Kızıl Meydan Şiiri - Tamay Önal Polat

Tamay Önal Polat
482

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Kızıl Meydan

Ellerimin, ayaklarımın, dudaklarımın, kısacası bütün bedenimin tir tir titremesi Rusya’nın keskin ayazından dolayı (-21) eksi yirmi bir santigrat dereceyle donduruculuk savaşına girmiş olan havadan değildi. Bundan emindim. Kızıl Meydan’da olmanın ve Kremlin’in kırmızı kiremitli duvarlarına bakmanın bende yarattığı duygu karmaşasındaki hareketlenme ile bu titreme başlamıştı.

SAHTEKÂRCA GELMİŞ, DARBELEMİŞTİ DARBELEMESİNE AMA BANA AİT OLANI DA BENDEN ALMAYA HAKI YOKTU Kİ…

Çarlar, çariçeler, Büyük Petrolar, birinci-ikinci Katerina’lar. Aziz Corçlar. Korkunç İvanlar, İsa’nın ayakucu ile Meryem’in bakire duruşuna mum yakmalar, altın varaklı sarayların inziva odalarında insan kanı içmeler, derken Bolşevikler ve devrim… Sonrasında KGB ve ardından zindanlar, mabet yıkmalar, zulümler, işkenceler, İpe çekilenler, Sibirya’ya sürülenler… Lenin, Stalin sonrasında da Nazım, Deniz, Hüseyin, Ulaş, Mahir, Mehmet diye Türkçe isimler yağıyordu mini minnacık bir kadının titrediği Kızıl Meydan’a.

KALBİNİN EN ÖPÜLMEMİŞ YERİNİ …

“Nazım bir Rus şairidir. Rusya onun kemiklerini asla Türklere vermez.
Nazım’ın kemiklerini Türkler Türkiye’ye götüreceklermiş.
O en güzel şiirlerini Rusça yazdı. Daha Türkçeye çevrilmemiş birçok şiiri var.
Hem bir de Vena var. Onların ikisi Novo-Deviçya mezarlığında yan yana yatıyor. Bu mezarlık çok özeldir. Nice yazarlar şairler sanatçılarla beraber bir aradalar. Rusya vermez. Asla vermez! ”
Ah sevgili Milena… Nasıl da ağzını doldura doldura hararetle anlatıyorsun. “Türkiye Nazım’ı hak etmedi” deyiver olsun bitsin diyecektim ki tam o anda mezarın başucundaki ağaçtan üstü kozalaklarla dolu bir dal parçası düşüverdi ayaklarımın ucuna. Sözümü yuttum, eğildim ve aldım o dal parçasını.
“Nazım memleketsiz memleket Nazım’sız olmaz” dedim. “Ve nazım vatan hainliğine devem ediyor” diye ekledim.
Özenle çantama yerleştirdiğim kozalaklı dala şimdi bu meydanda sıkı sıkı tutunuyor ve bir büyücüyü düşlüyordum.

BÜYÜ BOZULDU ANLA ARTIK BÜYÜ BOZULDU…

“Sol tarafımızdaki piramit biçimli yapı Bolşevik Devriminin öncüsü Lenin’in mozolesidir” diye anlatmaya çalışıyordu gürcü rehber Milena. Sorduğum sorulardan şaşkına dönmüş olan zavallı kızcağız bir yandan da gözlerimin içine bakıyor yine altından kalkamayacağı bir soru ile karşılaşıp karşılaşmayacağını kestirmeye çalışıyordu. Titremeli bir gülümseyişle onu rahatlatıp mozoleye yöneldim.
Nereden Başlamalı? (1901) * Ne Yapmalı? (1902) * acaba Bir (Candaşa) Yoldaşa Mektup (1902) * mu yazmalıydım.

TIKAMIŞ BLOKLAMIŞ BENİ. ELLERİM YOK Kİ BENİM…

Bir Adım İleri, İki Adım Geri (1904) * bile değildi hayat. Hep geri hep geri giderek karanlıklara yuvarlanmaya bayılan insanlık içerisinde hangi Gerilla Savaşı (1906) * insana ve insanlığa dair bir değer katabilecekti.
Evet, evet okuduğum kitaplara da saldırılmış olmalıydı. Sosyalist Devrim ve Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı (Tezler) (1916) * kapitalist bir vitrinin ışıkları altında sorguya çekilirken sessiz sakin kapalı dudakları ile “öldüm ben” diyordu.

“BANA TAM OLARAK GÜVENDİĞİN GÜN SORGU ODALARINI ANLATIRSIN DEĞİL Mİ?

Dünyalılar yiğit Devrim’i öldürmeyi başarmış her dinden cenaze törenini de tamamlamıştı.
Uluslar ve Sömürgeler Sorunu Üzerine Tezler (1920) * çoktan geçerliliğini kaybetmiş
Rusyada Kapitalizmin Gelişmesi (1899) * almış başını gitmişti. Örgütlenme* tüm dünyada suçların en büyüğü olmuştu.

SEN NE İSTEDİN DE BEN YAPMADIM.

Çan sesleri duyuluyor…

ELLERİM OLSA BİLE ARTIK ISITMAZ BİLİYORUM AMA BANA AİT OLANI DA BENDEN ALMAYA HAKI YOKTU Kİ…
YANİ O EN ÖPÜLMEMİŞ YERİ….

NOT:* İşaretli ifadeler Lenin’in yazdığı kitaplardan bazılarının ismidir.

Tamay Önal Polat
Kayıt Tarihi : 9.2.2012 22:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Kızıl meydan Çok soğuk ve çok sıcaktı.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Tamay Önal Polat