Annesinden, bebek istedi,
Küçük İrem.
Bir gün, iki gün,
Her eve geldiğinde,
Hani, bebeğim nerde?
Annesi alırım, kızım derdi.
Kıvır kıvır saçlarını savurarak,
Küstüm sana, der.
Küçük dudaklarını büzerek,
Kara gözlerinden, yağmur damlası gibi,
Masum gözyaşlarını dökerdi.
Annesi, bir gün;
İşten çıktı, biraz yorgundu ama
Kızının, sevgisi yüreğinde yoğun
Bulgar pazarına gitti.
Çantacılar, et bebek, porselen, oyuncak
Biblo ve benzer şeyler getirir, satarlardı.
Sene, seksen dokuz
Bulgaristan dan hızlı bir göç var.
Zaten ne zaman duruldu ki, balkanlar.
Birçok bebeğe baktı, beğenmedi.
Sonra, bir oğlan kel kafalı,
Tulum giydirilmiş, et bebek
Onu aldı, İrem kadar var diye düşündü.
Kızım sevinsin, adıda Uğur olsun, dedi.
Günlük gazetesine sardı, kucağına aldı.
Yanık Kışlanın yolunu tuttu.
Hayli yokuştu, biraz hızlı çıktı.
Nefes almak için durakladı.
Her zaman geçerdi buradan,
Çoğu kadınlar tanırdı onu.
Onlardan biri rastladı, ne haber, nasılsın?
Gülümsedi, henüz nefesini toplayamamıştı.
Aman! Dedi, kadın.
Çocuğuda gazeteye sarmışsın.
Üşür kızan…
15.MAYIS.1999 KIRKLARELİ
Kayıt Tarihi : 16.4.2008 12:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kırklareli, kızımın doğduğu şehir. Altı yıl kaldım. Dostlarım, öğrencilerim, güzel anılarım var. Birde Bugaristan dan ilk göç eden. Türklerin o an yaşadıkları acıların resimleri. Ülkemizin kıymetini çok iyi bilelim çok.
Aman hocam bizi de paylama da:-)))
ellerin dert görmesin hocam yüreğiniz bahar olsun
selam ve saygılarımla esen kalın
TÜM YORUMLAR (3)