Gönül baharının gülü mü solmuş
Bülbül gam içinde gezinir durur
Ağaçlar gazelin libasın giymiş
Bir poyrazı etek savurur durur.
Yüce dağa inmiş sisi, dumanı
Maral olan bilir halde yamanı
Geldik gidiyoruz veda zamanı
Bir mendil elininde salınır durur.
Yaylalardan çiğdem toplamaz iken
Hârede gülünü koklamaz iken
Midyede aşkını saklamaz iken
Gerdandan inciyi sakınır durur.
Varsın kardelenler etsin şöleni
Bağrı yanık olan netsin töreni
Bir dahası var mı gitti gideni
Sonra ardı sıra yakınır durur.
Açar pencereyi içer havayı
Her duvak ardına çeker halayı
Bir tanesi değil gelse alayı
Daha var mı diye bakınır durur.
İşin şakasıdır aldırma dostum
Olmaya kimseye kinaye,kastım
İşte gidiyorum sesimi kıstım
Peşim sıra ziller takınır durur.
Mediha BİYİK..
*
Kim demiş taşın kalbi yok diye
Ayağın altında yürütür seni
Hane olur evin barkın içinde
Korur tüm şerlerden büyütur seni
Sur olur göğsünü düşmana gerer
Bir adım ileri girerse eğer
Bir ülkeyi korur güçteymiş meğer
Isterse sıyırır canından teni.
Burç/larına uyar dağıtır şifa
Anlatır büyükler binlerce defa
Baş ucunda bekler ondadır vefa
Gelene geçene anlatır seni.
Hacerül esveddir aklar günahı
Karardı vebalden etmedi ahı
Üzerinde taşır onca seyyahı
Taşların yaşıyla dünyanın geni
Takıdır süsler beyaz gerdanı
Karada akiktir, suda mercanı
Ona taş derler de ins yorar canı
Bir ilimdir bilir onu bileni.
Istersen lahit yap saklasın aşkı
Istersen üstünde kurasın meşki
Bir murçla gönüle verince şevki
Şekilden şekile götürür eli
Taş kafalı derler sağlamdır başın
Taştan bir çömlekte pişirir aşın
Daha ne olsun be a arkadaşım
Seninle bir toprak değil mi teni..Meliha BİYİK...
*
Ne dünya aşka doyar
Ne yıldızı kaydırır
Döner fırıldak gibi
Çocuğu usandırır
Bir değirmen misali
Öğütmesin canları
Hem çağırır davete
Hem üzer insanları.
Olmasın bir şamata
Ne kavga ne de savaş
Her bireyin hakkıdır
Hür yaşamak arkadaş.
Dün kundağa sardığı
Kumaşı eskimeden
Yine sarar kundağa
Gün yüzü göstermeden
Yeter değişsin evren
Dünyanin yüzü gülsün
Mutlu olsun çocuklar
Anneler yaşın silsin.
Yaşayalım kardeşce
Mutlu olsun her birey
Bölüşelim eşitçe
Getir çıkını behey!
O zaman sevgi derim
Kalp gözünü açana
Gel demeden giderim
Leyli'yim anlasana.
Haydi dostlar birlikte
Sevelim sevilelim
Ekelim mutluluğu
Harmanını edelim...Mediha Biyik..
r
İlhami BulutKayıt Tarihi : 8.10.2024 17:46:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Biz kulları dahi ona muhtaçken
Bir samana söyle güç mü yetecek
Esen rüzgârında savruluyorken.
Sadece bir kuluz var vazifemiz
Her şeye koşmak mı/dır hünerimiz
Haksızlığa asla boyun eğmeyiz
Haklının önünde eğiliyorken.
Köroğlu diyor ki,mertlik bozuldu
Çakal tilkiyle bir yola düzüldü
Kötüler mest oldu, iyi üzüldü
Hainler baş köşe oturuyorken
Yine şiir geldi kurtardı canı
Belkis'in tahtından çekti sultanı
Şu güzellikler de olmasa hani
Tam da can boğaza dürülüyorken.
Ok yaydan çikarsa deler kalbini
Bulmazsa eşini ,dengi dengini
O zaman seyreyle hayat cengini
Cennetin cehennem görülüyorken.
Konuşsun yine de coşsun şairler
Buluşsun gönülde güzel şiirler
Kim söyler, kim okur, kimi de dinler
Kalpten kalbe köprü kuruluyorken...
Güzel bir pazar dileğiyle saygılar sunuyorum efendim...MEDİHA BİYİK...
Noel baba mısın a be mübarek
Gönül radar candaşını tarıyor
Bâd- ı sabâ mısın a be mübarek.
Ne demiş ozanım vardır bir yolu
Gönülden gönüle uzanır kolu
Kar, yağmur, fırtına, yağsın da dolu
Dolmaz kab/a mısın a be mübarek.
Şair kaleminde sırlı dizeyken
Gönül bestesinde telde gezeyken
Mısraları gönüğlere düzeyken
Cana taba mısın a be mübarek.
İşin şakasıdır olmaz kırası
Ister kapı tıklat ,ister bacası
Hocam gönüllerin şiir agası
Tele nota mısın a be mübarek...MEDİHA BİYİK..
*
Elazığ patentli dostluk
Kavgaları
İnsan hafızasını anında
Devreye sokan hocamızın bu dostluk öyküsü de bize anında bir hatırayı hatırlattı
Şöyle
Anadolu’da güzel geleneklerimiz vardır bun
ların en güzellerinden biri
De mahalleye yeni yeni taşınan komşuya Allah ne verdiyse işte gönülden gelen yemek
İkramı yapılırdı bu üç gün
Kadar sürerdi komşular
Sırayla öğlen yads akşam
Yemeği götürülürdü yeni
Gelenler helede yabancıysa
İlçemize tayin olmuş iki
Çocuklu bir aile mahallemize gelince sevinerek herkes görevi
Ni yapmaya başladı tabi
Bu sadece yemek meselesi değildi tanışma
Vesilesiydi de
Komşularımız Elazığlıydılar
O kadar kısa sürede kaynaşıldı ki bu harika bir
Şeydi
Komşunun adına Melek diyelim Melek abla annelerimizden küçük biz gençlerden de çok az
Büyüktü bu da bizleri mutlu eden başka bir konuydu tabi biz çoğumuz çalışan gençlerdik kimimiz öğretmen sağlıkçı memur bankacı vs
Tabi küçük çocukları olanlar biraz sıkıntılıydık
Arkamızda ağlarlar bizimle gelmek isterler vs
Böyle bir sabahta oğlum
Üç yaşlarında eteğime yapıştı geleceğim diye
Bankaya geç kalacağım
Canım Melek ablam camdan bizim kavgamızı
Görünce yanımıza geldi
Ne yaptı etti oğlumu kucağına aldı evine götürdü
Az sonra eşi abi bankaya
Geldi (o vakitler telefon her evde yoktu)koştum yanına Melek ablan çocuğu merak etmesin
Her şey yolunda dedi
Kırk yıl sonra bana bunları hatırlatan kıymetli
Hocamıza müteşekkirim
Gerçekten gözlerim dolu
Dolu yutkunarak bu yazıyı yazdım bir süre sonra da benim tayinim
Gündeme geldi Melek
Ablamla uzun süre haberleştik kartlar mektuplar sonra işte hayatın gaileleri zorlukları
İletişim devam edemedi
ELAZIĞ patentli dostluklara (kavgasız )
Yürekleri ısıtan bir dostluk masalı da bizden
Geldi teşekkürler saygılar
Ve en vefalı ve sımsıcak
Ve sonsuza kadar dostlukla efendi..KENİZE MURAT...
Güneş başı üstüne kızgınlığı vururken
Bunalmış canı sıkkın bakmış karşı yalıya
Bu da bir insan yahu biz de insanız güya.
Dur demiş sesleneyim bir bozayım hatunu;
Biz de değil miyiz ki aynı Allah'ın kulu!
Seslenmiş yalıdaki güneşlenen hatuna;
Siz de öleceksiniz değil mi yazık bana?
Hatun şöyle bir bakmış acımış balıkçıya;
Evet demiş haklısın biz de öleceğiz ya,
Ama biz şu hayatta bir kere öleceğiz!
Sizin gibi Allah'ın her gün ölemeyiz(!)
Balıkçı şaşıp kalmış hatunun bu sözüne
Sallamış küreğine sürmüş aksi yönüne...
Şimdi ben de diyorum madem geldik dünyaya
Ister yerde mekan kur istersen çık uzaya
Ölüm dediğin nedir nasılsa gideceğiz
Neden her gün bedeni kabre sereceğiz
Bak bir nefes almanın tadı damağımız da
Rabbimin her nimeti vermiş ayağımızda
Yiyelim eğlenelim şükredelim hayata,
Geldiğinde hazırız gideceksek memata.
Sevelim sevilelim sevgi gönül işidir.
Sevgi ruhun aynası canın menevişidir.
Almazsa muradını bırak kalsın mahşere,..MEDİHA BİYİK....
Sonsuz bir yoldayız gülüm/musalla ara durak bize/kalbin libası aşk, giy de gel Lili/düğün hediyesini Rabbim taksın bize..İlhami
Güneş başı üstüne kızgınlığı vururken
Bunalmış canı sıkkın bakmış karşı yalıya
Bu da bir insan yahu biz de insanız güya.
Dur demiş sesleneyim bir bozayım hatunu;
Biz de değil miyiz ki aynı Allah'ın kulu!
Seslenmiş yalıdaki güneşlenen hatuna;
Siz de öleceksiniz değil mi yazık bana?
Hatun şöyle bir bakmış acımış balıkçıya;
Evet demiş haklısın biz de öleceğiz ya,
Ama biz şu hayatta bir kere öleceğiz!
Sizin gibi Allah'ın her gün ölemeyiz(!)
Balıkçı şaşıp kalmış hatunun bu sözüne
Sallamış küreğine sürmüş aksi yönüne...
Şimdi ben de diyorum madem geldik dünyaya
Ister yerde mekan kur istersen çık uzaya
Ölüm dediğin nedir nasılsa gideceğiz
Neden her gün bedeni kabre sereceğiz
Bak bir nefes almanın tadı damağımız da
Rabbimin her nimeti vermiş ayağımızda
Yiyelim eğlenelim şükredelim hayata,
Geldiğinde hazırız gideceksek memata.
Sevelim sevilelim sevgi gönül işidir.
Sevgi ruhun aynası canın menevişidir.
Almazsa muradını bırak kalsın mahşere,..MEDİHA BİYİK....
Sonsuz bir yoldayız gülüm/musalla ara durak bize/kalbin libası aşk, giy de gel Lili/düğün hediyesini Rabbim taksın bize..İlhami
TÜM YORUMLAR (25)