetin duracağı, genel bir tembelliğin ortalığı kaplayacağı ileri sürüldü.
Buna göre burjuva toplumu çoktan atalet yüzünden çökmüş olmalıydı; çünkü o toplumda
Kimler namuslu çalışıyorsa, mülk edinemiyor,
kimler mülk sahibiyse, çalışmıyor.
Tüm bu kaygı, sermaye olmadığı anda ücretli emek de olmaz, totolojisine varır.
Aile ve eğitim üstüne, ana baba ile çocuklar arasındaki kutsal ilişkiler üstüne burjuva söylemleri, büyük sanayi yüzünden proleterlerin tüm aile bağları parçalandıkça ve çocuklar adi ticaret metaına ve çalışma araçlarına dönüştükçe bir o kadar iğrençleşiyor.
Kapitalistler bir şey daha yaptı.
Kominizm kadının ortaklaşadığır yalanını işlediler. Şu meşhur kep hikayesini yaydılar kulaktan kulağa.
Ama siz in demokrasiniz kadınların ortaklaşalığını getirmek istiyorsunuz, diye tüm burjuvazi koro halinde yüzümüze haykırmakta.
Burjuva, kendi karısını salt bir üretim aracı olarak görüyor. Dolayısıyla, üretim araçları ortaklaşa kullanılmalıdır, sözünü duyar duymaz, bu ortaklaşalık kaderinin aynı şekilde kadınları da kapsamasından başka bir şey düşünemiyor.
Tam tersine kadınların bu salt üretim aracı olarak kullanılma durumunu ortadan kaldırmaktır, aile bağlarını mala metaya değilde aradaki eşitsizliği kaldırarak sevgiye dayandırmak, söz konusu olan,
Kaldı ki bizim burjuvaların, komünistlerde güya var olduğunu iddia ettikleri resmi kadın ortaklaşalığından böylesine dehşet duymaları son derece gülünç.
Kadın ortaklaşalığını komünistlerin getirmesine hiç gerek yok ki; hemen her zaman vardı o.
Bizim burjuvalar, resmi fuhuş bir yana, çalıştırdıkları proleterlerin karılarına, kızlarına sahip olmakla da yetinmeyip, asıl kendi karılarını karşılıklı ayartmaktan zevk alırlar.
Burjuva ailesi aslında kadınların ortaklaşalığıdır. gerçek demokrasi de olsa olsa kadın ortaklaşalığının sahtece gizlisine karşılık resmi ve açık yüreklisini getirmek istedikleri iddiasıyla suçlanmış oluyorlar.
Kaldı ki, günümüz üretim ilişkilerinin ortadan kaldırılmasıyla ondan kaynaklanan kadın ortaklaşalığının da, yani resmi veya gayri resmi fuhuşun da yok olacağı sınıfsız bir toplumda evlilikler sadece aşka sevgiye dayanacağından daha sağlam evliliklerin olacağı kendiliğinden anlaşılmaktadır.
Burjuvalar, bunu kavrayamıyor mu? Aslında çok iyi kavrıyor ama kadının sömürü aracı, ucuz iş gücü olarak kullanmak , kadının kendi özgürlük mücadelesinden soğutmak için ‘üretimin de tüketimide ortaklaşa’ savını, devişin fikri neyse zikri de odur dedikleri gibi kadının ortaklaşalığı diye sunuyor topluma..
Bunu en pratik kanıtı Kübada yaşandı. Yıllarca Amerikan burjuvazisinin ve yerli işbirlikçisinin zevk aracı ,orta malı olarak kullanılan kadınları küba devrim hükümeti eğitti, iş verdi, devrimci ahlkı empoze etmeye çalıştı. Ama bazıları alıştıkları hayattan, kolay para kazanmaktan fuhuştan vaz geçmedi. Ve küba bu kadınları ‘alın urupsularınızı’ diye Abd ye gönderdiği biliniyor. Ve Amerika da bu kadınları götürüp kiliselerde rahibe etmedi. genel evlerinde. sermaye olarak kullandı..
Oysa adı ılımlı İslam, kapitalizm her ne olursa olsun evlilikler sevgiye değil gelecek kaygısı mal birleştirilmesi, yani bir şirket anlayışıyla olacağından her gün ayrılıklar, boynuzlamalar. Fuhuş ihanet ve özellikle geri bıraktırılmış toplumlarda, bir takım burjuva ahlakı, sosyete yaşantısına özenti âdete basıN yayın yoluyla kışkırtılıyor, ulusal değerlerin çürütülüyor. Olası şeyler durumuna getirilmiyor mu?
Hele kominizm korkusu da yok ya istedikleri gibi sürüyorlar, istediklerini ekiyorlar; ülkelerin benliklerine. İstediklerini istedikleri biçime sokuyorlar.
Bu günün empoze ettikleri ılımlı islam anlayışı da islamiyetin paylşma, islam kardeşliği, banka sistemini işleyişine karşı olması, soygunculuğa karşı olması, yahuddı, hıristiyan la dostluğa karşı olması vb bir çok ayetlerini görmezden gelerek sünnet edilmiş islam anlayışı değil mi?
En acısı bu islama karşı kuran, basınla yayınla parlatılmış şişirilmiş ‘ islam âlimleri!’ kullanılarak yapılmıyor mu? Sonuç burjuvazinin tam da istediği:
1- Türkiyede Sünni Müslüman cemaati ikiye bölündü,
2- Bir kısmını kendine bağlayarak, hoca efendilerinin telkiniyle , islAm ümmetinin alın teri kan emeğiyle kazandığı malı söğüşlemesine, petrol zengini ülkelerde millileştirilmiş petrolü kendi şirketine peşkeş çekebilmek için ırak’ta, Müslüman katliamına karşı kayıtsız kıldı. Libya da katliamına, kardeş kavgasının ortakçısı işbirlikçisi etti.
Yani bir taşla iki kuş.. Yani tarlanın taşıyla tarlanın kuşunu öldürttü.
İşin komik tarafı hala bunu komünizmle açıklamaya çalışıyoruz…
Saygılarımla..
yüreğinize sağlık dost, güzel şiiriniz için kutluyorum sizi... tebrikler
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta