...
Bir suskunluk var,
rüzgârın kırdığı bir şey.
Boğazımda hâlâ duruyor,
denizin tuzu dudaklarımda.
Kıyıda susan bir tekneyim
Deniz çekilmiş benden
Algler gövdemde dolaşıyor
sustuğun yerde
sözlerin kök salmış
Titriyor her harfim,
tahta kabuğum çatlamış
gövdemde biriken sabır ağırlığında.
Demirim toprağa saplanmış,
soğuk ve sert.
Deniz uzaklaştıkça
kendime batıyorum;
bir çürüyen mavi tül gibi
geçmişin izini taşıyorum içimde.
Bir zamanlar maviye açılırdım,
şimdi biraz paslıyım.
Bir karar
sessiz bir kader kadar ağır.
Ama sen bakınca
deniz geri geliyor biraz
tuzlu bir gülüş dudaklarımda
kısa bir çocuk sevinci
Dalga dalga taşlara çarpıyor,
serinliği avuçlarıma bırakıyor,
içime işliyor,
titriyor varlığım.
Tekneler de susar
ama su hâlâ kalır içlerinde;
solgun bir mavi perde,
rüzgârla titreyen bir yankı,
ıslak bir hatıra gibi
Ve ben,
güneşin solduğu yerde beklerken,
paslı gövdemden sıyrılıp
mavi bir dalga gibi yükseliyorum.
Adını fısıldayan dalgayı duymak için
ya da denizin tuzunu içime çekip
kendime yeniden doğmak için.
Yükseliyorum,
yükseliyorum,
ve bunu kimse bilmiyor
...
Kayıt Tarihi : 11.11.2025 16:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!