Yurdumda bir hazan, bir kırgınlık var
Koca dağlar bile tir tir titriyor
Herkes kendi nef(e)sinin derdinde
Sevinçler mi ?
Onlar hayaller kadar
Endişeler umman, merhametler dar.
Tüm gözler etrafta suçlu avında
Alev kırmızısı sözler, tavında
Kaçar olmuş canlar sevdiklerinden
Mahşer yaşanıyor, henüz ölmeden
Bir lokma ekmeğin, bir yudum suyun
Hakkı değil, gördük anladık bunu
Şükürsüz kapanan kuru dudaklar
Nasıl da özlüyor, bir dirhem unu
Hakkı değil, gördük anladık bunu
Bin yıldır altında gölgelendiğin
Koca çınarın mı bütün kabahat
Oysa ki o ;
Ne fırtınalar gördü, geçirdi.
Biz susmayı bilemedik,
Bari sen anlat
Kara kutususun sen bu vatanın.
Dinleyen yok deme, sen yine anlat
Okumadan, yaşamadan, görmeden
Kendimizi her şeyin bilgini sandık
Senden başka bilen yoktu oysaki
Söyle nerede o şifalı sandık?
Gök yüzünde birlik olan yağmurlar
Eş Şafi adıyla yağın yurduma
Cahilin kılıcı öyle keskin ki
Koca çınarların boyunlarını
Gözünü kırpmadan,hemen vururlar.
Tez yağın olur mu, yağın yurduma
Eş Şafi adını heceleyerek.
Biraz sabır, biraz şükür yeterli
Çıkar bu çukurdan elbet tekerlek
Topal ilerlemek zuldür bilesin
Bize hem tabipler, hem dua gerek
Eş Şafi adını heceleyerek...
Kayıt Tarihi : 25.4.2020 13:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Corona virüsü ülkemizi ve tüm dünyayı boğduğu şu günlerde yaşlıların suçlanıp, aşağılandığını görmek beni bir hayli üzdü. Sanki virüsün sebebi onlarmış gibi bir algı oluştu. Oysaki onlar zaten bir çok rahatsızlık ve yaşlarının getirdiği yorgunlukla mücedele ediyorlardı, bundan dolayı dirençleri daha zayıftı bu yüzden vakaların büyük çoğunluğu yaşlılarda gözüküyordu. Asıl hastalık kendini sağlıklı sanıp başkalarında suç arayan küçük beyinlerdeydi...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!