DELİSİ DIŞINA olmadıkça, yani yalnızca bizim olmayan ve aslında hiç bizim olmayan bizden sonraya bütün yaşam zenginliğiyle bozup berbat etmeden bırakmak zorunda olduğumuz dünyayı karıncanınki kadar hakkın hukukunu gözeterek her hususta bahsi geçen kendisiyle yüzleşebilmeye ilişkin duyarlılığı, samimiyeti, emeği, sorumluluğu, vicdanı, kararlılığı, aklı, fikri, bilgisi, birikimi, katkısı, yurttaşlık bilinci, eşitlik inancı, özgürlüğü, sorgulama iradesi ve paylaşma duygusu olmalıdır insanın.
Bütün bunlara hor bakar , yabani davranır, ilkel yaklaşır, kabız kasıtlı ve kurak dolgulamalarla beslenir ve yetişirse, maskesi tavrı ilgisi kişiliği sürekli değişken iki yüzlü Bağnazlık çukurunun bataklık çöplüğünde çıkar önceliğini kovalayan dengesiz istikrarsızlığın sahtekarlık istismarcısı kesilir insan. Buraya bağlı ve bağımlı olarak da dengesini konumunu kaynağını düzenini yitiren bozan bütün yaşam ve toplum ilişki ağı, artık hamaset ve ahkam kesmenin dışında hiç bir kayda değer üretkenliğinin olmadığı ve üst üste yığılan sorunların kuşattığı çürümeler gasplar kokuşmalar talanlar yıkımlar hurafeler korkular ihmaller yozlaşmalar kaygılar ve adaletsizlikler sayesinde suçluluk ve değersizlik duygusu aşılayan sınırsız yetkiyle donatılmış keyfiyet hükmüne mahkum, bölünerek parçalanmaktan medet umarak toplumsal bütünlüğü, zenginliği, barışı, huzuru, kalkınmayı, gelişmişliği, sosyal düzeni ve toplumsal istikrarı sağlamak asla mümkün değildir.
Dünyada bütünden parçalar koparıp bölünerek ayrışanlardan bu güne kadar gelmiş geçmiş toplumlar tarihinde hiç bir sosyolojik ve somut örneği yoktur ki, kaygıda düşüncede çabada gayrette ilimde üretimde paylaşımda kültürde ortak yaşamı ve aidiyetliliği olmayarak ETNİK ve Mezhepsel parçalanmışlığı körükleyerek gericiliğin hurafenin ve bağnazlığın ortak çıkar önceliğini doyurmayı maskeleyen BAĞNAZLIK ve istismarcılıkla yarının huzurunu güvenliğini ve mutluluğunu bulmuş sağlanmış olsun.
Orwell’ in 1984’ ü de böylesi kasıtlı kısıtlı kirli kof bakan gören ve maskelenmiş maksatlılığa hususi bilenmiş Bağnazlık çeşidi ve türüdür.
İhbarlarla istismarlarla ihanetlerle sımsıkı bir gözetim hücresinde yaşanan sosyal esaretin düzenek kadrosunun kendilerini yaşama şansı olmayan kuklaları olarak görevlendirildikleri manipülasyon aygıtında ve infaz tetikçiliğinde çalışanlar, yeni bir şeyi üretmek yerine eskiyi kötüleyip imha etmekle yükümlüdürler. Bu dilde eğitimde gıdada sanatta sağlıkta kimlikte imarda kültürde ulaşımda iletişimde bile böyledir. İşinden memnun olunmayanlar özel bir düşmanlaştırma operasyonuyla idam edilip ortadan kaldırılırken, sistemin kadrosunda dahil olanlar büyük bir sevinç coşku merak ilgi ve memnuniyet duymak zorundadır. Duymayanların yüzündeki mimikten dahi okunarak idama kadar gidebilecek şüphe ihbar sorgu ispiyon ve takip edilmesi söz konusudur ( hitler Almanyası’ndan da çok bakıp buraya karıştırmış Orwell) şüphe ağına takılan kişinin. Bu yüzden de herkes herkese hiç bir konuda güvenmeyecek kadar ihtiyatlı ve her an başa bela açacakmış kadar tedirgin çekingen ve mesafelidir.
Evler yapıldığı gibi çürümeye terkedilmişliğin içinde yaşanılması tüm sistem gibi zor, çöküş ve yıkıntı halindedir, en sıradan makas jilet gibi ihtiyaçlara dahi ulaşılması ömür alan cinstendir kantin yemekleriyse birinden kalmış açlığı kışkırtan küçük parçalar halinde kusnuk artığı gibidir . İnsanı kendine hatırlatan, düşündüren, konuşturan, akliden, fikir yoran ve eylemlerini belirleyen her şeyi yok etmenin başında kişinin kendisi, ismi, algısı, alışkanlığından önce dilde kullandığı sözcükler en baştadır bu yoğun imha ve buharlaştırma operasyonculuğunda. Dildeki eski sözcükleri günden güne hızla azaltarak ve yenisini üretmeyerek sınırlı ve kısıtlanmış sosyal çoraklık çürümesinde daha az konuşan duyan davranan ve düşünen veya hiç konuşmayıp hiç düşünmeyen tek tip insan modelidir ard niyette amaçlanan.
Odaların ısınmadığı, asansörlerin çalışmadığı, boruların paslanıp tıkandığı, metroların ulaşımı yetişmez kalabalıklarla dolup taştığı, elbiseler kirli eski yağlı dökülmeye yüz tutmuş, kahve çay kalitesiz bulaşık suyu, ortamı leş kokan bataklıkta kendini satan kadınlarla dolu fuhuş furyası caddeler sokaklar, tiryakisine kimyasal tütün ve votka ( cin diyor buraya hikayeyi ters yüz anlatımıyla Orwell) sentetik madde üretimi olan ve çoraptan sabuna her şeyde darlık kıtlık ve yokluğun can çekiştiği sosyal enkazda…
Yani her şey ilk ve esas amacından niyetinden anlamından değerinden ve işlevinden çıkarılıp saptırılarak; mesela Özgürlük Eşitlik Kalkınma Gelişme Büyüme Adalet Kültür Sanat Refah Bilim Ulaşım Barınma Gıda Güvenlik… diye yola çıkılan bütün sosyal içerikli ve devrimin temel gerekçesi olan kavramlar, hükmünü yitirip tam tersi olacaktır. Herkes çirkinleştiği değersizliğe böcekleşecek ve böylece Devrim kendi sonunu getiren kendine ( en sadık adanmışlarını dahi düşünce suçu kadar dikkat çeken gerilim kaygı heyecan telaş umursamazlık gibi duruma göre değişen şüphe uyandırıcı yüz ifadesi suçunun işlem gördüğü, casusu çok, durmaksızın gün boyu en masum doğallıktan dahi suç üretmeye odaklanmış kıyasıya takibe alınmalar yoluyla sırası gelenin ortadan kaldırıldığı neticesinde ) karşıtlığı tamamlamış olacaktır, Nazi karışımlı soslanmış kokteyl ile Sovyetlere bakış açısında Orwel’ in.
İdeoloji doktrininde yüceltilen ve adına sistemin etkin gücü ve köklü değişimleri yaratan onursal güvencesi diye bilinen Proletarya, gerçekteyse hayat koşulları ağır şartlarda çalıştıkları sürece içki kumar şiddet sefalet endişe rezalet cinnet çukurunda birbiriyle kavgaya tutuşmaktan başkaca hiç bir şeye vakti ilgisi olmayan; erken yaşlarda evlenen; erken yaşlarda kocayan ve ölen yaşam tarzıyla parti tarafından mutlaka baskı altında tutulması gerektiği düşünülen; düşük hor cahil değersiz muhtaç kalabalıklar topluluğu olarak görülüp alçaltılmaktadır. Onlardan istenen gerek felsefi gerek ideolojik gerekse kültürel zenginliği geniş eğitimli birer yetişkin farkındalık yerine hiç bir değeri olmayan kifayetsiz laklakalarla enerjisini boşaltmaya uğraşan, uzun mesai çalışmalarını ve kesilen tayinlerini itirazsız kabullenerek kimi hallerde büyük idealleri olmayan fakat gerekli zamanlarda düşük yoğunluklu vatanperverlik atılımı göstermeleridir. Yani devlet kadrosunda çalışanlara yasak olan her şey ( cinayet, fuhuş, uyuşturucu, haraç kesme, hırsızlık, boşanma, sapkın gibi ilişkilerin tümü ) onlara ‘ hayvanlar ve proleterler istediğini yaşamakta özgürdür’ yaklaşımıyla serbesttir. Çünkü onlar, üzerinde ciddiyetle durulmaya değer kurulu sistemin aleyhinde değiştirecek derecede direnç bilgi donanım gibi hiç bir birikim veya etkinliğe sahip olmadıkları için, sokaklarına ve evlerine gizli kamera yerleştirilmeye hiç ihtiyaç duyulmayan aralarında sürekli gizli polislerin gezip ( Kagebe Ajanının) dolaştığı ve eğer ki olası elebaşlarını tepelemekle ortaya doğan karşıt duruşlu arıza zahmetsizce kökünden bitivermektedir.
Buna rağmen sovyetler tarafından eskiyi kötü, kendilerini hatasız kusursuz göstermeye kasıtlı alğı formatlaması içinmiş gibi Orwell’ in bile bile imalı satır döşemeleri de olsa, sayfa 83, 84’ lerde herhangi bir KAPİTALİST karaktere ilişkin nasıl ve kim olduklarına dair ana başlıklarıyla hepsinin güruh halindeki gerçek ve ortak kimlik bilgisini dökümanlamakta. Alaycı imasıyla da Sovyetler’ i öngörülmüş idealleriyle gerçekleri arasında bağlantısızlık çelişkileriyle sahteliğini kanıtlamak için yerden yere vuran en suikastçı eleştirel lağımlarda boğarken, 83-84 ‘ lerde tarifini yaptığı Kapitalist güruhun masumiyetini sinsice savunarak suçu kesinlikle bağışlanmaz sabıkalarına hak verme ayıklaması yapmakta. Kısacası 1984’ e göre sosyalizm, teorisi ve pratiğiyle hiç bir başarısı ve doğrusu olmadığı ( partili kadroların dahi izmarit topladığı, delik çorapları yamayarak, tatlandırıcı dilenerek ve metroda yer kapmaya için kalabalığı yarmaya can çekişerek üstü başı hep tuvalet ve lahana kokan, çelik ve beton arasına tünemiş korkunç makina yığınının her biri aynı düşünen slogan kafalılığa bağlı, rutinleri kasvetli sıkıcı fanatik; gerçekte ise eziyeti hiç değişmeyen, açlıktan ve yokluktan kırılan, uçsuz bucaksız harabe gibi kıyasıya monoton düzenekli yaşam tarzı sürdürdüğü) iddasıyla zulüm şebekesiymiş gibi ön yargılı saplantılarla olabileceğin en kötüsü görülerek çöpe atılması gerektiğine inanır ve okuyucu algısına afyonlarken malzeme sahibi Orwell, kapitalistlerin de her türlü ölüm- zulüm sapkınlıklarını ( aslında eleştiri kabuklar altında tetikçilik ettiklerinden anlattıklarının tamamının bizzat Kapitalist Dünya’ nın dolaşımında köklü ve yerleşik olanlara sanki yaşanmıyormuş gibi İngiliz Yapımı süngerler çektiği )asimetrik zihin dolgulamasıyla örterek burdan başka hiç bir çözümü çıkarı çaresi yok dünyanın çıkarımıyla, onların ( kapitalistlerin )beğenisine adanmış robotik Lawrence şövalyeliğini ve militanlığını yapmakta.
Kuru laf ebeliği empozesi ve yalan yanlışlarla bütün günü işgal eden ajitasyon angaryasıydı yani Orwel’ e göre , sovyetler pratiğini kanıt göstererek Sosyalizm ‘ in ne denli akıl fikirle tercih edilecek iş olmadığını kanıtlamak için tutulmuş özel kiralıklardan biri olarak “ en iyisi siz aklınıza kapitalistlerin özel mülkiyeti olmak dışında başka bir şey getirmemeye sadık kalın” demektedir adeta. Bu yoğunluklu adanmışlık kalpazanı kiralık tetikçisi manipülasyon aktivisti çok yüklenmeler sonrasında da ( elbetteki Sovyet ve Çin pratiğinde kendini durmadan ideal olanın gerçekliğinden soyutlayan yapay ve şablonculuğun bilimsellikten uzak noksan eksik hata kusur ihmal ve çürümeleri besleyip tetikleyen dayatmalarıyla ) Sosyalizm rafa kaldırıldı, akıbetinde de ölü yaşam döngüsüyle tüm dünya, küresel Kapitalist- Emperyallerin yağma yıkım celladı ve cehennem zebanisi kesildiği kızıl kıyamet çöplüğüne kovuldu bitti gitti insanlık.
Sosyo kültürel, ekonomik ve siyasi boyutu son yüzyılların toplam değişim dönüşümünü içeren kasıtlı İngiliz manüplasyonlu kalemşörlükten ele aldığı ve içerdiği için, hemen iki satırla bir çırpıda didiklenip noktalanacak iğreti iş değil Orwell’ in 1984’ ü . Sıradakini yazma niyetiyle…
Kayıt Tarihi : 14.4.2025 14:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!