Adımı ay parçası koymuşlar. Peşimde parmaklarımla sayamadığım, zevkten kaç köşe olduğunu bilmediğim bir sürü yıldız. Hepsi birbirinin aynısı... Topunun köküne uzak gövdem. Sağımdan soluma yolculukları. Solumdan sağıma bir gece yolculuğu. Aydınlık tarafları karanlık, karanlık tarafları zifiri...
En büyük korkuları dolu ay olmam. Bu yüzden her biri pervane oluşlarına intihar süsü veriyor. En uzun gecesini 27 Aralık da yaşadı Tül'ün arkasındaki Ay. Rüzgârın nefesiyle söndürdü yanan bütün yıldızları...
Toprak Anamın Çakıl kızı olarak devirdim koca bir ömrü. Kum tanesi dağınıklığında yaşadım yalnızlığımı. SU'yun su'ya susaması gibi dudağımın çatlaklığı. En uzak uzaklıklar yakınımdaydı oysa en yakınlarım en uzakta...
Bütün beyaz sayfalarım burnunun dikine giderdi. O yüzdendir aşkın üzerine çizgi çekişim. Zincirini uzun bıraktığım künyem yoktu. Yüreğime kazınmış soy ağacım vardı. Adımı bilmeden 29 harfi bir kere kullanarak kurdum cümlelerimi. Yabancı biri öznesi olamazdı dolaylı anlattığım yükümün... Büyük ünlü uyumuna uyarken küçüklüğüm. Büyüdüğüm de küçüklüğümün ünü kaldı.
Geçtiğim bütün sokaklara küf kokusu bıraktım. Tadını ve sıcaklığını alamadığım ekmekten. Ucu yanıktı bana uzanan bütün ellerin... Ve sonu belliydi ununu eleyip, eleğini asan fırın gibi yüreklerin. Ter kokusunun, ten kokusuna karıştığı akşamlardan kalma kısık ten ateşinde yanan közdüm...
Geceye abayı yakan bir kibrittim sadece kuru kuraya yanan bir odun parçası
Uçurumların yere bakmasından korkarım. Bir yaprağın, ağaçtan kopması bana hep saçma gelir. Daracık bir sokaktan geçen kırmızının, yeşile sırt dönmesi mümkün müdür? Ya da bir çocuğun iki eliyle bir ağacın dalına uzanması...
Bugün hayata ne kadar geç kaldığımı anladım. Bütün kuruntularımı geri alma zamanı. İleriye dönük, elimde üşüyen gölgemden başka bir şeyim yok. Mal varlığıma gelince uzunçaları afonisiz bir yalnızlık. Eşgali belirlenememiş bir hiçim işte. Herşeyin içinde hiçbir şey. Bu konu da fazla bir şey söylemeye, yazmaya gerek yok.
Beni resimleyen siyah beyaz resimlerim vardı. Negatifi bütün dillerde... Oysa diğer profilimin, beni tamamlayamadığı banyosuz bir profilim... Çoğaldıkça azalan sularım var. Azaldıkça çoğalan renklerim. İnce beline gökkuşağı bağlamış saydam bir can kırığıyım pencere diblerinde. Ne bakarsan, onu göremezsin... Ne görürsen baktığın ben değilim...
Tülay SustamKayıt Tarihi : 8.11.2006 11:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Edebi ve felsefe yönü ağırlıklı bir yazı..
Sevgili kardeşim kaleminiz hep yazsın muhakkak birgün
sizde hakettiğiniz yerde olacaksınız..
Sizi kutluyor ve sevgilerimi suınuyorum.
Geceye abayı yakan bir kibrittim sadece kuru kuraya yanan bir odun parçası
..............................
Kim bakarsa baksın, insanın gerçek yüzünü ve yüreğini yine insanın kendisi bilir. Her göz ayrı görür çünkü...
Güzel bir yazı. Kendini sorgulayan ve hesap soran, bir yandan da hayatla alay eden bir yazı.
Kutlarım
Sevgimle
tebrikler çok beğendim......
Oyy çektirdi bana.Tebrikler. Sevgilerimi yolluyorum.
Turhan Toy
TÜM YORUMLAR (7)