Kimler uydurmuş karşının ışıklarını!
Işıkların karşıdan gelenini…
Gelsin otursun, buyursun.
Ama karşı olmasın içimin sıcak çocuğu.
Gecenin siyahını deliyor
toplu iğne başı yıldızlar.
ve eritiyor çevresini
ışık girebilsin diye içeri.
ben seni öldürmek istedim!
ansızın gir içeri
çarpılan kapının şangırtısı
bastırsın ikimizin seviş seslerini
ve bakarken gözbebeklerimize
derin derin derin
ben öldürmeliyim
Etrafı ince bir kılıç gibi
Düzgün, ritmik, kadim Ağaçlı
Yalnız bir yol...
Bir araba eski, boyasız ve yaşlı
Arkası dumanlı, horultulu ve aksi...
biliyorum diğer yarım küredesin
karanlığımdan belli.
kahkahalar duyuyorum
anladım herkes, seninle, keyifli.
yarım kalmış sözlerim var
bir yanım eksik bir yanım fevri
Seni bana getiren taksinin camları belki nefretimle eşdeğer yansıması
İnce bileklerin file çorapların uzanırken dünyama aralık kapıdan
Bastığın, hayır basacağın, yer iman tahtası
Dursun şimdi o sahne şimdilik, döneceğim..
Küçücükmüşüm
Avuçlarımda güneş sakladığım zamanlar
Islak kumsal ayak izlerini sahiplenmişti
İçine içine çekmesini umursayabilirdim
Havada asılı kalan sen kokusuyla
Meşgul olmasaydım eğer.
Benim için kaç cana kıyabilirsin dediğin
...hani gidiyorsun ya
yürekten kan gidiyor...
tutsana beni
yakalasana...
yalan da olsa kalsana...
Görmeden de
yetmez ki
dinlenmez ki
görmeden de
görmeden dinlenmez ki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!