Kırmızı Rujun Ruhumu İyi Geldi Nariçe

-Sürdü beni sana.
-Sen kırmızı rujunla öpücük ödevi ver bana.
-Hayatın defterine yazarım seve seve.
-Öp beni aşktan.

Bırak üzülmek yok satsın. Hayat yok satmıyor algısal zehrin aktığı günümüzde.
Aşk, bir incidir. Sevene birincidir.Bu inci katran karası derinleri bağrında barındıran sonsuzluğun okyanusundadır. Yüzmek ve sevmek gerek. Kulaçları kul olmak için atmak gerek.
-Yüreğin Yunus nefesli olmalı ki batmayı göze aldığında onun sevgisi seni karnından sahile taşıyacak.
-Dahası içindeki ben’i aramaktır, onu bulmaktır inci hayaller. Kendine gelip kendine meftun dünyayı sevgili gözüne boyatmaktır inci.
-İki sevenin dünya rengi aynıdır.

Sevmek, kavuşmak değil bir yolculuktur.Gerçek sevgide yol da yolculuk da bitmez.Biten yaşananlardır. Yürekte kalanlar yaşar.
-Kendi hizamıza, hızımıza kadar gelir aşkla yaşamak. Boyumuzu aşar paylaşma denizinde.Boğuluruz sevgiye, çoşup kulaç atarız mutluluğun kollarında. Yaşamak ramak kalır. Mutsuzluğu rafa kaldırır anlık peşin yaşanmalar.
-Oysa her huzurun içinde daha sonra ödenmek üzere hüzün saklıdır.
Farkına varmadan,ben’i kirletiriz. Üst yaşamın sınırında egolarımıza sponsor olur güzel demler. Sonra farklılaşmanın demliğinde süzgecinden geçirir bizi hayatın tınları.
-Tene alışan alıştırmalarımız artar.Sayfa sen ile kırımızı rujun arasında kalır öpücük ödevi.
-O kırmızı rujunla aşk olan dudaklarına misafir olmak isteyen öpme hevesim büyür.
-Öptürür hayatın banileri.
“ Bir öpücük istedim yine annen-baban hayrına” .Hayırlı bir kızsın ki öptün beni ta ben’den.
-Şimdi öpülmemiş hayallerimle baş başa bırak. Onları kırımızı rüyalarını sonra anlatacağım Nariçe…

Kara bahtımın kara giymiş perileri ders veriyor şelale ağızlarında. Ki suları seviyorum.Islanmanın istek kipiyim.İçrek değil nefsim.
-Sensizliğin uzanmadığı yaşanabilirliklere atılır kul’açlarım.
Ben de Adem gibiyim, yasaklı elmaları sensiz cebime koyuyor şeytan. Yoksun diye kırmızı elma yemeyi biraz hayattan sayarım.

-Vakarımdan yakıyor sol yanımdaki yangınlar. Kül oluyor kul ‘vallahi.
Yanmadan sarıyor etrafımı senden kalanlar.

-Bir dinazor gölgesi düşüyor ezelime. Evvelime kadar düşüyor gölgen. Demek çok eskidir senli tutkularım.
-Mağara kapısında Kıtmir kaldığım günlerim aklıma geldi.Çok eskimiş gibi bu sevda.Öyle görünse de gün be gün yeni bir gelin gibi beyaz çiçeklerini sunuyor sevdan.
-Kalbin taşa bir şeyler anlatıyor.Kalbin taşla kardeş oluyor böylece.
Neyi anlatsam, neyi yazsam taş kalbinden acı olarak fırlıyor bana.
-Kanıyorum narına. Tane tane acı oluyorsun. Seni topluyorum huzurun baharında,kendim olmak için.Kendime geliyorum narın beni gururdan yakarken .
-Güzelliklerin kucağında aşka bebek gibisin. Gelip güzelce kucaklamak istedim .Hayatın kolarında alıp bana hayatım demeni bekledim durdum duruşumdan Nariçe