Nakkaş resmediyorken an’ı
Depremlerle sarsılan düşünceler
Boz bulanık hayallere boğulur
An’ın bedduası yakalar zamana fal tutanları
Zaman dürüldüğünde
Heybesinde saklananlar
Bir bir döküldüğünde
Akıl ve kalp bir birine girdiğinde
Buğulu bakışların büyüsü
Bülbül’ü sarhoş eder de
Bohçasından dökülen sözler
Söndüremez gül deki alevi
Beklenir….
Yokluğun sadağından çekilen varlık
Alev alev yanan düşüncelerle
Yeminlerin yasına tanık olan
İlk sözün başlangıcı
Dudakların bağışı olur azap
Sözlüklerin en ücra, loş yerinden
Asasına yaslanmış cesaret
Hapsolur tozlu sahaf raflarına
Efsunlu sözlerin kusulduğu vakit
Hiçbir dilde bulunmaz artık Kadim
Sahih bir tümce
Ne seher kalmıştır müjdeci
Ne de beddua kötülüğün gücünde
Aşkın sakisi dağıtırken bu büyüyü
Mabetler kurulur dilin üstüne
Uyur gezer hikayeler dolaşır sonra
Aşk hikayecilerinin kirli paslı dillerine
Sevdası bakilik olanlar da
Tecessüs kapısında sabra binenler de
Pösteki üstünde vakti kuşananlar da
Aynı kefe’nin yanına seyir halinde
Gece lime lime dökülürken
Sahnede oyun bitmekte
Aklın barakası çökerken
Nakkaş hala an’ı resmetmekte…….
(Ankara 11.04.2005)
Yunus KaracaKayıt Tarihi : 2.10.2006 23:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Yunus Karaca](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/10/02/kiyamet-uzerine.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!