O kadar çoktu ki işleri çocukların,hiç işleri bitmezdi.Usulen gelselerde bazen,onu mutlu etmezdi.Bir gün hastalandı bizim zahit yatak,döşek.Otursa oturamaz,kalksa kalkamazdı.Biliyor du işte zahit,bu ölüm yoklaması.
Koşup geldiler sağdan soldan çocukları,Her yanı ağıt sesi kapladı.Ben iyi baktım yarışına girdi çocukları.Ölüyordu zahit,hiç kalmamıştı hali.
Son bir hamle yaptı koca zahit.Bir şeyler anlatacaktı.Lakin hiç yoktu takatı.Zorlandı,bir çift söz çıktı ağzından nice sonra"Ölüyorum evlatlarım,lazım değil bu ilginiz,bu ilgi bana yaşarken lazımdı".
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta