Girdiği koridorda karanlığın her köşesini, ışığın her tonunu ve oturma düzeninin her yağlı boya portresini dahi sayfalarca yazdığı ve dolaştığı satırlardan bir türlü çıkamayan; neredeyse her yazdığı bütün romanlarında girdiği detaylarda boğulma özelliğini taşıyarak sanki anlatmasa suç işleyecek, kusur edecek veya affedilmez günaha bulaşacakmış gibi Ayrıntılarda kıvranıp dolanmayı uzatarak yazan ve romanın büyük kısmını ( etkin edebiyat yapmayı ancak böyle olacağının var sayımıyla) detayların kapladığı oralardan zar zor çıkan biridir Kafka.
O’ yaşadığı yetiştiği aileden gelen katı kurallı resmiyet ölçüleriyle ve döneminin yoğurduğu toplumsal çalkantılar silsilesiyle hiç tanımadığı ve yetişkin olmadığı duygusal coşkunluğa asla yer vermez romanlarında. Bazan içinden gelip yeltense dahi okuyucuda hiç bir yakınlık ve geçişkenlik uyandırmayan acemiceleri sırıtan ve formatlanmış METALİK bir soğukluk salgısı gibi iğretiden durur satırlarda. Bu yüzden hiç bir sevgi belirtisi olan imare olmaksızın tanıştığı anda yatağa girer çiftler. Veya kalıcı sürekliliği yoktur hiç bir çıkar ve hesaplaşma ilişkisine dayalı monoton dostluğun.
İki büyük dünya savaşı arasında ( sonrası ve öncesinde) yazılmış olan Dava yıllarında Berlin örnekli tüm Orta Avrupa’ da aldığı sürekli işçi göçü sebebiyle paydaş duygulardan çok günü kurtarma derdinin toplum inanç algı ve ahlaki değerlerin günübirlikteleştiği mesafeli ilişkilerini öne çıkaran; aynı odayı vardiye saatlerine göre sadece yatmadan yatmaya tutup kiralayanları aktarıp döndüren hızlı sanayileşmenin yirminci yüzyılı başında (1913-1925) hınca hınç yığınlaşmış yaşam darlığı, geçim zorluğu, barınma sıkıntısı ve somut gerçeklere dayalı acımasızlık ilgisizlik kayıtsızlık gibilerin kamçılayıp kışkırttığı kendi şahsi çıkarına odaklanma ilişkilerini herkese şart koşan değişim dönemler yaşanmaktadır.
DAVA romanı da tıpkı dönüşümde olduğu gibi bir sabah kalkar ki kendini hiç haberi olmayan ve sorgulama hakkında evine gelenlerin tek kelimelik sebebine dair bildirimde bulunmadığı kendi evinde tutuklandığının kabusuyla uyanır bankada yapılan ksek makam sahibi Josef K. Romanın sonuna kadar da Josef’ in soyadını okuyucuya gizemlilik duygusu yaratmak için ka nokta olarak markalaştırır Kafka.
En karmaşık ve kabuslu günlerinde her tanışma veya göz bakışından hemen sonra kendilerini cinsel ilişkiye teslim eden dört kadınla anlatım ara sıralarına serpiştirip ilişkilendirir Josef Ka’ yı Kafka. Bunlardan biri bütün daireyle düşüp kalkan mahkeme mübaşirinin karısı, ikincisi aynı binada oturan komşusu Bayan Bürstner, üçüncüsü dava avukatının hizmetçisi Leni ve dördüncüsüyse yarı sözlüsü ve daim sevgilisi Elsa ‘ dır
Tutulmuş avukatın dahi vekâletini üstlendiği kişiye neyle suçlandığına dair bilgi vermediği ve mahkemenin neye nasıl ne şekilde dilerse öyle kendi kendine sorguculuk oynayıp karar verdiği Dava’ nın adı vardır fakat, ( ne içeriği ne de gerekçesiyle) kendisi hiç yoktur. Gerçeği Aslı esası olmayan suçlamalarla ortak kararla gözüne kestirdikleri kişiyi içinde rüşvet tehdit korku baskı gibi her türlü kanun kural dışılığına örgütlendiği avukatlar memurlar ve yargıçlar kollektif çalışmasında ünvanlı olmaya seviye yükseltmiş avukatların ayağına kadar giderek bir sonraki aşamada nelerin yapılacağı veya avukatların isteği yönde neyin nasıl yürüyeceği konuşulup görüşülerek yapılan suçlamaya dair onların hükmü dışında ( zaman zaman sanki işe yarıyorlarmış gibi avukatlara evrak hırsızlığı bilgi alışverişi gibiler sayesinde küçük ve kısa süreli başarılıymış süsü havası vererek müşteri toplama ayar düzeni yapılarak) hiç bir sonucun çıkmadığı; ve kanuna ve yargılamaya herkesin inancını yitirdiği kokuşmuş çürümüş bir köhne düzenektir her an yeryüzünde her yerde en çok bilinen ve rastlanılan ve Dava romanında bahsi geçen süreç.
Yukardan aşağı örgütlenmiş olan ve içinde her türlü çarpık ilişkili pisliği barındıran bu hiyerarşi yapılanmasında alttaki memurların bütün gün ve hatta geceler boyu öldürücü oda kokusuna tahammül ederek dışarı çıkmadıklarıyla hiç bir sosyal hayatları olmayan; yürüyen tüm davalar hakkında hiç bir şey bilmeyen ; mahkemede tam gün mesaili memurluk yapmanın dışında en üsttekilerin avukatlarla iş bitirmesine ilişkin haber ve dosya getir götür kulu ve kölesidirler. Yani iblisle işleyen bir bütünün önünü arkasını nedenini ve niçinini bilmedikleri, sadece kendi üstüne düşeni yerine getiren düzeneğin robotu ve aksam parçaları gibidirler( aslında günümüz koşullarını ve insan ilişkilerini belirleyen sosyal travma, taaa o günlerden beri yüksek kazanç amaçlayan bütün soygun sömürü çarkı ve mekanizması her alanda böyle çalışmaktadır artık.)
tümlüğe eksik zamanlara kucak;
kırka iki kala keşfim
bir dehliz, beynimin çıkmazında...
uzaktan bakan benim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta