Sayısız bedenlere girip çıktı ölüm
Bağdat kan kırmızı tarih çalınırken
Çocukların açlık elası gözlerinde vuruldu insanlık
Bağdat kan kırmızı ırzına geçilmiş
Gidip akraba olamadık insanlara
Kentin ağır ışıkları altında paramparça olamadık
Bir dil o gece tüm korku sözcüklerini
Orada olamadığımız için fısıldadı Bağdatlılara
Bağdat kan kırmızı asker yeşili postal siyahı
Ölürsek bir gün
Tüm yollar yine oraya çıkıyor olsun
Bağdat güvercin beyazı
Bağdat insan gülücüklü olsun...
..
Kırmızı gelincikler
Beyaz tarlaların içinde
Geçilmez
Tırmanılmaz sarp kayalar
Gah atlılar gah yaya
Sıralanmış geçit vermeyen yola
..
Kırmızı akşam üstlerinde
Gözümde yaşanmışlıkların mutluluğu
Kaybedilmiş uçurtmaların hüznü
Bu kısır döngüde
Alırım her nefesi,her anı...
Özlemlerim özüme bina kurdu
..
ROMANTİZMİN YENİDEN KEŞFİ
"saymadım. bu bilmem kaçıncısı olacak bu vişne tadını alışımın
bir kar yağacak, bir göle bakıp hisleneceğim
gece geç vakit acele acele bir şiir bulup unutacağım
böyle olacak romantizmi yeniden keşfim, böyle olacak vişnenin tadı..."
..
Acı kırmızı bir gül goncası olmuştu dudağının kenarında.Yağmurlu bir Temmuz akşamı tüm aşklardan sürgün edilmişti.
Kaçtı...Sığınabileceği en son sokağa.Yangınlar çıkıyordu yüreğinde ve yaz yağmurları söndüremiyordu bu yangınları.
Bu şehir çoktan kaybetmişti kendini.
Çingene fallarında kısa çıkıyordu hayat çizgisi hep.
Kaçtı...Hayallerinden, di li geçmiş zamanlardan, sandığına gizlediği tüm fotoğraflardan kaçtı.
Dizlerinin üzerine yığıldı en sonunda yabancı.
Acı kırmızı bir gül goncası olmuştu dudağının kenarında.
..
Bir çift bakış,
İki damla gözyaşı..!
Karlar üzerinde,kanadı kırık bir kuş..!
Ve bir demet kırmızı karanfil..!
Damla,damla akıyorum,
Bembeyaz karlar üzerine..!
Hayatımın tablosunu çiziyorum,
..
Mavi giyerdi mesela, sabah olsun diye sabirsizca bekler, perdelerini günün ışıklarıyla birlikte açardı.Baş örtüsü sarıydı, güneşi temsil ederdi o ve çiçekleri kırmızı turuncu mavi...Yeryüzü adeta onun aynada ki suretini andirirdi...Mevsimlerden yazdı...Bulutlar ortünce maviliği, güneşin sarısı kara bulutların ardında kaldı..Bir siyah kadifeydi gökyüzü...Aynada ki siyahlığın bir yansıması..Hani belki de cürümlerinin karası..Yoksa olabilir mi bir sonbahar hatırası...Aslında hiç kimse bir kimse değil.. Kimsenin yok bir aynası...Herkesin gizlenip durduğu sadece dev aynası.
..
Akşam oldu
Kırmızı güller gülüş,de
Soldu sarardı sarı güller
Seni görünce
Beyaz güller,di
Takıldı gelin,liğine
..
Şey gitme şimdi bu limanlardan
Bir kırmızı yalnızlık gibi dudağımda
Bir kırmızı Aksaray çiziyorum gitme
Şey beni de al, bırakma korkuyorum
Gibi belki de bu büyük İSTANBULDAN...
Kalkıp gidecek gemiler sonra ben
..
Kırmızı bir gül vardı
Koyu mu koyu
Yaprakları yan yana
Çepeçevre sarılmış
Kan rengi aşk dolu
Kırmızı bir gül vardı
..
AL KIRMIZI GÜLÜM
al kırmızı
bir gülüm vardı...
ki,
o olmayınca
gönlüm al al yanardı...
..
bir gül çiğneyiverdim
gül goncası
kırmızı bir gül
kanayıverdi yüreğim
değişiverdi mevsim
alevleniverdi gözlerin
bir gül çiğneyiverdim
..
Dudağından bir parçaydı, göğsüne taktığın kırmızı gül
Unutamam o geceyi, kalbimde saklıdır verdiğin gül
Gözlerinde gecelerin, o sıcak rengini görüyorum
Kaçma benden ne olursun, aşkınla bin kere ölüyorum
.........Kırmızı gülüm benim, esîrin oldum senin
..
Kokmaz bir karanfil
Gece rüyasında korksa
Taç yaprağından üşür...
Gördüğü düş:
Kırmızı gökkuşağından düşmüş...
..
Sıcak bir gecede emir verildi
Anadolum Caddelere serildi
Sinelerde imanımız gerildi
Bugün Melekler Kırmızı Beyaz…
Ya Allah,Bismillah,Allahu Ekber….!
Meydanlara dedi Başkomutan
..
Martılar gelip duruyor kapıma.Seni soruyorlar.Yoksun diyemedim,üzülürlerdi.
Dönecek dedim,yağmurlu bir sonbahar akşamı.
Yağmurlu bir sonbahar akşamı cesedini buldu sokak çocukları...
Sarmaşık gülleriyle kaplamışlardı bedenini...Güller ki bileklerinden sızan kan gibi kırmızı,güller ki hüzünlü,buruk.Ve bütün sonbaharlarda yağmur yağıyor bu sokağa ve gül kokuyor şehir.
Meydan saatinin önündeyim.
Hangi kırmızı verebilir artık dudaklarının rengini? Hangi sarı,saçlarını...Ve deniz mavisini kaybediyor gitgide.Gözlerinsizler hepsi.
Martılar gelip duruyor kapıma.
..
bir yaz yağmurundan sonra...
çalılardan kollarını çizerek
bana
mor kırmızı böğürtlenler toplayıp
..
Gece hep başladığı gibi biter mi?
Sabah sulara yansır mi yıldızlar?
Talih, altıma kırmızı halılar serer mi?
Kapı ardında beni bekler mi ilkbahar?
Gülü eşsiz kılan üstündeki diken mi?
Yoksa bülbül kırmızı renge mi kanar?
..
Acımadı zalim avcı bir ceylanı yaraladı
Sanki o an durdu zaman dağı kapladı feryadı
Kan kırmızı gözleriyle bakıyordu garip garip
Dağ gibi adam eridim içim yandı garip garip
Gelmesin düşman başına bu hakmı allah aşkına
..
Kırmızı gülün alı var (aman aman)
Her gün ağlasam da yeri var
Bugün benim efkarım var (aman aman)
Ah bu gönül arzuler seni seni yar seni
Kırmızı gülü budarlar (aman aman)
Altına meclis kurarlar
..