...unutulmuş bir bahçeyle kış konuştu...
bahçe:"bir sen anımsadın beni"...
kış:"ben ayırdetmemeyi unutmam sadece..."
bahçe:"ben yapraklarımı yapraklarım da beni unuttu oysa"
kış:"üşütmekte üstüme yoktur ayırdetmeden hiçbir ayrılığı"
bahçe:"anımsanmaya değer unutulmamanın adıdır mutluluk...demek..."
kış:"sırf sana olan yalan olandır zaten bahçe,bir de sırf bana"
bahçe:ben ve tüm dünya bir bütünüz zati,
mutsuzluğum kaldığım için sırf kendime...
..
kış gelirken eskiden üzülürdü pencereler
çağla ağacının çil çil hüzünlü çocuklaşmasına
çiçek çiçek kesilen camlarda çaresiz uzaklığın
dışarısı görünmez olurdu korkularım yaz kadar sıkıcı
kan sıcaklığında uykulardan uyanmak istemezdim
kış gelirken eskiden yoktun gene yoksun
uyanmak istemiyorum...
çoraplarımın söküğünde salya sümüktüm üşengeç
yorganımın altında sabaha ezilirken ilk gençlik düşlerim
..
kimi düşündüğümü sesimde solan ışıklar bilir
sen bu kentin uçsuz bucaksız sandığın sokaklarında
karanlığa terk ederken tınısını son kalp atışımın
güneşe sığınma kaçamaklarımda en acı tonu bir kış göğünün
yaban çiçekleri kadar isimsiz ve güzel bu sevda
sen çocuğumdun gülüşüyle ölümlere kumdan kaleler kurduğum
birlikte göğüs germeliymişiz meğer çatıların ilk hüzünlenişine
tüm sevgileri balkonlara çağırmak gibi ironik bir çığlığın arifesinde
bulutlar da bizim gibi kopkoyu paramparça bizim kadar kaybolmamakta ısrarcıyken
..
yüzyılları biriktirdim sana
kış yağmurlarını kumbara yaptım yüreğime
üşüdükçe özlüyorum seni
..