Artık ön ittifaka karşı ve ön ittifaklı çekim merkezi eksenli ana sürecin zıttı olmakla yeni oluşan köleci kurallar, köleci eğitim ve köleci gelenekler geçerliydi. Kutsal oluşla öğrenilir; saygınlık içinde bellenen bu tür kural, gelenek bütünü olan ahkâmlardı. Sorgusuz sualsiz itaat edilen biat koşullarıydı. Malı mülkü olup ta, kendisine malca mülkçe dengi benzeri olmayanın hükmüydü bu.
Eş deyişle ortağı olmayan mülki iradenin buyruklarıydı bu biat imanlı (akitli), eylemli işler. Köleci olan bu ilk kurallardan birisi o ortam içinde mal mülk sahibini tanımaktı. İrade oluşla tanımaktı. Emsalsiz oluşla tanımaktı. Ortağı olmamakla tanımaktı.
Biliyorsunuz ortak tanımazlık hassasiyeti, köleci yapının ortaklaşan bir sistem içinde köleci kişisel mal mülk sahipliğine gelinmiş olmaya yergi ve refleksti. Hala kişilerde eskinin ortak üretimli ortak tüketim yapar olmalarına olan eğilimlere tepki oluşla vurgulanıp, sürecin geçmişe tepkisel bir geri bağlanım yamasıydı. İlk ortam mal mülk sahibi efendi dediğimiz sahip kişiden ve maldan mülkten yoksun olup efendi (sahip) kişinin sultasına boyun eğen veya eğdirilen (köle olan) kişilerden oluşuyordu.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta