12 Mart 2013 Salı 08:48:15
“KREUTZER SONATI” (TOLSTOY) Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:
/ Onlar da başkalarının umutlarını kırmak istemezler! . Ben de kimsenin düşünü bozmadım ama, gerçeği neden söylememeli sanki? . Gerçeğin bilinmesinin çok yararlı olacağını da düşünüyorum! . / Ben de tıpkı ilk sigara içtiğim zamanki gibi oldum! . / İnsancıl ilişkilerin en doğal olanından söz etmiyor musunuz sanki? . / Bir çabanın amacı ise, kendi sonuçlarını yok etmek olamaz! . / İnsanın da, insanlığın da tek gayesi refah, bu mutluluğa ulaşmak için insanlığa yerine getirmesi, uygulaması gerekli bir yasa verilmiş! . Bu yasa da insanlığın birleşmesi! . Bu refaha, iyiliğe aşk da diyebilirsiniz elbette! . / İnsanlık aşkla birleşecekse, bu amacı engelleyecek ne olabilir ki? . / Maddi aşk. İşte bundan dolayı, tutkular / yok edilirse bu öngörüler yerine gelir, bu varsayım gerçekleşir, insanlık bir sevgi birleşmesine ulaşır! . / İnsan var oldukça bu ülkü hep onun karşısında olacaktır! . / Bu ülkü kendini tutmayla, sabır göstermeyle, saflıkla ulaşılmış bir iyilik, mutluluk olacaktır! . İşte insanlar bu ülküye doğru ulaşmaya çabalamışlar, gene de çabalamaktadırlar! . Peki, bu ülküye ulaşana kadar, insanlık ne yapacak? . / Tutku sürdükçe yeni bir kuşak var olacak, giderek bu amaca ulaşma çabası bir sonraki kuşağa geçecek! . / Bu böyle sürüp gidecek, ta ki amaca ulaşılıp, varsayımlar yerine getirilip, insanlık bu birleşmeye hazır olana kadar! . / Tanrı’nın biz insanları belli bir amaca ulaşmamız için yarattığını, / hem hatalarını düzeltmelerini, hem de mükemmelliğe ulaşmalarını beklemiş olacak! . /Kendi kendini tutkularından çekmeye yönelmeli; yakıcı, yok edici bir isteğe değil! . / Bir ahlaklılık var olabilmesi için, kendilerinin de, seçtikleri amacın da bir temizlikten, iffetten ibaret olması gerekir! . Bu iffete yönelirken, insan düşüyor, düşüyor, sonuç olarak da ahlakçı bir evlenme oluyor! . / Bir ahlak yasası çiğnendiği zaman, öcünü kendi alır! . / Artık birbirimizi gerçek ışıkta, gerçek yüzlerimizle görüyorduk! . / Düşüncelerinin izini kaybetmeden, yeniden söze başladı: Bizler, hepimiz… kadınlar, erkekler, aşk dediğimiz bu duygu için bir çeşit saygıyla yetiştirilmişiz! . / Aşık olmaktan daha yüce bir şey yoktu dünyada! . / Hiç şüphe yok, durumu düzeltecekler elbette! . / İnsanlığın iyiliğe, gerçeğe doğru gelişmesini sağlayacak! . {12 Mart 2013 Salı 09:20:45}
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta