-denizin kenarında
bir vapur geçiyor gözlerimin önünden/ sen nerdesin, nerdesin.
….bana istenildiği kadar söz edilsin, boz bulanık sulardan ve kirli denizlerden…
ayaklarımı uzatmışım boğaz mavisine, bir vapur geçiyor gözlerimin önünden
bakışlarım ıslanıyor, uzaklardan bir yel gibi, martı çığlığına benzer hayalinden
….bana ne diyorum çarpık yapılaşmadan, İstanbul ‘un siluetinin bozulmasından…
gözümü alamıyorum ki köpüklü dalgalar ve vapurda ismin yazılı filikalardan
içlerinden birine biniyorum can yeleksiz, yanımda sen, nasıl mutluyum bilsen
açık denizlerde seninle kaybolurken.
-kış odasında
hava ayaza döner bulutlar böyle üşürken/ ne kadar sıcak nefesin.
….duymak istemiyorum ozonun büyüyen deliğini, sonuçlarını küresel ısınmanın…
şimdi tarifsiz keyfini yaşıyorum, seni bir sobanın yanında uyutan bu masalın
elinde bir beyaz kağıt yarısı yazılı, gerisi düşlerinde büyüyor anlatacaklarının
….haklıdır yok oluş sebebi belki ormanların, biliyorum daha değerlidir madenler…
öyle derin vadinin içinden geliyor ki, ama hepsinden güzeli işte bu gülümsemeler
kardelen olup açtırır perdelerimi, kokusunu en erken senden alırım baharların
o zaman diner acısı dudağımdaki yangınların.
-yaşamın namlusunda
sesini duyacağımız yerde olsun kampanaların/ ayarı doğru ise saatinin.
….toplama kamplarını unuttum, Vietnam‘ı da bilmem, bana başka kitaplar getir…
kardan adamı vuruyor kartopu savaşının çocukları, sen bakma başını öte çevir
çıkar tadını kar beyazının, çok sürmez çamur düşer ak üzerine, devir böyle devir
….tam o anda kapanır simsiyah kulaklarım, enkazın çığlıkları gelmez yüreğime…
sonra çift kişilik bilet keserim hayat çizgimiz üzerine, saklarım gizli mabedime
bir iskele buluruz adresini bildiğimiz, sabah orada buluşuruz, işte o gün gelmiştir
belki bu geçen vapur, bunun habercisidir.
-uyandığım zamanlarda
yokluğundan anladım çayımın soğuduğunu/ sen nerdesin, nerdesin
….paranın rengi sıfırlarda kaybolmuş da, kuyruğuna işsizlikler takılmış iflasların…
elini tuttuğum ilk günkü sıcaklığınla hangi kalabalıklar arasındaydık, hatırlarsın
başka adımlar üzerinde düş görmüştük de, düşmemek için koluma yaslanmıştın
….ayakları çıplakmış çocukların, karınları aç ve ölüm dersen yastıklarının altında…
şimdi birden üşümeye başlarım uyanınca, ayaklarım ıslanmıştır yalnız adımlarda
kalkarım oturduğum yerden, o kalabalıklar yoktur yanımda ve kolumda sıcaklığın
seninle başka yaz düşlerine yeni kışlar ararım.
Kayıt Tarihi : 5.1.2009 06:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gerçekler kadar gerçektir ama onlardan çok daha güzeldir seninle yaşanan düşler…
![Cevat Çeştepe](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/01/05/kis-ortasi-yaz-dusleri.jpg)
basit mi kalacak yazdığım..
şiirden sonra bir şarkı düştü dilime..
rüyalarım olmasa..
ayaklarımı uzatmışım boğaz mavisine, bir vapur geçiyor gözlerimin önünden
bakışlarım ıslanıyor, uzaklardan bir yel gibi, martı çığlığına benzer hayalinden
iyiki düşlerimiz mavi..onlarda olmasaydı...
gec kalmışım okumakta üstadım...geceme hüzünleri alıp gidiyorum...
kutlarım papatyalar yüreğinize
TÜM YORUMLAR (103)