yüzümün güneşlerine aldanma
gönlümün kış ayazında üşüyüverirsin
gözlerimin gökkuşağına kanma
ruhumun karanlığında kayboluverirsin
..
Yoksun diye yanımda, kar donar damlarımda,
Sevgin olmasaydı eğer, kan donar damarımda..
Demişsin ki bensiz de kış geçer, o kendini ısıtır,
Ya öyle şey mi olur, buz keser kan damarımda..
..
Susamış bir cana su vermektir sevgi
Kanayan yaraya tuz basmaktır sevgi
Bir soğuk kış günü ısınmaktır
Yaşamı saran bir pırıltıdır sevgi.
..
evden çıkarken kış sabahları
manto giyinmek hiç unutulmaz da
baharda ceketler...
ah.. bütün bildiklerim baharlık ceket olsa
..
Bazen sefaletli olur insanın yanlızlığı
Uzanır evin en fakir köşesine
kış ortası ölümün yanına
..
Radyoda çalan şarkımızı duyunca dayanamadım. Hiç okumayacağın daha doğrusu sana yazıldığından hiç haberin bile olmadığından okuyamayacağın bir mektup yazıyorum. Sensiz bir gün bir yıl gelirdi hani. Seni hep yanımda hissetmek isterdim. Sen sensizliğe dayanamam derdin. Şimdi bunlar ne kadar uzak bize. Kısa düşündüğüm ayrılığa uğurlarken seni onca sıcağa rağmen içim üşümüştü. Öksüz gibi hissetmiştim kendimi. Ama sonra bu geçici bir ayrılık nasılsa belli bir tarihte dönecek diye teselli etmiştim kendimi. O belirli tarihte döneceğini düşünmüştüm ama bana ait olmayacağını hiç hesaba katmamıştım. Dönüşünün bu denli acı olacağını hiç düşünmemiştim ki. Sana kızgın değilim yanlış anlama. Sitem de etmeyeceğim mektubumda. Kızmaya, sitem etmeye hakkım yok ki zaten. Ama kırgınım canözüm. İçimdeki kırıklığa, acıya engel olamıyorum ki. Hem sever hem sevilirdim. Meğer bu bir kandırmacaymış. Lise çağındaki duygularmış saf olan. Biz büyüdükçe çirkinleşir, yalanlar ve çelişkiler girermiş meğer duygulara.
Şu anda soğuk kış gününde yolunu kaybetmiş kuştan farkım yok. En az onun kadar çaresiz, en az onun kadar kimsesiz ve sahipsizim. Onunla aramdaki tek fark o nereye gideceğini bilmiyor ve kendi tercihleriyle yolunu bulacak. Oysa ben benim adıma verilmiş kararlara uymak zorundayım.
..
Ayak ucunda yemin etmişim sanki su kenarında yetişen mis kokulu iğde ağacını andıran güzelliğinde gecenin.
Ayak ucunda yemin etmişim deniz üzerindeki yakamoz gibi parıldıyan gözlerinden fışkıran ateş sevgine senin.
Ayak ucunda yemin etmişim birdaha ne yaz,ne bahar nede kış görecektim nefes aldığım sürece sadece sen,sen,sen olacaksın yeminimde.
..
Geçmiş günlerin hasretlerini çekmem hayatımda
Yalnız bir kış gecesi bir yana
O gün bugündür biliyorum zaten
Sen bir yana pirensipler olsada...
..
Usandım eziyetinden...
Çekemiyom yar nazını...
Daha dün ilkbahardım...
Kış ettin gönül yazını...
..
Soğuk kış geceleri seninle özdeşleşti,
Sımsıcak sevgililer önümden bir bir geçti.
Kollarımda zevk ile sarıp sevdiğim güzel,
O sendin ama gönlüm başkasıyla sevişti.
..
Dayan gönlüm biraz daha dayan.
Bir yaz bir kış bir bahar daha.
Dayan gönlüm ya ecel gelir ya vuslat.
Ama korkarım geç kalacak gibi vuslat
..
Şimdilerde yüreğimde acı bir tortu var.Elimdeki kir değil ki bu sana olan özlemimi yıkayıp geçireyim.Beni saran bu ayaz yüreğimi üşütüyor bu kış günlerinde.Bazen rüyalarımda görüyorum seni.Uyandığımda düşlediğim tek şey sana olan özlemim oluyor.Sensiz olduğum günler o kadar çok ki artık seni özlemek bile düşlemek gibi bir duygu oldu dünyamda.Bulutlar kaybolup gidiyor gökyüzünden.Günümü savuruyorum o bulutların arasına.Alıp götürsün bir daha sensiz günlerim olmasın diye.Yeni sabahlar oluyor.Koşturmalar,korna sesleri,kalabalık otobüs durakları.Çiseleyen yağmur ve koşan insanlar.Soruyorum; yetişmek istediğimiz yerlerin neresi olduğunu biliyor muyuz acaba? Başımı arabanın camına dayayıp düşünüyorum.Gri bu İstanbul havasında.Bu amansız rüzgarın savurduğu sarı yapraklara bakarak.Köprüden geçerken havası gibi denizi de gri yapan İstanbul’un ortasında düşünüyorum.Ne zaman birine sarıldık.Özlediklerimizin acısını çıkarttığımız gibi birine sımsıkı ama gönülden.En son ne zaman hayatımızda çok önemli olan,yüreğimize yakın olduğunu hep anımsatan can dostumuz dediğimize ‘’seni ve sesini özledim’’ dedik.Zaman pervasızca akıp giderken geride bıraktığımız fotoğraflarımıza ne zaman baktık.Çekmecelerimize kaldırıp poşetleyip albümlerin arasına yerleştirdiğimiz resimleri ne zaman hatırladık.Hangi yağmurda yağmuru çok sevdiğini bildiğimiz arkadaşımız,annemiz,teyzemizin kızı hatta belki de eski aşkımızı hatırladık.Yağmur yağarken koşturmak,yetişmek yerine yağmuru gülümseme ile karşılayıp kaybolup giden neleri düşündük.Yağmuru fark ettik mi acaba?
KASIM 2005
..
Ne yaşadığım bir kış gecesi
Ne karşımda duran kar ecesi
Dudağımda ayrılığın her bir hecesi
Yeter çözülsün artık sonsuz huzur bilmecesi
..
Ufaktır küçük aşkım büyümeye naz ister
Baharı görmek için bir kış bir de yaz ister
Gönlüm içre kaynaşır içli sevda sözleri
Türküsünü çalmaya bir düzenli saz ister
..
Hava bulutlu kar yağıyor
Başım dumanlı içim yanıyor
Aklım başımda yok neyleyim
İşte bir kış akşamı ben böyleyim
..
Bir kış günü baharım oldun
Karanlık gecelerime güneş gibi doğdun
Şimdi çiçekler açıyor ama
Baharımda yoksun
..
Rikkatime dokunan son kızıllık,son ışık,
Bir inkilap, bir bitiş, işte bunun bir eşi.
Karanlığı çağıran işaret saçlarında,
Kış mı,dert mi, ölümmü, söyle akşam güneşi.?
..
Bu ömrün kaçıncı gününe giriş,bu kaçıncı uyanış,
Mevsim bile geçecek üstelik yaz ve kış.
Günleri karartma, gel bir bilge gibi yanıma,
Anlat bu garibe nasıl biter bu sorularla dolu arayış.
..
Bir kış sabahı uyandım,
Karşımda yüce dağlar.
Ansızın seyre daldım,
Bembeyaz bahçeler bağlar...
..