Bana verdiğin
Hediyeleri
Dizdim
Parmak izlerini
Sevdim
Aralarına kalbini
-meltem'e
Yandan yandan
Sektirmeden
Gidiyorsun ya güneşe doğru,
Güneş acımasız
Söyleyecek sözlerim vardı
Ne kadar da az zaman
Bir sarı resmim vardı
Mevsim dört kere sonbahar.
Haykıra haykıra susarız
Bize susarız
Kana kana
Değil
Kanaya Kanaya...
Bir gùn biterse bu susmalar
Havadaydık.
Sanırım
Biraz daha düz gidecektik
Muhtemel
Sonra eğimli bir çizgi ile yere doğru
Süzülecektik.
Yalı çapkını gagasıyla müstesna
Aynalı camlar artık kandırmaca
Uyandıramıyor derin uykularından terli vücutları
Yalı çapkını ağlamaz, bunu herkes bilir
Bir kurtçuk dala tırmanır
Vuslata dair ne varsa sırtında taşır
Kırmızı kentlerin kalbinde rastlanır sana
Bilmem kaçıncı yüzyıl ev hali
-ki önemsenirlerdi
Mağrur, doygun, heybetli
Şapkalı bir saat kulesi..
Akrep – yıldızsız- ve adı nereden gelir bilinmez
Bedenini yakan o ufacık noktadır, acıyan
En zayıf yanın kadar güçlüsün, dayan
Sol göğsümün altındaki gürültülü arkadasi
susturamıyorum.
İki melek kollarımda kelebek vadisi
turu var diyorlar,
iskelenin merdivenlerinde mahsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!