Sen bana geç kaldın ben sana erken,
Çoğu yârsiz kaldı aşkla giderken,
Sevip sevilelim, gülelim derken,
Kış tükendi, bahar gitti, yaz bitti.
Geçmişe imrenip gelecek yaptık,
Yârin yanağında yaş olup aktık,
..
Güne gün yaşayanlar, düşünmezler yarını,
Karşılıksız sevenler, bil ki canından bıkar.
Aşkla tutuşan yürek, artırırken harını;
-Her güzel bir yürekte, aşk ateşini yakar;
-Üzülme deli gönül, her kış bahara çıkar.
Bakarken yıldızlara, gözler dolar çağlarım,
..
Seni kıs''KAN''mıyorum ''YÜREĞİM''in sesine kulak veriyorum; o bana diyor ki ''SEN'' onu sevmiyorsun sadece bir işçi gibi harıl harıl onu sevmeye calışıyosun...
..
Sapanca'nın dağlarını duman bürümüş,
İkbaliye, İlmiye, Memnuniye parfüm sürünmüş,
Soğucak yaylası karla örtünmüş,
Kırkpınar'ın yolları boştur gezilmez,
Sapanca'da kış başkadır, yaz başkadır bilinmez,
Sapanca'nın yeşili hiç silinmez.
Şerefli tepelerinin başı diktir eğilmez,
..
Ellerini elimden çektin
Karlı bir kış gününde
Ne boynuma sarıldın ne veda ettin
Gönlümü mahsene attın
..
Osmanlı Devleti'nin- zayıflayıp çökmeye
Başladığı dönemde-sarsılmıştır her üye
Dış güçlerin azınlık-olan bu insanları
Kullanmasıyla başlar-zora soktu canları
Tarih derinliğinde-ilişkilere bakış
Ermeniler Türklere-yaşattılar kara kış
Dinî siyasî ile- ekonomik menfaat
..
Kış geçer,
özlemeye vakit bile
bulamadan seni.
Kış da geçer, bahar da.
Kavuşmak neresinde bu mevsimlerin?
Hep vardı oysa ayrılık.
..
Havada bir çökelti var hafif kömür kokusu,
Soğuk içimden soğuk değil,
Geceler üstünü örtüyor sıcacık,
Yıldızlar pırıl pırıl, bulutsuz gecede,
Kış vurdu başıma.
Sevda sen nelere kadirsin, sesiz ölüm.
Donsa bile kalemi bırakamıyorum, parmaklarımdan,
..
Mevsimlerden kış
Bol çamur, biraz kar
Ayağımda çizmelerim.
Mevsimlerden kış
Onbir vasıfsız işçi
Bir atletçik,
..
Bende alıştım gibi,
senelere bürünen ilk baharım gibi!
Dalında oturan bülbül inadla,
Yeşeren güzel hep gönülde yadla
Son bahar kış geliyor haykırınca, tutma bırak,
Kış vurduğunda hepsi yoksun ırak...
..
Sevişirdik soğuk kış günleri, saatlerin canı cehenneme
savaşmaya alışmış insanlar, bizi ayıplıyor mu yine
ne denir ise denilsin, hiç umurumuzda değil,
iyisi mi uzan yanıma, yaz gelene değin.
Anlat şimdi seni, ben bende değil iken,
sen sende nasıl olabiliyorsun, bu garip değil midir
..
Bu şehirde.............. birşey eksik.................. diyeyim mi....... demeyeyim mi................................am ma galiba..................................................................................ney se..........................................erciyes.................... kış vakti gelinliğini.................. yaz vakti.................. ben gibi herifliğimi............................. bir ben mi anladım................................... maalesef herkes siperde......................kim gördü en son talas kartalını........................................yılandağ tepesinde............. mi haydin ordan be.......................................................................
..
Kış neden dargındır bahara
Sesi çıktığı kadar vuruyor göklerden nara
Kendince almıştır bahar gönlüne yara
Oysaki örtmüştür kış muhtaç etmemiştir namusa ar-a
Araf takalmışcasına anladı akla zarar
Kimderdi iki zıt kutup olur birbirine yarar
..
Kışla geldin
Elinde aşktan ince bir nakışla geldin
Yağdıkça işlendin ruhumdaki buzlara ince
Kış güzeli sen
Şu yağan karın günahısın
Yorgun çıplak ağaçların yaprağısın
Bir ölüm uykusunda donarken kalbim
..
Baharın kokusu uzaklardan duyulmaya başladı. Güneş yüzünü gösterir oldu, biraz erkende olsa iliklerde ki sıcaklık pek bir özlemişim be dedirtti en sonunda. Leylekler kapıda ha bu gün ha yarın konar elbet minare tepesi konaklarına. Lak lak der başımıza kakarlar unuttuğumuz boş ama hoş lakırtılarını. Sizi gidi ne yaptınız bakalım biz yokken dercesine, dimağımıza işler şekli ebedileri. Biliyorum birkaç güne kalmaz evde bir telaş “gördüm leyleği uçarken gördüm.” Dinleyen: “ama ben niye göremedim.” Söyleyen “tabi göremezsin gezeceğim bu yaz sen evinde kös kös oturacaksın.” Dinleyen “Ama anne ne diyor bak”, anneden cevap “sen bakma ona, dersine bak o gezsin şu sınavlar gelsin görürüm onu nasıl gezilirmiş.” Felaket tellalcısı anne koyar son noktayı kavgaya. Leylek bütün yükünü sırtlar çalışmamışlığın. Sorun leylektedir aslında uçmasında. Ah leylek sen yok musun sen..
Güzel olacak ya, güzel olacak her şey. Mutluyuz ya her bahar mutluyduk ya yine aynı bağımlılıkla ve bağlılıkla mutlu olmayı becereceğiz. Güzel olacak her şey.
Geçenlerde iştahla kopartılıp durulan, bitmek tükenmek bilmeyen takvim yapraklarının bir tanesinde okudum. Suya düşmüş cemre. Sular da ısınacakmış. Daha öncesinde toprağa, havaya düştü ben geçmişim talaşımdan. Zaten o kadar önemsemiyorum şu sıralar. Senelerimi yedi o cemre denen şey. Kimse ne olduğunu bilmiyor, suya düştü deniliyor. Nasıl bir şeydir? Her düşüşünde ararım ot mudur, böcek midir, ne hal bir şeydir. Havaya suya hükmeder neresindedir hikmeti göremedim bunca yıl. Ama dendiği gibi yazıldığı gibi oldu her seferinde, demek mühim bir şeydir bu cemre diyorum ama önemsemiyorum işte. görsem de görmesem de sıcak ya havalar, ne önemi var cemrenin tabiatında gizlediklerinin.
Evde bir bayram telaşı, niyedir anlamam her bahar olur bu telaş. Bahar ayları gurbetteki bir akrabaya kavuşma anıymışçasına, bir bekleme telaşına koyulunur. Ev tepeden tırnağa temizlenir. Misafire ayıp olmasın diye duvarlar badanalanır, ev içerisinde saklı çiçekler yoluna, kapı önüne dizilir. Yaz ayının heybeti bahar adında gölgesinin ardında korkutur ya da saygıdan mıdır bir telaştır kaplar evi. Güzel girilmelidir yaza. Güzel olmalıdır her şey. Güzel olacak diyorum. Dedim ya her şey güzel olacak.
..
Dallar kuru hava soğuk.
Yeşil az kar ile avunduk.
Rüzgarın hızı ile savrulduk.
Kış geldi sobamıza kavuştuk.
Dağlar puslu güneş uslu.
Yağmur yağar dolu,dolu.
..
Dama çıkmış karını kakar,
Sallandıkça benim yüreğim yakar,
Hasreti gönlüme kurşunlar sıkar,
Kış günü buz gibi erittin beni,
Ardan gururdan yad ettin beni.
Badem gözüne baktıkça yandım,
..
Eylül..............................................................................................................................koptu süzüldü dalından..............varmak için.............bir yeni bahara.................kondu şurama..............................................................................kahverengi sarı, bir altın varak, koptu süzüldü dalından kondu aramıza................................................haydi arkadaşlar mı dedi.. yoksa kim itti beni..............................................................................................................................koptu süzüldü dalından kondu aramıza...............................................................en duygusalı mı yoksa en yüreklisi mi idi..önce dalına, sonra göğe mi baktı atladı.. tartışılır da; ..düştü aramıza.......................................aldığım selam yeşilimsi sarı..............duydum sonbaharım diyen fısıltısını.....................sonbahar.......... aynı dallar...........aynı mı yapraklar....................dilerim ki sana..kış ardında yeni baharım ben demiştir..................bir altın varaktı. aldım şurama koydum...
..
mevsimleri anlatıyor öğretmen..!
okumuş boşu boşuna………..
dirseğini yoktan yere çürütmüş…
tekrarlayıp duruyor…..
ilkbahar, yaz.. sonbahar,kış..
ilkbahar,yaz.. sonbahar, kış..
uzattıkça uzatıyor..
..
Seni düşünmeden bir günüm geçmez
Çağlayan gözüme hiç sözüm geçmez
Sen bir yuvada kuş, ben dertli çoban
Benim mevsimim kış, sen taze fidan
Andıkça adını aşkımı delirtir
..