Kök ve Gölge
-kök seninse damarın nerde / ey fukara
bir yaprağın bile, bir yaprağın
usulca düşmedi ki dibine-
kim ki tutmak istiyorsa kökünü
heykelin gölgesine sığınır oldu
yel ne yandan eser
güneş ne yandan / sel ne yandan
sokak sokak, yığılmış gölgeler
kara daha karanlık, ak daha aktır bugün
kim bilir kimin yüreksizliği
yüzler soğuk / turşuya yatmış hıyara benzer
kim uzun kim kısa sözlüdür
on yaprak tutmazken bir çiçeği
bodur, göbekli ve de şapkalı
bu heykel anlatmaz gerçeği
bakmayın tuttuğuna meydanı
hava bozuk konuş ha konuş
ayak kayarsa baş düşer ayağa
kim derdi /Temmuz’da kar yağar başağa
tohum düşer göverir / dalda kurur tanesi
eğmeden / eğilmeden gelmeli arka ayak
öndekinin yanına
önce çocuk ve kadınlar /arkada bastonlu nineler
kurtarmalı kendini bu karanlıktan
-kazığa bağlanan kısrak nedendir
burun büktüğü otun / kökünü çıkarır da
koparmaktansa zinciri / döne döne kazığa dolanır-
kazığa bağlanmak mı mesele / kırıp atmak mı zinciri
kazmayı vurunca damara / yan damarlar da titreşir
hava bozuk, hava kirli vur ha vur köküne
kök tutmaz damarı / damar kökü
iyi ki diyorum arada, iyi ki
yüz derecede kaynadığını öğrendiler suyun
insan ki insandır / ne vakit insanlaşır da kurtulur
ötesi olmayan bu dünya
Toprak Tutsun Külümü
Ercan CengizKayıt Tarihi : 9.8.2010 02:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
-kök seninse damarın nerde ey fukara bir yaprağın bile, bir yaprağın usulca düşmedi ki dibine-

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!