yirmi dört mart iki bin üç, İstanbul.
Sen uyurken karşımda, göz kapaklarımıza çizili konuşulmamış hayaller eşlik eder bana
Gecenin karanlığı aydınlıkla buluşana dek izlemek isterim, rüyalarında bana da yer var mı?
Çünkü rüyalarımda her daim sen vardın ve hep olduğun kadar güzeldin
Adın yankılanıyor bak yine, zihnimin ücralarında ne arıyordun?
Bilmiyorum neden kabul etmek istemiyordun, seni önemsediğim kadar sen de beni sevmiyor musun?
Biliyorum ama sen söylemesen de uykuya daldığında sesleniyorum sana düşler diyarından.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta