İrfan Yılmaz - Kızıl Gül Feriko Şiiri - ...

İrfan Yılmaz
87

ŞİİR


223

TAKİPÇİ

Dolunaylı bir yaz gecesiydi. Vakit gece yarısını geçmiş, kocaman bir tepsi gibi, geniş bahçenin doğu sınırındaki ulu ceviz ağacının kenarından, hafif bir hışırtı ve gülümseyen yüzüyle erkenden doğan dolunay, gittikçe yükselmiş ve yükseldikçe de küçülmüştü. Yönü, güneye bakan evinin sundurmasında dalgın ve düşünceli oturan, kırk yaşını geçmiş köylü adamın eli bir kez daha önündeki tütün tabakasına uzandı. Yıllardır ustalaşmış parmakları ile tütün tabakasını tıkırtı ile açtı. Bir sigara daha sardı. Kibriti çakarken hoş bir kav kokusu yayıldı. Sıkıntılı, endişeli ve düşünceliydi.

- Feriha! dedi. Feriko... Ferikom!

Aradan geçen yirmi yılı aşkın bir zaman, ne gözlerinde tüten o eşsiz simayı, ne de gönlünde yarım kalmış sevdasını tamamen silebilmişti. İnsanın asla erişemediği ve artık hiçbir zaman erişmesinin de mümkün olmadığı, kalpte gizli kalan o sevgili, demek ki asla unutulmuyordu. Ömründen akıp giden her yıl, gönüldeki o sevda ve zihindeki o hayali biraz daha silik hale getirmeye çalışsa da tamamen silemiyordu. Gökyüzüne baktı, dolunayın gümüş ışıkları, görebildiği alanda ancak üç beş yıldızın göz kırpmasına izin veriyordu. Yusyuvarlak ve kocaman bir tepsi gibi doğan Ay'ın, neden yükseldikçe küçüldüğüne ve küçüldükçe de ışığının arttığına bu güne kadar bir türlü akıl erdirememişti. Bir kez daha dudaklarından aynı sözcükler döküldü:

-Feriha! dedi. Ferikom...

Tamamını Oku