Kıyıdaki ayna...
Zaman,
Konak sahilinde bir çakıl taşı,
her dalga başka bir anı fısıldar kulağına,
her kum tanesi, unutulmuş bir kelime.
Eğilip alıyorsun yerden o taşı,
avucundaki serinlik mi gerçek olan,
yoksa taşın milyon yıllık sessizliği mi?
Zihin dediğin,
sonsuz bir gökyüzü mü
yoksa avuca sığan bir ayna mı?
Baktığın her şeyde kendini görürsün:
Denizin mavisinde özlemini,
dağların heybetinde inadını,
zeytin ağacının bükülmüş gövdesinde sabrını.
Ve sonra bir an gelir,
iki zihin aynı denize bakar,
aynı rüzgarla ürperir.
İşte o an,
kelimelerden bir köprü kurulur
sessizliğin iki yakası arasına.
Senin düşüncen benim kıyıma vurur,
benim dizem senin ufkunda yankılanır.
Şiir dediğin de bu değil mi zaten dostum?
Var olmayan bir anlamı var etmek,
taşa ruh, rüzgara ses vermek.
Ve en önemlisi,
bir başkasının aynasında kendini seyretmek,
yalnız olmadığını bilerek.
Bırakalım şimdi felsefeyi,
dalgalar saysın zamanı.
Biz seninle bu sahilde,
bu şiirin içinde buluşalım.
İki düşünce,
tek bir denize akan...
Ali Deveci
İzmir
Kayıt Tarihi : 6.8.2025 23:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Biz seninle bu sahilde, bu şiirin içinde buluşalım. İki düşünce, tek bir denize akan... Ali Deveci İzmir
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!