Kıröator / ölü kuşlar ağlamaz

.

nefesi öğretir
su’yu kuluçkaya yatırır
diker kahverengi gözlerini

- çok şey biliyorum inan, sana da öğreteceğim
yalnız bir şartım var, gölgeni vereceksin bana –

herkes susar konuşunca
bir gövde yarılır
salkım kurular dağılır
içi depreştiren görgüler

- ne varsa öğreneceksin, bak ben normalleri sevmem
meme uçlarından severim kadını, oradan başlarım
iç yakalarken dağılmayı, karışmayı –

didinir kendi olmayanlara
onlarla okur
yüzlerle yazar
kanı kanıksatır
su’ya katar kızartır

- şimdi sakin ol, acıtmayacak bak
bir şey yapmadan oturmak, her şeyi öğreteceğim sana
çattığımı görürsen aldırma, etkilemek içindir
erkek olduğum içindir, bunu an'la korkma –

seni öptüm
kokan nefesinden
çıkar başını sudan
dudağını ısla sadece
kıyıla dualarınla
senin gibi inanıyorum
kuyuna düşürdüğün tanrına

- ben çocuğum daha, sana da anlatacağım
korkmadan ağlamayı, içinden sıyrılmayı
ayıplanırsan onlardan biri değilsin –

hayran bakar siyahlı kadın
ağzının içinde ahit sanki
düşecektir kıyılara
kapılır gider konuşmalara

- size bir şey vereceğim hocam
ben dediğimi, benliğimi, kabul buyurun lütfen
etkilendim sizden, karşılıksız olacak, kalbimden –

kan isterdi kadından
hep denerdi sıralarını
haç şehir dolaştı
tutunamadı
aradığı şizofren bir sevdaydı
çok okuması bundan
sözün yazının sırrını araması
kıyıları yağmalaması
dipleri sökmesi
çöpleri karıştırması bundandı

-siz gençsiniz, ne çok şey biliyorsunuz
allah bilir kırmızı başlıklı kız ve kurt’u da ezberlemişsinizdir
neden sadece etkileyici dedikleriniz, başka bir siz var mı
sakinsiniz, korkutmadan dolanıyorsunuz çevremde –

almaya gelirdi
sadece almaya
açlığı kesilmezdi doyunca
mavi pastiskalar sarar
döktüğü kanı uzağa yollardı

-demiştiniz öğretkenim diye, ne öğretirsiniz
karşılıksız dediniz, gölgemi istediniz,
çok şey değil mi istediğiniz-

şatafatı
polemiği
medreseleri
kapanan başta gördükleri
kesip kendine biçtikleri
koca yalanın etkileri
böylesi günlerde
hep kendine isterdi dilekçeleri

-beni etkilediniz, ağzı açık dinledim sizi
uzatsam boynumu, gölgemi emer misiniz-

emdi
emdiğiyle çizdi
yazdı ırgat gözlerini sayfalara
dönüp şaire dedi ki

- sen aptalsın ağabey, kan satılırken ortalıkta
karşılıksız veriyorsun kalıbını da, sen aptalsın
bak şimdi nasıl alıp gideceğim kadını, o gözlüklü
olana bakma, dünkü çocuk o daha, işi bilmiyorsun sonra
madem ki alacaksın istediğini, önce yapacaksın piyasa
açacaksın bir fikirhane, yazı üstüne dükkan işte
çalacaksın istediğini, vereceksin dişlerini –

şair bildim dedi
o yüzden selamım sessizdi
neye değseniz ellerinizi
kirletirdiniz saf gülencikleri
çevreleri çıkınlamak
yığmak kenara
telefonsuz kalmamak
adresler
gece yarısı içmeler
bilinmedik mitleri bulmak
her şeyin andını yazmak
kapamak kolları
göğüs kıllarını saydırmak
ak memelerin arasında başları uyutmak
sakince durup cool takılmak
sabah kahvaltılarını elleriyle hazırlamak
illa baş köşede birkaç kıyak kitap
duvara bir diploma
faşist kafaların izine sarılmak
zor lakin sizden olmak
çok zor aptallığı bırakmak

-sen anlamıyorsun abi, bak yandaki kıza, nasıl götüreceğim
gör çöz anla, bırak bu saflığı, bu devirde düzen yaranıyor anla
hazırladım kafadan stratejiyi, girerim cafka’dan, bir bodaliyor
biraz can kücel, biraz ümüd yakar yerim onu geceye kalmaz
baş ağrıtmaz iç sızlatmaz, aşk gibi saçmalıkla da uğraştırmaz
anladın mı abi, bırak bu saf ağır abi havalarını, hem gerçeği istemez
bu kaşarlar, yalanlara bayılırlar, vurup geçeceksin abi –

anlatır çekilen gölge
geldiği kaleme
ilmik ilmik sarraftır
kapı kapı açılan
rasgele balıkçı düşleri
sizlere kalmayan
sessizlik örülür pencerelere
bahçede kuşlar
kulakta akdeniz şarkıları
uyur elleri
birlikte uyutur akşamı

- abi gidiyor musun, takılsaydık az ya, laflardık hani birkaç
abi hatunda çetin ceviz cıktı, hüç gülmüyor ya, öyle bakıyor
zordur bu tipler, sanki evlenecekler, arkadaşı var mı, sorim mi abi –

uzun yollardan tapınaklar
çeşme başında su içmeler
virajlı yollarda
denize paralel gitmeler
her şeyi içerde
en çok suyu özlerler
dilenciler dilenciler
sizi de soydu geceler

- abi öpmeyecek misin, abi alooo –

yürü lennnnnn.

su yılı / ölü kuşlar ağlamaz