Seni düşünürüm sanıyordum
ya topaç değilse dünya
ve kimse oynamıyorsa onunla
Diye adamakıllı efkar basmadığı akşamlar
Akşamlar ah akşamlar
Kırmızıya koşturan öfkeli boğalarım
Acısız birer ölüm arıyorum sizin için
Acısız ölüm kimde var
Seni düşünürüm sanıyordum
Ama işte bir de
Çatıya uzanan merdiven olmak var
Her harmanı görebiliyorum her zamanı
Böyle görmek nerde var
Benimle aynı boyda dolaşıyor evler
Bir teras göz hizamda çapkınlığa elverişli
Buradan uzanıp öpüversem evin beyini
Kim bilir ne şaşkınlık yaratırım hanımında
Kim bilir ne şaşkınlık yaratırım dudağında
nasılcık, goncacık, açıversem
Sudan sebeplerle iyileşmesem
Akşamlar ah akşamlar
Biraz daha morluk verin bana
Seni düşünürüm sanıyordum
ya bir topaçsa dünya
ve deli gibi soruyorsa onu yitiren çocuk
Diye adamakıllı efkar basmadığı akşamlar
Akşamlar ah akşamlar
Kırmızıya koşturan öfkeli boğalarım
Acısız birer ölüm arıyorum sizin için
Acısız ölüm nerde var
Kayıt Tarihi : 10.12.2006 12:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nilgün Aras](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/10/kirmiziya-kosturan-ofke.jpg)
sonsuz sevgi ve saygımla
Sonuna kadar düşünülmedi düşünülecek olan. Düşünülmeyen büyük bir nezaketle şiirin baş kahramanı olarak kaldı. Gizli ödül.
Ekmeğe karışmış sicim parçasını söker alır gibi yaptım; öteki alt sütunlarla destek veren dayanakların içinden o dizeleri.
Demek ki topaça şaklamalı seslerle vuruşlar sürüyor ve dünya dönüyor. Oyun sürüyor, hiç de mola verilecek gibi görünmüyor. Eyvah.
Sonradan düşünüldüğünde geçmişte mutlandıran yaşanılan 'an'a konuk olma becerisini gösteremiyor. Aslında ne kadar kolay olmalıydı. Efkar basan her akşamda nasıl da, nasıl da düşünülürdü. Neden neden efkarsız bir akşama saklı kalıyor. Neden? Efkarın büyüleyici iki gücü ortaya çıkıyor şiirde. Efkarsızlığı gerçek efkar olarak bağrında gizlice barındırıyor. Efkarlı hal ise burada geçerli görülendir. Bu öyle hoş ki...
Bilinen gibi boğalar renkten anlamazlarmış da karşısındaki kıpırtıya öfkelenirlermiş, şiirdeki siyah akşamların efkar karşısında inatla sallanışları gibi.
Siyahta beyazla sakinleşmiş efkardan sayısız öfkeli boğa arenaya koşuyor. Yine eyvah. Düşünülme sırası gelmeyecek. Nedenleri nasıl yok edilecek? Kalbi noktaya sivri demir sokularak mı yoksa düşünülme erdemi veremeyen beynin ortasına mı saplayarak. Merhamet. Canı yanmasın. Yok olmasını bilsin de kolaylık sağlasın.
Çatıdan her şey ayrıştırarak görünecek ve ne yazık ki çatıdan bakmak kaçınılmaz, bir çıkışın yüreğe doluşu.
Dördüncü bölüm. Ah.
Efkarın senfonik ritmi birden değişti. Baş yana düştü. Göz gönül ışıdı. Zararsız bir jimnastik başladı. Taze bir coşku sevgi aradı. Yinelenen. Düşünülemeyen kalıp değiştirdi. Asla bir öç değil. Sevgi coşkusunun, iç dünya kalıbını dış kalıptan yeğ tutarak sınır tanımazlığı. Uslandırılmış sürpriz.
(Aynı hacimde evler, terasın göz hizasında çapkınlık elverişliliği, uzanıp öpüvermek yan komşuyu ve hanımında uyanacak şaşkınlık şiirselliği burada çok çarpıcı ve tam bir Aras ustalığı)
Nasılcık ve goncacık'ın 'cık'ları şirinliği ve temizliği o efkarın her türlü yönünü masumlaştırıyor, sevimlilik ve anlık gülümseme ritmi katıyor.
Bir yeni başlangıç ama ne yazık ki bu kez o başlangıç da yitiriyor dönen dünyayı. Efkar bitmiyor.
Umut azalıyor. Düşünülemeyecek.
Ne yazık ki efkardan fırlayan öfkeli boğaların ölmesi kaçınılmaz. Çare bulunamadı acısızlığa. Efkar mızrağa dönüşmek üzere. Dayandı dayanabildiği kadar. Oysa akşamlar çok masumdu. Akşamlar başladığında kararma siyahlığına bakmayın. Akşam denilince bir 'ah' mirası bırakıp giden bakılacaktı. Sıra gelmedi. Gelmeyecek.
Şimdi boğaların yere serilme vakti. Gün ışıdı.
Nefis bir Nilgün Arascaydı.
Kırmızıya koşturan öfkeli boğalarım
Acısız birer ölüm arıyorum sizin için
Acısız ölüm kimde var
tebriklerimle baştan sona kendini okutan nefis bir şiirdi kaleminize kuvvet saygı ve selamlarımla ayrıca akşamlara bir matador ama yetermi ki akşamlara saygılarımla
Şair şiiri bildiğini, imgelere hakim olduğunu ve imgeleri bilinçsizce kullanmadığını her pasajda ustaca sunuyor.
Nilgün Hanım tarzını oluşturmuş, şiir dilini özgün bir şekilde kullanmıştır.
Tebrik ediyor saygılar sunuyorum.
TÜM YORUMLAR (17)