Vah! ! !
Koca Halil
Şu kabrin ucunda duran mazlum adam senmisin?
Yırtık, yamalı,
Kirli cepkenin gizlemiş seni diyeceğim
Amma…
Gözlerin…
Gözlerin de senin değil be Koca Halil
Hayırdır.
Şahin bakışlı,
Efe Koca Halil’in bakışlarından yaşlar süzülür
“Fatma…. Ruhuna Fatiha”
Yapma derim ya
Sabır derim ya
Ölenle ölünmez derim ya
Bilirim zor be Koca Halilim,
yoldaşsız, arkadaşsız bir başına,
zor be Halilim, daha da zor.
Yıllar götürür herşeyi,
Saçında sakalında aklar bırakarak.
Belini bükerek,
Götürür herşeyi,
Eline bastonu tutuşturarak.
Ve işte alır be Koca Halilim,
canını, yarını,
yerine bir mezar taşı bırakarak.
Kalk Koca Halil
Hayat devam etmez bu kabristanda.
Lakin bittiği yerdir burası hayatın.
Geçelim bize,
bizim gibi bükmüş belini,
kırmış kirişini,
köhne evimize.
Yoldaşlarımız, arkadaşlarımız yapmış gibi,
Yapalım sade kahvelerimizi,
Oturalım ocak başına,
Yad edelim ha! gençliğimizi.
Hey be! Koca Halil
Tanımak zor oldu seni.
Sanki, Beşparmak dağlarında basmadık taş bırakmayan,
Mekanı dağ, gönlü bağ Halil
Eşkıya Halil, Efe Halil, Koca Halil,
Yiğit Halil, sen değilsin
Hadi! ağlama artık.
Fatma kadını gömdün ya toprağa
Gönlüne de gömme gözyaşlarıyla
Zaten orda ki ömrüde kısa
Dedim ya Koca Halil
Yıllar,
Yıllar götürür herşeyi
Gençliğin gibi, yiğitliğin gibi
Fatma kadını götürdüğü gibi
Yıllar götürür herşeyi,
Geriye bir mezar taşı,
bir de namını bırakır:
Kızan Ali Çavuş
Efe Koca Halil…
Kayıt Tarihi : 17.6.2007 15:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)