Paslı bir çivi duvarda,
Gölgesi uzar kararda,
Çatlak fincan durur rafta,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Ahşap tavan gıcırdıyor,
Rüzgar camı sarsalıyor,
Eski bir palto duruyor,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Yağmur damlası tenekede,
Sesler birikir derede,
Işık sızar bir perdede,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Taş avluda kuru yaprak,
Ayak altında ıslak toprak,
Solmuş duvarda bir bayrak,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Yontulmamış kütük masa,
Üstünde bakırdan tasa,
Zaman vurmuş ağır yasa,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Kör bir lambanın fitili,
İsli camın siyah dili,
Sükûnetin ağır seli,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Sıvanmış duvarda bir el izi,
Yıllar silmiş rengi, bezi,
Hatırlatır eski bir gezi,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Ağır, demir bir anahtar,
Kapıyı ne açar ne kapar,
Her nesne bir ömür yapar,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Yün çorabın delinmiş ucu,
Kaçmış ilmeğin sonucu,
Yoktur bunda bir koruyucu,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Kömürün karası elde,
Toz zerresi esen yelde,
Bir leke kalır mendilde,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
*
Kalın bir kitabın cildi,
Zaman onu çoktan sildi,
Bu şiir hep buradaydı,
Kokmuş toprak, demir ıslak.
Kayıt Tarihi : 27.6.2025 21:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!