AHMET ZEYTİNCİ KIŞ ŞİİRLERİ

AHMET ZEYTİNCİ KIŞ ŞİİRLERİ

Ahmet Zeytinci

Geçen seneki gibi kar yağmazsa bu sene yandığımızın resmidir. Mesleğimiz ayakkabıcılık olduğundan dolayı tabi ki böyle bir cümle kurdum. Kar suyu ve yağmur suyu yemeyen bir ayakkabının bizim satışlarımıza hiç bir faydası yok haliyle. Bir de şu var, kış yerinde ve zamanında yapmadığında kışlığını(Devamında gelen cümleyi es geçiyorum zaten çoğunuz biliyorsunuz.) bahar ve yaz ayları da güzel geçmiyor hem de meyve sebzenin kıtlığını çekiyoruz millet olarak. Ne pastırma yazıymış bu da bitmek bilmiyor bir türlü, gerçi iş yerinde sobamızı, evlerimizde kaloriferlerimizi yaktık yakmasına da yine de yakınıyoruz halimizden az yakıt gittiği halde. Kış kapıda, kış geliyor kış, hazır olun hanımlar beyler. Ha unutmadan ayva bolmuş bu sene, büyüklerimiz sert geçecek kış diyor...

Geçenlerde bu kış günü ev de bir sivrisinek, haliyle sinek sıklet, boş ver aldırma, kafana takma Ahmet diyeceğim ama diyemiyorum işte. Gece bir kızın odasında, bir benim odada. Gece yarısı lambayı yaksan bile onu bulmak o kadar zor ki. Samanlığını içinde belki toplu iğneyi bulursun da onu bulamazsın o derece yani. Yahu sivrisinek kardeşim geldik sonbahara, bak güzel güzel gidiver de almayayım ayağımın altına, sen mevsimleri mi şaşırdın yoksa beş altı ay sonra bekliyorduk seni. Beş altı ay sonrada gelsen yinede başımın üstünde yerin var diye bir cümle kuramayacağım kusura bakma...

Artık kardan adam yapmak da zor, kardan adamların burnuna havuç, gözüne kömür bulmakta zor. Doğalgaz çıkınca haliyle kömür ile çalışan kaloriferlerin hepsi iptal oldu. Eeee! Sebze meyve de ateş pahası. Şimdi bebeler annesine gidip de ''Anne kardan adam yaptık burnuna havuç lazım bir tane havuç verir misin? '' deseler, annelerinden kıçlarına şaplağı yerler. ''Ulan kerata havuç kaç para bu ev nasıl geçiniyor senin haberin var mı? '' diye de azar işitirler üstelik...

Bir de kahvehaneye ve birahaneye takılan vatandaşların hali içler acısı. Gelin kardeşim siz en kısa yoldan bu içkiyi ve sigarayı bırakın, hem cebiniz bayram etsin hem de sağlığınızı kazanın. Bu kış günü sigara içmek için kahve kapısının ve birahane kapısının önlerinde tiril tiril titreme nöbetlerine girmeyin, hasta da oldunuz mu on gün yatarsınız vallahi bu mevsimde, benden sizlere bir dost tavsiyesi...

Ah o sobanın üstünde kestane pişirmenin zevki, ne kadarda özlemişim hem kestanenin tadını hem de sobanın sıcaklığını, ha bir de salep var tabi, yazın pek içilmese de kışın bol bol hem ben içiyorum hem de çoluk çocuğa bolca içiriyorum...

..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Bir kış boyunca onun ile ne güzel günler geçirdim. Kah yakınındaydım kah uzağında. Yakınında olduğum zaman bana hep sıcak davrandı, uzaklarda olduğum zaman asla yanıma niye gelmedin diye küsmedi... Şimdi ayrılık zamanı geldi çattı... Biliyorum ki onu çok özleyeceğim. O da beni özler mi artık orasını bilemem, onun bileceği iş...



Onu beslediğim zaman, dolu dolu ısıttı hem yüreğimi, hem bedenimi, hem de ruhumu. Kötü bile davransam asla küsmez bana. Bazen hastalanırsa da, damarları tıkanırsa da yine de bana mısın demez, durumundan hiç şikayet etmez benim canım sobam o... Soba deyip de geçmeyin. Eskiden, yani bundan kırk elli sene öncesinde evlerimizin büyük çoğunluğu sobalar ile ısıtılırdı. Kimi kömür ile, kimi odun ile, kimisi de köylerde kokar yakıt dedikleri tezek ile gürül gürül yanardı sobalarımız. Kuzine sobalar vardı, üstünde yemek ısıtılır patates közlenirdi...



En zor olanda bir kış boyu dolan boruların çırpılması ve temizlenmesi işidir. Kimseler yapmak istemez bu işi... Baba büyük oğlanın üstüne atar, büyük oğlan küçük oğlanın üstüne, küçük oğlanda anneye yıkmaya çalışır... En güzeli sobayı çırptıktan sonra bir güzel duş yapıp da
temizlenmektir...
..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Ne güzeldir doğanın beyaz bir örtüye bürünmesi, yumuşacık kar tanelerinin üzerinize üzerinize gelmesi, yanağınızı, saçlarınızı yalayıp da geçmesi. Yağmur gibi değildir kar, daha yumuşaktır daha naiftir, incedir. Karlar altında saatlerce oynayabilir çocuklar ama yağmurda zordur hem dolaşmak hem de oyun; sucuk gibi olursunuz...

Hem zordur hem de çok eğlencelidir o kardan adamı oluşturmak için saatlerce uğraşmak, orasını burasını düzeltmek, sonrada gözlerine küçücük kömürleri, burnuna da havucu kondurmak. Başına da dedemizin eski bir fötr şapkasını yerleştirdik mi değmeyin keyfimize. Hayatta hiç bir şartta üşümeyecek bir adam varsa oda kardan adamdır.

Çok uzun süreli kar yağışları aynı zamanda okullar bir iki günlüğüne tatil olduğu için çocuklara da bayram yaptırır, ha unuttum bir de servis araçlarının şoförlerine tabi ki, onlarda dinlenme fırsatı bulurlar. O beyaz örtü insanın ruhunu dinlendirir, belki yüreğini dillendirir, şairlere yazarlara belki ilham verir. Kışın insan çok dışarı çıkmak istemez aile bağları kuvvetlenir sohbet samimiyet artar...

Bir de aklımın takıldığı konu ''Kardan Adam'' hep adam, kardan kadın niye yok yıllardır düşünür dururum. Bu da bizim kadınlarımıza verdiğimiz değerdendir herhalde diye, sanal bile olsa onlar üşümesin biz adamlar üşürüz onların yerine, onların yüreklerinin sıcaklığı bize, evimize, çocuklarımıza yeter de artar bile...

Rahmetli Kerim Tekin'in de güzel şarkılarından biriydi ''Kar beyazdır ölüm ellerinden gülüm'' diye devam eder giderdi. Çok sevmiştik şarkıyı da Kerim Tekini'de aramızdan genç yaşında ayrıldı bu değerli sanatçı. Allah rahmet eylesin diyelim...

..

Devamını Oku
Ahmet Zeytinci

Nasıl düşünmeyeyim, nasıl düşünmeyeyim. Geldi kapıya dayandı neredeyse bir sevgililer günü daha. Bir aydır, yok yok altı aydır onu düşünüyorum şu on dört şubat gelse de; ki kendileri az buçuk ''Sevgililer Günü'' oluyorlar, ben de sevgilime bir şeyler alsam. Karım da bu duruma hayatta kızmaz ha, neden derseniz; bizatihi karım aynı zamanda sevgilimdir de ondan, bilmem anlatabildim mi?


Yahu arkadaşlar bu meret, yani sevgililer günü yeni icat oldu sanırsam, yoktu bizim gençliğimizde böyle özel günler fazla. Biz bir anneler gününü, bir de babalar gününü, bir de Kabotaj Bayramı'nı bilirdik gerisi hikâye ve hatta seri halinde fotoroman bile diyebilirsiniz...


Bakayım dedim şöyle bir iki gün öncesinden vitrinlere, bir de fuar var başkentte. Allah razı olsun adamlardan ne güzel düşünüyorlar da sevgilileri fuar yapıyorlar, her bir şeyleri ayağınıza kadar getiriyorlar. Herkes bütçesine göre sevgilisini düşünsün artık. İsteyen saç tokası alsın ya da bir demet çiçek, isteyende milyarlık saat alsın.


Ne yapsam da fazla masrafa girmeden yırtsam bu sevgililer gününden, bir hinlik düşünmeli, bir uyanıklık yapmalı, en az maddi hasar ile kapatmalı bu Aziz Valentin denen arkadaşın bu özel gününü demeye kalmadı pat bir anda çocukluk arkadaşım İsmail çıkmaz mı karşıma. Epeydir de görüşmemiştik kerata ile. Ayaküstü iki üç dakika hoş beşten sonra ''Seni sıkıntılı gördüm birader'' dedi. Döndüm İsmail'e ''Nasıl sıkıntılı olmayayım kardeşim yine geldi çattı on dört şubat, elde yok avuçta yok, bizimkisi de hediye bekler haklı olarak, senede bir kere kutlanan bir gün, kara kara düşünüyorum, Karadeniz'de gemileri batmış adamdan daha beter durumdayım senin anlayacağın.''
..

Devamını Oku