Kıvılcımları yakalamak Şiiri - Cevat Çeş ...

Cevat Çeştepe
1210

ŞİİR


147

TAKİPÇİ

Kıvılcımları yakalamak

“rüzgar tanrısı nefesini tutuyordu ama,
ödenmemiş hesapların pusulaları uçuyordu havada.”

çöl sarısından üzerine deniz dökülmüş şehirlerin ortasına
bir martı gibi süzülüversem güneşi taşıyan kanatlarımla
suratımda dayaktan çıkma bütün izleri vurulmuşluklarımın
unutmak senin İstanbul ’da kaldığını unutulmuş adlarının.

……. yoksul şair böyle seslenirdi seslenseydi:
“garson, bak buraya çocuğum,
gene tükettik tüm sermayeyi, sıkıştım satır aralarına
unutursam eğer hesabı ödemeyi dün gece de olduğu gibi
sen sakın tanıma beni, ilk defa görüyormuş gibi yap sanki”

mazgallarda sıraya girmiş yaşamdan arta kalan kılçıklar
biliyorlar ki ölen önce bu şehir, şimdi sırada bütün aşıklar
işte gece, mevsimlerimi değiştirip yapraklarımı dökmeden
bir masa altında saklanayım, yuvarlanıp mazgala düşmeden.

…… fısıldardı örtüyü kaldırıp bir ucundan:
“ sen, benim hiç sevmediğim,
elimdeki resminden eteklerini çeken benim, korkma
şimdi arkaya doğru tara saçlarını biraz daha alnını açarak
kurtul dudaklarını öpen bakışlarımdan, gözlerini kaçırarak”

iç savaşlarımın akılları burada köşeye sıkıştırsa duygularımı
dayasam sırtımı en yakınımdaki duvara, uzatsam ayaklarımı
senden geçsem, varsa sevginin başka masumiyetini seçsem
sokak köpekleri mesela ne düşünür itlaf ekibinden kaçarken.

……. yoksul şair böyle seslenirdi seslenseydi:
“garson, bak buraya çocuğum,
sen şimdi topla, koy bir torbaya, yaz benim hesabıma
ne kadar kırıntı varsa sofralardan arta kalan
hepsini sonra öderim, vazgeç tanımıyormuş gibi yapmaktan”

……………………..

yoksul şair;
fırlayıp çıktı birden saklandığı masanın altından
elinde torbası, içinde bütün kırıntılar sofralardan toplanan
koşmaya başladı sonsuz sokakların karanlıkları arasından
bir gölge başını sallayıp, kovayla su dökerken arkasından.
yanında ;
beyaz tüylerinin içine saklanmış kapkara gözleri
korkarak kaçan ardındaki itlaf ekibinden, bir sokak köpeği
yeni tutsaklarına bırakıp tasmaları, prangaları, kelepçeleri
kaybolup gittiler gözlerden, beraber çarparken yürekleri.

rüzgar gülü dönüyordu hala ….

Cevat Çeştepe
Kayıt Tarihi : 3.12.2007 08:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Alternatif sevgileri yakalamak, kıvılcımları avuçlarımızda tutmak...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Muzeyyen Baskir
    Muzeyyen Baskir

    yoksul şair;
    fırlayıp çıktı birden saklandığı masanın altından
    elinde torbası, içinde bütün kırıntılar sofralardan toplanan
    koşmaya başladı sonsuz sokakların karanlıkları arasından
    bir gölge başını sallayıp, kovayla su dökerken arkasından.
    yanında ;
    beyaz tüylerinin içine saklanmış kapkara gözleri
    korkarak kaçan ardındaki itlaf ekibinden, bir sokak köpeği
    yeni tutsaklarına bırakıp tasmaları, prangaları, kelepçeleri
    kaybolup gittiler gözlerden, beraber çarparken yürekleri.

    rüzgar gülü dönüyordu hala ….


    muhteşem o kadar güzel ki böyle eski şiitlerinizi okuyarak gidiyorum ...zaman zaman gülümsiyerek zaman zaman iç çekerek....ve şair ruhundan öperek arkadaşım....
    müzeyyen başkır

    Cevap Yaz
  • Silvan Güneş
    Silvan Güneş

    mazgallarda sıraya girmiş yaşamdan arta kalan kılçıklar
    biliyorlar ki ölen önce bu şehir, şimdi sırada bütün aşıklar
    işte gece, mevsimlerimi değiştirip yapraklarımı dökmeden
    bir masa altında saklanayım, yuvarlanıp mazgala düşmeden...
    elinize sağlık,

    Cevap Yaz
  • Doğa Deniz
    Doğa Deniz



    Kıvılcımları yakalamak

    “rüzgar tanrısı nefesini tutuyordu ama,
    ödenmemiş hesapların pusulaları uçuyordu havada.”


    çöl sarısından üzerine deniz dökülmüş şehirlerin ortasına
    bir martı gibi süzülüversem güneşi taşıyan kanatlarımla
    suratımda dayaktan çıkma bütün izleri vurulmuşluklarımın
    unutmak senin İstanbul ’da kaldığını unutulmuş adlarının.

    ……. yoksul şair böyle seslenirdi seslenseydi:
    “garson, bak buraya çocuğum,
    gene tükettik tüm sermayeyi, sıkıştım satır aralarına
    unutursam eğer hesabı ödemeyi dün gece de olduğu gibi
    sen sakın tanıma beni, ilk defa görüyormuş gibi yap sanki”

    mazgallarda sıraya girmiş yaşamdan arta kalan kılçıklar
    biliyorlar ki ölen önce bu şehir, şimdi sırada bütün aşıklar
    işte gece, mevsimlerimi değiştirip yapraklarımı dökmeden
    bir masa altında saklanayım, yuvarlanıp mazgala düşmeden.

    …… fısıldardı örtüyü kaldırıp bir ucundan:
    “ sen, benim hiç sevmediğim,
    elimdeki resminden eteklerini çeken benim, korkma
    şimdi arkaya doğru tara saçlarını biraz daha alnını açarak
    kurtul dudaklarını öpen bakışlarımdan, gözlerini kaçırarak”

    iç savaşlarımın akılları burada köşeye sıkıştırsa duygularımı
    dayasam sırtımı en yakınımdaki duvara, uzatsam ayaklarımı
    senden geçsem, varsa sevginin başka masumiyetini seçsem
    sokak köpekleri mesela ne düşünür itlaf ekibinden kaçarken.

    ……. yoksul şair böyle seslenirdi seslenseydi:
    “garson, bak buraya çocuğum,
    sen şimdi topla, koy bir torbaya, yaz benim hesabıma
    ne kadar kırıntı varsa sofralardan arta kalan
    hepsini sonra öderim, vazgeç tanımıyormuş gibi yapmaktan”

    ……………………..

    yoksul şair;
    fırlayıp çıktı birden saklandığı masanın altından
    elinde torbası, içinde bütün kırıntılar sofralardan toplanan
    koşmaya başladı sonsuz sokakların karanlıkları arasından
    bir gölge başını sallayıp, kovayla su dökerken arkasından.
    yanında ;
    beyaz tüylerinin içine saklanmış kapkara gözleri
    korkarak kaçan ardındaki itlaf ekibinden, bir sokak köpeği
    yeni tutsaklarına bırakıp tasmaları, prangaları, kelepçeleri
    kaybolup gittiler gözlerden, beraber çarparken yürekleri.

    rüzgar gülü dönüyordu hala ….

    Cevat Çeştepe

    *****
    Boşuna gelmem ben buldum yine bir güzellik .
    nasıl bir şiir nasıl bir duygu yoğunluğudur Üstad valla şairim demesin kimse dedirtti açıkçası .. kimse alınmasın gücenmesin ama nerde bu kadar dolu dolu kelime bolluğu hemde sandıkdan hiç çıkmamış .
    muhteşem ne diyebilirim . o kadar şiir varki tek şikayetim bu zaman darlığında hangisine baksam bunda ne var neler olmuş işte bahçelerde sorunum bu iyi güzel geliyorsun ama tadımlık bir şiir yetmiyor zama zaman darlığı ve yoğunluğu . bir daha gelirim diye veda ediyorum ama aklım da kalıyor yaf .
    neyse . olsun yeter ki okunacak şiir okunacak kelime bolluğu ve bu kelimeleri ahenkle dans ettiren yürekler olsun .
    Şiir konusuna yorum yok .
    okurken aklıma geldi yaşlandı mı ne diyorum bu sözü söylerken . ama olsun yürek dedi yazalım bari .
    akkşam üstleri özlllikle gün akşam olurken hele bazen de grup giden güne hüzün yoğunlaşırken derim ki ..
    Yüreğime'' bugünde akşam oldu ,yine zarardayız ''
    Selam ve sevgiler şair yüreğine .
    Tam puan +ant

    Cevap Yaz
  • Zeynep Nilgün Gökçeöz
    Zeynep Nilgün Gökçeöz

    Rüzgar gülü olmanın ayrıcalığı...

    Onun dönüşündeki endam sevdaya koşuş gibi değilmidir..ve çıkardığı hafif ses hep bir şarkıyı anımsatır.Üfle der gibi yüreğime...

    Sevgiler...

    Cevap Yaz
  • Kibar Tavasav
    Kibar Tavasav

    kıvılcımları yakalamak satır aralarındaki üç beş kırık hatırada ... sevdaların hesabını ödeyememek dahildir vuslatta ... yüreğine sağlık sevgili dost
    sevgiler ... kibar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (51)

Cevat Çeştepe