Gülücükler saçıyorsun
Domur, domur açıyorsun
Gel deyince kaçıyorsun
Kız sen Karamürsel sepeti misin?
Altan, Altan süzüyorsun
Gamze, gamze gülüyorsun
Neden niye üzüyorsun
Kız sen Karamürsel sepeti misin?
Kaşlar keman söylüyorsun
Sözler ferman döküyorsun
Küsme canan üzüyorsun
Kız sen Karamürsel sepeti misin?
Gel desem de gelmiyorsun
Kadir kıymet bilmiyorsun
Benden de hiç geçmiyorsun
Kız sen Karamürsel sepeti misin?
6.1.2011 İST
Perihan PehlivanKayıt Tarihi : 8.1.2011 14:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
KARAMÜRSEL SEPETİ HAKKINDA Kestane ağacının çubuğundan örülen, kendisine özgü özelliği ile gayet pratik, kullanışlı basit bir el taşıma aracı olan Karamürsel sepetinin özelliği, ağaçtan toplanan yaş meyveyi zedelemeden kabına ulaştırmasıdır. Üne kavuşması ise, Osmanlı padişahlarından Abdülaziz'in gezi için Hereke'deki av köşküne gelmesiyle olur. Padişah'ın Hereke'ye geleceğini duyan Karamürsel eşrafı, âdet olduğu üzere bir hediye götürüp sunmaya karar verirler. Mevsimin yaz olması sebebiyle hediye olarak kirazı seçerler. Padişahın huzuruna çıkacak olan kasaba temsilcileri, itina ile toplanan kirazları bir sepete doldurarak sandalla Hereke'ye geçerler. Padişahın huzuruna kabul edilirler ve hediye sepetini sunarlar. Oldukça değişik ve sade hediyeyi gören Abdülaziz, biraz şaşırarak birazda küçümseyerek hediye sepetini şöyle bir süzer. İçinde ne olduğunu merak etmekten kendini alamaz. Derhal gümüş bir tepsi getirilir, sepetin içindeki kirazlar tepsiye boşaltılır. Sepetin içindeki kirazlar tepsiye sığmayıp taşınca, Abdülaziz hayretle şöyle mırıldanır ' Sepeti ufak tefek gördük amma, içindekini tepsiye sığdıramadık! '. Abdülaziz'in bu sözü daha sonraları halk arasında, bir nevi deyim olur çıkar. Karamürsel sepetinin tabanı 15–20 cm.dir. Ağız genişliği 40.45 cm, boyu ise 60–65 cm.yi bulur. Yarım koniyi andıran sepet iyi kesilmiş ve kurutulmuş kestane çıtalarından örüldüğünden iç hacmi, dış görünüşünün aksine geniştir. Sepetin tek hammaddesi, düzgün ve budaksız kestane çubuğudur. Bu çubuğun 'şah' denen körpe devresi vardır ki, bu devre içinde kesilip kurutulmaya bırakılan çubuktan daha sağlam ve kaliteli sepetler yapılır. Ormandan getirilen kestane (yabani olanı makbuldür) çubukları, en az bir hafta süreyle kurumaya bırakılır. Daha sonra usta, özel çok keskin bıçağı ile çubukları çıtalar halinde keser, kesilen çıtalar suya batırılarak yumuşatılır. Sepetin örülmesi için ana malzeme böylece tamamlanır. Usta sepeti tabanından tıpkı bir örümcek ağı gibi örmeye başlar. Çıtalara kazandırdığı esneklik, maharetli elleri arasında şekillenir ve bir süre sonra sepetin iskeleti ortaya çıkar. Usta ölçü kullanmaz, ama şaşılacak bir uyum ve alışkanlıkla sepete koni biçimini verir. Usta sepetin dik durabilmesi için ona bir denge kazandırmak sorundadır; bunu da bilgi ve tecrübesiyle ama el yordamıyla yapmayı başarır. Sepetin ortasına ağaç kabuğundan bir kuşak döşer; kuşak üstü örmesine de, kamalarla ayrı bir biçim, ayrı bir desen verir. Üst kuşakla orta kuşak arasında örgünün çözülmemesi için yine çıtalardan yapılmış bağcıklar kullanılır ki, böylece kamalar ve bağcıklar sepetin uzun süre dağılmadan dayanmasını sağlamış olur. Kurutulmuş kestane çıtalarından yapılan Karamürsel sepeti yüzyılların birikimiyle ortaya çıkan ölçülere sahip. Sepetçilik tarımın bölgede yaygınlaşmasıyla birlikte gelişmiş. Ustalar da bu ölçüleri yıllar boyu el ve göz yordamı ile yakalamış. Bir zamanlar bahçelerde çalışanlar İstanbul'a sandıkla taşınan meyvelerin bozulup, ezilmeden toplanması amacıyla sepetleri iple bellerine bağlarmış. Günümüzde de kiraz toplamada bu sepetler kullanılıyor ama eskisi kadar rağbet görmüyor.
Gülücükler saçıyorsun
Domur, domur açıyorsun
Gel deyince kaçıyorsun
Kız sen Karamürsel sepeti misin?
Altan, Altan süzüyorsun
Gamze, gamze gülüyorsun
Neden niye üzüyorsun
Kız sen Karamürsel sepeti misin?
Kaşlar keman söylüyorsun
Sözler ferman döküyorsun
Küsme canan üzüyorsun
Kız sen Karamürsel sepeti misin?
Gel desem de gelmiyorsun
Kadir kıymet bilmiyorsun
Benden de hiç geçmiyorsun
Kız sen Karamürsel sepeti misin?
6.1.2011 İST
Perihan Pehlivan
Cok hos cok begendim, bir an karsimda görür gibi oldum bu kizi :) Tebrikler Perihan hanim kaleminiz daim olsun...
Birol Hepgüler.
TÜM YORUMLAR (6)