Adını sesliyorum gecenin içinde, tekrar bana geliyor adın; hemen kızıl saçların ve dudakların, sonra ince beline sarılıyorum ama gece yalnız odamdayım, rüyamdayım, adını bu kez daha yüksek sesle söylüyorum, adın rüzgâr gibi... uyanıyorum!
Sabırsızlanıyorum ama niye? Pencereyi açıp dışarı bakıyorum, ayı arıyorum, yıldızları arıyorum, bir işaret arıyorum, yüreğim daralıyor, aklım sabırsızlanıyor! Seni arzuluyorum, yardım gelir mi gökyüzünden, bilmem ay nerede, yıldızlar hiç görünmüyor, bulutlar var gecenin karanlığında.
Aramıyorum, belki sen ararsın diye, seni özlüyorum, seni istiyorum, aramıyorum sen ara diye; seni duymak istiyorum, seni özlediğim kadar beni özlemeni istiyorum, dudaklarını solumak, eski bir şiirin içine girmek istiyorum, hani anımsarsın şarkı söyleyen genç bir kadını anlatan şiirin içine girmek istiyorum, seni içmek istiyorum, enseni, çıplaklığını öpmek istiyorum. Ellerinin duygusunu hissetmek istiyorum yanaklarımda.
Dün gece ne çok istedim seni yanımda; romantik şarkıların içinde ne de çok istedim sana dokunmayı, seninle uyumayı. Artık duramıyorum, duygularımı ki duygularım parmaklarıma çoktan geçmiş yazmak istiyor, ben de yazıyorum işte; ama yazmak ne seni getiriyor yanıma ne de arzu yüklü tutkulu özlemi dindiriyor.
Eski bir şiiri dönüp dönüp okuyorum, hani şarkı söyleyen kadın. Yine, unutulmayan ânlar! Oysa ne kadar çok istedim dün gece sevişmeyi, beyazlığını kollarıma alıp içinde varolmayı...
("Aşka Dair Çeşitlemeler", Özgür Edebiyat, Kasım-Aralık, 2013)
Atilla BirkiyeKayıt Tarihi : 19.4.2016 10:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!