Sıkıştıkça oy varlığına bahane üremeyi sığınan
Kişi başına gelir hayalini huy sunan
Borcunu da doğmayan bebeğe yüklediğini susan
Kişiliği batası bu ne biçim savunma…
Ya köhnemiş millet ardımda hali, bu sulandırılan
Ya vurgun kahpeliğini medyadan, sırtlanılan
Kuçu kuçu kemik gösterisiyle varlık boyutlanan
Kişiliği batası bu ne biçim millet tanımlama…
Kaç kişiler ahlak bozuntusu Türkiye’mde
Topu topu yüzde otuz beş olsalar da hedefe
Otuz beş asil rakam olduğuyla yine de bilmezlerse
Her Türk kişiliği batasılığı savaşmaya doğuyor sadece
Allah’ın şefkatiyle ruhunu vatan yüreğine
Aşk olan her Türk coşkudur dünya güzelliğine
Bir Türk dünyaya bedeldir dünyaya denilen bilincine
Kişiliği batası mı şer duracakmış karartma diye? …
Orta çağdan mı hortlamayı özledi insanlık?
Kişiliğe üç beş selamlığı bu ne haremlik?
Çocuk bezine hani indirgenecek sanki adi berbatlık
Kişiliği batası, o uğraştığın asil bir uygarlık…
Düş yakasından vatan senden tiksinmeden
Düş yakasından toprak sana illet ürkmeden
Düş yakasından millet usanç tükürmeden
Kişiliği batası uzaklaş, kirinle boğulmadan…
Kişiliği batasılar asla dert değil eşikte
Terör yurt bulmaz, çocuk uyutuyoruz beşikte
Ülkelerarası ilişkiye gelişeni beklerken de
Kişiliğim suskun, yormadan özlemi yüreğimde
İç işleri disiplinine inanç güçleşen bilgi, ilim, iş veren
Millet olarak ordusuyla eşsiz güven eşleşen
Bütçe deliğini kapatmaya fahri hizmeti değer işleyen
Kişiliğimiz, el ele gücümüzü sofra dayanır…
Şer şirretlerini dinlendiren, ıslaha alarak
Bize ait değerleri Asya ortaklığı kurarak
Sosyal, sivil müessese, halimize güven duyarak
Kişiliğimiz, ruhumuzu muhabbet onurlanır…
Aralık 2007
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 16.12.2007 19:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
…………….çürük raporuna bilgi toplamaya Avrupa emek sağlamıştır mutlaka. Türkiye doktorlarını dile almaya endişesi gibi, askerliğe psikolojik karşı duruyor oluşuyla, bu görevi yerine getiremeyeceği savunulacak sanki, bedeni sağlam ise tabi… Laf ebeciliği genellik olmaktan böylece çıkmayacak… Tarikat ve Kürt şebeke şirketi gibi vicdanı yormaya tenezzül edecek ahlak bozuntuluğu… Çokluk diye bu güveni sırnaşan hükümet mahlukatlarını şiddetle kınıyor, vatan haini ilan ediyorum sesimin gürlüğü ile hatta, yüreğimi sızlattıkları oranından bir nebze indirgemeden… Yüreğimi kanatan artılar olacaklar elbette, geçmişte hükümet olanlar, biri hariç tesellisini de eşleyerek, bu illetliğe eşik tuzağı örnekledikleriyle; cebine çalışan, taraftarına yoğunlaşan, uluslar arası en az bir iletişim becermeye bile yönelmemiş olmakla, hatta hak veriyorum şu illet hükümetin yırtık ağzıyla söylendiği ‘yan gelip yattılar’ laf arsızlığına… yırtık ağızlı söylendi bunu, çünkü orduma şirretlenen cüretiyle millet varlığıma bu küfürünün bedelini yaşamımda soramazsam eğer, ahretine müsterih olsunlar her biri, vatan yüreğimi inciten tüm inceliği en ağır şiddetiyle ödeteceğim, daha asil vatanın bir bireyi olarak başım dik yüreğim pak gücün hakimi olma bilinciyle, bir de ülkeler arası dolaşan ve dolaşacak evlatların, tarihi uygarlık onurlandırmaya, damarlarındaki asil kanıyla bağımsızlık korudukları vatan bağışlayan ecdadım adına ve gözlerimin önünde –yaşamda olduğum halde öldürülüyorsa, gözümün önünde diyecek vicdanı taşıyorum demektir bu- şehit Mehmetçiklerimin şerefi adına, ama başım önüme eğik olarak… 168 ülkenin perişanlığı bu şehitlik bedeli olacak, ama başım önüme eğik olarak… taa ki, dünyamıza soysuzca saldırının hakim olmadığı bir yaşam kazandırılıncaya kadar… buna emek olmayı başaramıyorum ben, yüreğimde dua’m, gönlümde isyanım, ruhumda dileğimi taşımaktan başka… keşke isyanımı yüreğimde taşıyabilseydim, baş kaldıran gerilla olmaya bedenimi eğitirdim… mutluluğum teşekkürüm aynı zamanda, bu sızılarımı kağıda çizmeye cüretimi esirgemeyen bilincim için… Komşun aç yatıyorsa, sen onurlu bir kazanç başardığına sevinme sakın denilenin anlattığı olacaktır, bugün yeryüzünün bir yerinde bir halk saldırıya uğruyorsa ve sessiz kalıyorsan, yarın o kadar uzak bir zaman değil, yarın sana da saldıracak, o zaman bu haksızlığa isyan edecek insanlık belki de yok edilmiş olarak… Annesine hangi yavru sarılıyorsa, annesi bir soysuz sömürgecilik uğruna günahsızca öldürülen yavrunun yükünü taşıyor acı bir günah yükü olarak geleceğine… zira, saldırıya hazırlayanları engellemek insanlığın borcuydu… zira, onlar kardeşimdi… zira, dünya dengesi bir bitki, bir hayvan ırkının tüketilmesiyle sarsılıyor… zira, insanlık dengesi bir insan ırkının yok edilmesiyle sarsılıyor… zira, insan üremesi dengesizliği vahşiliği hızlandırmaya güç birliği oluşmaya kullanılıyor… zira, biyolojik denge sarsılıyor her kimyasal saldırıyla: ister toprağa, suya, havaya, ister gen ile üretilen bitki, hayvan, insan sapıklığıyla…
![Sevinç Kavuk](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/12/16/kisiligi-batasilar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!