Kıvrımlarındasın zamanın
Mısrasız bir şiir kıvamında
Mısralara hükümsün
Bense kelimelere mahkûm
Sen uçsuz bucaksız bir şiir
Oysaki bu yaka ne kadar da ıssız
İnce dalında söğüt ağacının
Sallanıyorum salıncağında hüznün
Yukarılarda senin hayalin
Serilmiş gökyüzüne belli belirsiz
Önümde duvarları vaktin
Delinmek bilmeyen yüzüyle
Ayaklarımın ucundan akan serin suları
Ürpertiyor bedenimi derinliğinde
Akıntısıyla keder taşıyan
Mavi sularında boğazın
Sen karşı yakanın karşı rıhtımında
Elinde balıkçı kızının nişanesi
Ağları omuzlarında sevginin
Bense karmaşanın kesif engebelerinde
Dalmaktayım sessizliğine
Düşüncelerimin ellerinde günahın
Saçlarının kıvrımları uzanmakta
İki yakanın en uçlarına
Avuntum saçlarında dalgalanmak
Uzun rıhtımın paralelinde
İnce salımın en dar bölgesinde
Avuntum saçlarında dinlenmek
Kokusuyla gonca güllerin
Sıcaklığıyla en sevgilinin
Dokunuşlarıyla gözlerindeki şefkatin
Ellerin dolaşmakta çıkmaz sokakların
Karanlık dehlizlerine açılan
Uçsuz bucaksız evlerin sıralandığı
Birdirbir oynayan İstanbul caddelerinin
Beni sakladığı her anın önünde
Dokunduğum her yerde san varsın
Dudaklarımı sürmekteyim
Her gördüğüm yalnız taşın soğuk yüzüne
Ellerimi uzatmaktayım en unutulmuş yerlerine
Bu yalnızlığa mahkûm şehrin
Penceresinde hayallerini seyreden
Küçük kalpli büyükçe mahallelerin
Issız yerlerinde umutları koynuna alan kuytu evlerin
Ellerimi uzatıyorum,
Sesinden dalgalanan cümlelerin
Peşinde sürüklenen sırdaş kelimelere
Boğazın üstünde uçuşan
Huysuz martının kanatlarının ahenginde…
Kayıt Tarihi : 31.3.2008 14:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!